B A S Gazeteciler Oldu da bitti maşallah! S on günlerde, İstanbulun sınıf semtlerinden yün Ortaklar caddesinde evde hummalı bir fa çarpmaktadır. te, mobilyalar ranın buranın rar alınmakta, ikinci Mecidiyekö- kâin bir aliyet göze Döşemeler silinmek- parlatılmakta, Oo- tozu tekrar tek- çamaşırlar yıkan- makta, gardroplar boşaltılıp — el- biseler fırçalanıp — ütülenmektedir. Bir taraftan da titizlikle tanzim e- dılmış bahçedeki parazit otlar temiz- nmekte ve çiçekler sulanmaktadır. Uzun zamandan beri bu şirin yu- vaya hâkim olan teessür ve kasvet yavaş yavaş dağılmakta, yerini ne- şe ve ferahlığa terk etmektedir. Şi- rin yuvanın 47 81 85 numaralı te- lefonu sık sık çalmakta, saatler iler- ledıkçe Kahkahalar yeniden uyul- mağa — başlamakta ve muhavereler şakraklaşmaktadır. Çünkü, şu mec- elinizde tuttugunuzdan tam sekiz gün sonra, yani — 9 Ağustos 1958 cumartesi günü Paşa- kapısı Cezaevinin paslı demir kapı- sı giıcirdayarak açılacak, Mecidiye- köydeki şirin yuvanın erkeği, çile- keş ve her devrin muhalifi — Ratip Tahir Burak, tam onaltı aylık mah- kümiyetini doldurduktan sorara, ışık- tan kamaşan gözlerini — ovalayarak dışarı çıkacaktır. Burak, onaltı aylık mahkümiye- tine bakılarak bir gangster, bir yağ- macı, bir istimlâk komisyonu âzası, bir suiistimalci memur Zannedilme- melidir. Burak bir gazeteci, bir kari- katüristtir. Tutmuş, Halk gazetesi- ne haftalık bir renkli panorama çizmiş, bazı bakanları tasvir etmiş, lejand olarak da, "Oldu da bitti ma- şallah” cümlesini altına koymuştur. İşte hepsi bu kadar. Fakat, kari- katüre, yani ufak bir teşbih, şaka, takılma veya latifeye harb ilân et- menin insanları selâmete kavuştu- racağı tarzındaki son derece sık na- zariyenin mucidi olanlar tarafından bu, tahammülsüzlükle karşılanmış- tır. Ama, onaltı aylık mahkümiyet gibi dehşet — verici bir muameleye maruz kalan Burakın, yegâne ve pek büyük kazancı, hürriyetlerin uğrun- da çok daha fazla mücadeleye değer nesneler olduğunu kavramasıdır. Yılgınlık denen hissi, Ratıp Tabir- e aramak abes olur. Şimdi o, yep- yeni bir azimle, tekrar hürriyet sa- vaşına atılacaktır. Izdıraplı günler T evkif edilip Paşakapısı Cezae- vi muvakkaten gömüldüğü o uğursuz 11 Nisan 1957 tarihinden u yana, bütün ızdıraplı günlere rağ- men Burakın hiç bir zaman morali bozulmamış, daima neşe ve enerjisi- ni muhafaza etmiştir. Burak bitme- yen, tükenmeyen bu dile kolay on- AKİS, 2 AĞUSTOS 1958 I N altı ay zarfında sayısız kitaplar, -bilhassa tarihle alâkalı olanlar- de- virmiş ve Paşakapısı Cezaevinin marangoz atölyesinde zaman öÖldür- müştür. Hapishanedeki C. H. P. Meclisi üyesi Burakın, marangoz atölyesinde meydana getirdiği eser- leri, Mecidiyeköy Ortaklar caddesin- deki 12/1 numaralı şirin yuvada hayranlıkla seyretmek mümkündür. Hapishanedeki bir adam yakınları- na hediye gönderebilir mi? İşte sa- natkâr gazeteci bu suale müsbet ce- vap vermiştir. Metin ve hakikatti karısı Nimet