lan"nın teşkiliydi. Böylece ele alına- cak meseleler bu kurullar tarafından incelenerek etüdler halinde Komiteye verilebilecekti. (Komite, hazırlanan etüdleri kısa süreler içinde tetkik e- debilecek ve işler süratle tamamlana- bilecekti. Komite üyelerini böyle ku- rulların teşkiline zorlayan gerçek, herşeyden evvel asker o oluşlarıydı. Askerler her fırsatta parlâmento ça- lışmalarına yabancı olduklarını söy- lüyorlardı. Birçok meselede güçlük- lerle karşılaşıyorlardı, İşte bu yüz- dendir ki Araştırma Kurulları son derece verimli olacak, hele ihtisas istiyen meselelerin hallinde Milli Bir- lik Komitesinin işlerini pek çok ko- laylaştıracaktı. İnceleme ve Araştırma Kurulları için yüz kişi tesbit edildi. Kurul dört komisyon hâlinde çalışacaktı. İcap ettiği takdirde sayı artırılabilecekti. Kurulların ilki eskiden ziyaretçilere tahsis edilen salonda çalışmaya baş- ladı. Bu kurullarda vazife kabul e- denlerin hemen hepsi ücret alma- makta ısrar ediyorlardı. Ancak Ko- mite üyeleri her mesainin bir karşı- lığı olması gerektiğini Oosavundular. Ayrıca, iç tüzük bunu âmirdi. Ku- rulların teşkiline karar verildiğinde Meclis İç Tüzüğünde bir değişiklik yapmak icap etti. İç Tüzüğün 14. maddesi değiştirilerek Kurulların teş- kiline mâni olamıyacak şekle sokul- du. İnceleme ve Araştırma Kurulları- nın ilk işi sabık iktidar tarafından binlerce lira sarfıyla (o hazırlattırılan ve Devlet kasalarındaki yerlerini Su- san Sözenin resimlerine bırakarak bir kenara atılan raporları ele almak oldu. Bunların başında Bâade rapo- ru, dokuz yıl evvel hazırlatılan Or- manların Geliştirilmesiyle ilgili ra- por, Milli Eğitim Raporu gelmektey- di. Milli Birlik Komitesi bu yönden işi çabuklaştırırken, Tahkikatın da biran evvel bitirilmesi lüzumuna kani oldu. Tahkikat komisyonların- dan raporların süratle hazırlanıp An- karaya, Yüksek Soruşturma Kurulu- na gönderilmesi istendi, istanbulda faaliyette bulunan Komisyonun elin- de bine yakın dosya mevcuttu. Tah- kikat hemen hemen sona ermişti. Bin kadar dosya geçen haftanın sonunda Ankaraya gönderildi ve Yüksek So- ruşturma Kurulu tarafından İnce- lenmeğe başlandı. Küçük memur furyesi.. Tahkikatın hızlandırılması, Bakan- lıklarda kurulan Tahkikat Komis- yonları meselesinin bir kere daha or- taya çıkmasına ve şikâyetlerin yük- selmesine sebep oldu. Bakanlıklarda kurulan komisyonlara bir zamanın AKİS, 27 TEMMUZ 1960 Hasan Polatkan Hasan.... Yağma ünlü V.C. kurucuları, Menderes âşık- ları ve D.P. nin isimsiz kahramanla- rı sızmayı bilmişlerdi. - Hele Devlet dairelerinde İşlerine son verilen kü- çük memurlar Milli Birlik Komitesi Üyelerinin yükünü ziyadesiyle arttırı- yordu. Komitenin tamimine rağmen devlet dairelerinde küçük memurla- rın tasfiyesi işi durmamıştı. Bunun sebebi haftanın ortasında anlaşıldı. Komite suyun başında olanları, haki- ki suçluları kısa zamanda tesbit et- miş ve devlet dairelerini bunların e- linden çekip almıştı. Ama ikinci plân- da olanlar bir zamanlar peşlerinden ayrılmadıkları (efendilerinin arkala- rından sadece lanet yağdırmak ve yeni idareye iş yapar görünmek gay- reti içindeydiler. Nitekim (evvelki hafta D.S.