T |1 Tabibler Hangisi israf? I rak hâdiselerinin patlak — verdiği ve hemen bütün milletin radyola- günlerde, B rın başına toplandığı burnumuzun dibindeki Orta Doğuda olup bıtenler hakkında haber bekle- yenler sabah, öğlen Devlet Bakanı Muzaffer Kurbanoglunun bir beya- natını dinlediler. İç politika hadıse— lerinden bahseden ve âdeta zorla dinletilen bu beyanatında Kurbanoğ— lu "gösterişli idare — Ankaraya yüz milyon liraya bir tıp fakültesi yap- mayı göze alan idaredir" İ lar ve memleketimizdeki dokt! - yısını gösteren istatistiklerin üzeri- ne eğildiler. Eğer bu sözleri, köy ve kasaba- larından şehirlerine en az işsiz akını kadar kabarık sayıda hasta akını o lan, bir çok kasabalarında — dokto bulunmayan ve yeni yapılan saglık merkezlerinin büyük bir kısmı boş Olan bir memleketin devlet bakan değil de, meselâ İngiltere gibi saghk problemlerını az çok halletmiş bir memleketin bakanı söylemiş olsa i- di bu beyan gene de bir çok itiraz- larla karşılaşırdı. Acaba bir idarenin Ankarada yüz mılyon lıraya bir tıp fakültesinin ku- ruluğunu göze alması israf ve gös- teriş midir? Türkiyedeki doktor ade- di bu gün memleketın ıhtıyacım kar— gılar durumda r? sa leketin daha fazla doktora ve bun— ları yetıştırecek tıp fakültelerine İh- tiyacı var mıdır? Acele etmeden ve sat dece yüz milyon rakamma bağlı kalmayıp başka rakamları da hesa- ba katarak durumu inceleyelim. ürkiyede bugün 4.500'ü İstan- bulda çahşan 8470 doktor vardır. di r miktarım nufusumuzla nisbetlendirecek olursak yurdumu. da 2.951 kişiye bir doktorun duştu ğünü görürüz. Bu miktar ise her fir- satta çağdaş medeniyet seviyesine erişmek için olanca gayreti dıgını kemerleri sıkıp cebri yürü- yüşe kalktıgını ve birçok sahalarda apamak üzere oldu- a eden bir idare için çok gulunç bır rakamdır Kurbanoğlunun da bildiği — gibi, medeni memleketlerde bin kişiye bir hekimin düşmesi standart rakam o- larak kabul edilir. Memleketimizde 2.051 kişiye bir hekim düştüğüne gö- re, demek ki biz, bu standart rakam- aşağı yukarı iki misli gerideyiz. bazıları standart orana erişmiş ve onu geride bırakmışlardır. — Meselâ Yunanistanda 833 kişiye, Sovyetler Birliğinde 400 kişiye, Avusturya ve İngilterede ise 600 . 700 kışıye bir 30 1950'den beri tamamlanamayan Tıp Fakültesi binası Bu memlekete şeker kadar doktor doktor düşmektedir. İsveçte ise bu oran 1.428 e 1|'dir. Fakat sağlık teş- kilâtının mükemmelliği ve hastaha- nelerinde çok modern aletlerın kul- lanılması — sayesinde bu mleket doktor ihtiyacını en aşagı sevıyeye duşıırebılmıştır Buna rağmen İsveç Hükümeti, doktor adedini standart orana yetiştirmek için âzami gayre- tini sarfetmektedir. Amerikada ise hekim artışı çogalan nüfusun geri- sinde bulunduğu için bu memleket dışardan hekim temin etmek mecbu- riyetinde kalmıştır. Bugün A. B. de muhtelif milletlere mensup 6. 700 doktor çalışmaktadı omşu mem- leketlerde ise hekim adedi standart orana yetişmiş durumdadır. Turkıyenın bu geniş açığı kapa- ması içip ne kadar doktora ıhtıyacı vardır? Memleketimiz bu açığı mev- cut Tıp Fakültelerinden mezun olan hekimlerle karşılıyabilir. mi? Memleketimizdeki 8.470 doktor sayısını degış ez olarak kabul et- mek, -yanı bu doktorlar çağdaş se- viyeye erişinceye kadar dişlerini sı- kıp ıhtıyarlamasa, meslekten ayrıl- e ölmeseler, nüfusumuzda biz standart orana ulaşıncaya kadar 25 milyon da değişmeden dursa,- Tür- kiye aradaki farkı acaba kaç sene- de kapayabilirdi? Bugünkü nufusumuza göre 1.000 kişiye 7 doktorun düşebilmesi için emleketımızde 25.000 doktorun bu- lunması gerekir. Halen çalışmakta olan doktorlar bu rakamın dışınd tutulursa, standarda erişmek için 16.530 doktora ihtiyacımız var de- mektir. Şımdı bu ihtiyacı karşılaya- bilecek yegâne kaynak olan fa- kultelerının durumuna bir goz ata- l Istanbul Tıp Fakültesi 1951 se- nesine kadar yılda 600 - 800 Anka- da lâzım! ra ise 300 talebe alırdı. 1951 sene- sinde talebe ade d nin çoklııgundan dolayı öğretimin am yapılamadığı iddiası ile memleketın dokto olan acı gözden ırak tutul rak mev- cut fakülteleri genışlet mek — yerine di ilinem: bu okulların al- ığı talebe sayısını yarıya indirmek yolu tercih edildi. Bu gün İstanbul Tıp Fakültesi senede 300, Ankara 150, İzmir Tıp Fakültesi ise 50 talebe almaktadır. -Bu fakülte ancak 1962 senesinde ilk mezunlarım verecektir-. İstanbul İzmir ve Ankara tıp fakültelerine giren talebelerin hepsinin mezun ol- ması durumunda dahi, her sene an- cak 500 doktor bu üzücü açığı tıp fakültesinin Türkiy: art orana yetiştirecek olan 16500 to- ru mezun edebilmesi için en az 33 yıl geçecek mek kı yeni bir kararla, 8.470 tabibin sabit kalması ve nüfusun ço- ğalmaması —meselesi halledilmeğe kalkışılsa dahi, çağdaş seviyeye an- cak 33 senede ulaşabiliriz. Bu, dev adımlarla ilerlediği iddiasında olan bir idare için hayli uzun mesafedir. Şimdi duruma diğer bir — açıdan bakalım. Türkiyede, çocuk ölümü- nün çok yüksek olmasına rağmen, -B. ocuk Fonu udu Mauri ce Pate Türkiyedeki çocuk nün, Avrupanın harb yıllarındakı ıle başa baş olduğunu söylemiştir.- nü- suf süratle artmaktadır. Bu artış se- nede 1.000.000'dur. Fakııltelerımızın verebildiği en fazla dokto adedini 500 olarak hesaplamışt ? lan doktor edini artan nü ranlarsak 2 000 kişiye 1 doktor d tüğünü göri Şu halde —yetişen doktor adedı, degıl memleketin ih- AKİS, 9 AĞUSTOS 1958