İ. de kopan fırtına -Bk. AKİS, sayı 309-, bu hafta Türkiye Petrolleri A.O. da devam etti. Ma- aşları beşyüz lirayı ogeçmeyen bazı memurlar işlerinden çıkarıldılar Se- bep olarak ileri sürülen ciddi hiç bir nokta yoktu. Atılanlar eski Umum Müdürün adamlarıydı! Ancak Türk Petrollerindeki hâdi- senin alının böyle olmadığı kısa za- manda ortaya çıktı. Memurlar al- yanslarını Hazineye bağışlamak iste- mişlerdi. Nedendir bilinmez, Umum Müdür bu işe mâni olmuştu. Genç memur ve memureler yapmak iste- dikleri oharekete mâni olunmasına hem üzülmüşler, hem sinirlenmiş- lerdi. Her zaman olduğu gibi gene basının kanadına sığındılar. Haber İstanbul gazetelerinde büyük başlık- larla yayınlandı. O zaman Türk Pet- rollerini bir telâştır aldı. Sanayi Ba- YURTTA OLUP BİTENLER kanlığından gelen üç kişilik (o heyet hâdiseyi tahkik etti, Hâdise doğruy- du. Gazeteler yalan yazmamışlardı. Şimdi ne olacaktı ? Memurlar işin ne- ticesini merakla bekliyorlardı. Neti- cede birkaç küçük memur işten çı- karıldı. Üstelik tahkikat evrakı Sa- nayi Bakanlığına gönderilmişti. Me- seleyle ilgili olanlar işi bir türlü an- lıyamadılar. İşin içinden gene basın mensupları çıktı. Sanayi Bakanı Muhtar Üluerin basın toplantısında, gençten bir adamın neredeyse Baka- nı konuşturmıyacak kadar ileri gitti- ği görüldü. Bu zat, âdeta toplantıyı bizzat' yapıyordu. İşin alâka çekici tarafı Bakanın buna itiraz etmeme- siydi. Basın mensupları sinirlenmiş- ler, hattâ Bakana biraz gücenmişler- di. Yapacakları tek şey vardı. Onu yaptılar. Söz birliği edip fotoğrafla- rın hepsinden işgüzar zatı çıkardılar. Bu zat Türk Petrolleri Umum Müdü- rü İhsan Topaloğluydu. Basın top- lantısını müteakip Bakanın odasına gitmiş ve ayak ayak üzerine atarak Uluerle bir Umum Müdür - Bakan münasebetinin kabul edemiyeceği ra- hatlıkla konuşmuştu. Bakanla Umum Müdür son derece iyi oarkadaştılar. Ama bu, elbette ki bir sebep olamaz- dı.. İşte bu veya buna benzer yüzler- ce vaka Milli Birlik Komitesi üyeleri- nin her gün bir çok kimseye dert an- latmasını icap ettiriyordu. İşin gari- bi, şikâyete gelenlerin çoğu haklı çı- kıyordu. Olan gene küçük memura oluyordu. Bundan dolayı bir ara kü- çük memurlarda huzursuzluk ziya- desiyle artmış ve Komiteye karşı ha- fif bir serzeniş havası belirmişti. Allahtan küçük memurları mem- nun eden bir hâdise haftanın sonun- da gerçekleşti. Tarım Bakanlığında kurulan Tahkikat Komisyonu haklı şikâyetler karşısında iptal edildi. De- mek hataların tamiri yoluna gidili- yordu. Demek hakikatler ergeç or- taya çıkabiliyordu. Zira Tarım Ba- kanlığında kurulan komisyonun tah- kiki için de bir tahkik komisyonu ku- rulması lâzımgelmekteydi. Sabık ik- tidarın suçlarına fiilen iştirak etmiş pek muhterem bir yığın zevat ko- misyonun koltuklarına (yapışmasını becerebilmişlerdi. Yeni marifetler.. yen komisyonlarının oçalışma- larına hız verilmesiyle sakıtlara ait yepyeni şeyler duyuluyor, bulunu-, yordu. Şimdiye kadar meydana çık- mıyan makam otomobilleri rezaleti geçen haftanın sonunda açığa vurul- du. Rakkam inanılacak gibi değildi. araştırma ve tetkikler so- nunda tamamı tamamına 9873 ma- kam arabasının kullanıldığı anlaşıl- 11