hanımla, — çok sevdiği kızına belki de en güzel, muhakkak ki manen çok değerli hediyeler ha- zırlamıştır. Marangoz atölyesinde i- mal ettiği nefis bir tahta — çerçeve içerisine, karısının gene bizzat çiz- iği yağlı boya portresini yerleşti- rerek — evlenmelerinin — yirmibirinci yıldönümünde Nimet hanıma hediye etmiştir. Ayni şekilde bir hediyeyi de ondokuz yaşına bastığı gün kızı- na vermiştir. Bir yandan da evi için bazı eşyalar hazırlamıştır. Meselâ, "Paşakapısı" adını verdiği — muhte- şem yelkenlı gemi ile büyük ve ori- jinal sigara kutusu, en değme tah- ta oymacı veya kakmacılarının eser- lerine taş çıkartacak mükemmeliyet- tedir. Ratip Tahir, Istanbuldakı binden caret hir hatları eski bir denizcidir. Ticareti Bahri mekte- -şimdiki Yüksek Deniz Ti- Okulu- mezun olmuştur. Şe- vapurlarında stajım Tra- Burak tevkif edildiği gün Bir nüktenin bedeli: 16 ay mamladıktan sonra bir ara, devrin meşhur ve Karadenize seferler ya- pan dört direkli, iki bacalı Gülcema- linde kaptanlık yapmıştır. — Fakat . sonradan gazeteciliğe heves etmiş, karikatürler çizmiş, fıkra ve maka- leler yazmağa başlamıştır. Politika- ya da atılmış, C. eclisi üye- liğine kadar yukselmıştır Babaca tavırlı Burak, Paşakapısı Cezaevi- nin en populer şahsiyetidir. Bütün mahkum arkadaşları ile hoş geçinir, onlara akıl hocalığı ve dert ortaklı- ğı. yapar, hiç kimseden şıkayet et- mez, mukabilinde de, heık hür- met, saygı ve sevgi gö Burakın en büyük şıkayetı köh- ne bir şatoyu andıran taştan inşa e- dilmiş Cezaevinin —rutubeti olmuş- tur. Bu binada Burak, romatizmaya tutulmuş, bacaklarına ağrı inmiştir. Evvela beş ranzanın bulunduğu on kişilik bir koğuşta kalan 55 yaşın- daki Burak, 1957 seçimlerinden son- ra Paşakapısı Cezaevinin revirine alınınca nisbeten rahat etmiştir. Bu- rakın en yakın arkadaşı Ulus gaze- tesindeki halefi ve meslektaşı, O Uğursuz 11 Nisan tarihinde -ama . tevkif edilen Halim Büyük- buluttur. Ratip Tahir ve oniki aya mahküm — Büyükbulut —Türkiyenin, ağlebi ihtimalde bütün dünyanın, izgi ve nüktelerinden dolayı ceza- landırılan ilk iki karikatüristidirler. Burakın aleyhine tahrik edilen dâvaların adedi, tam ellidörttür. Ra- tip Tabiri yıldırmak, sindirmek ve yıpratmak için elden gelen ve müm- kün olan her şey yapılmış, karika- türleri, fıkraları makaleleri veya si- yasi konuşmaları bahane edilerek, oradaki mahkeme senin, — buradaki benim adliye korıdorlarında sürüm sürüm süründürülmüştür. en Burakı beklerke urak, dünyalığı bol bir adam degıldır Paşakapısı Cezaevine girdiği zaman geride kalan evladü ki para sıkıntısına düş- müştür. Fakat Nimet hanım, P. teşkilâtının ısrarlı yardım teklıf— lerini teşekkürle geri çevirmiş, kıt kanaat geçinmiştir. Dişten tırnaktan artırılıp bir kenara konan bir kaç kuruşla idareyi tercih etmiştir. Evı— nin üst katını kiraya vererek daha mütevazi olan alt katına i Anne ve babasına, yardım lise mezunu ondoku yaşlarındaki kızları mukavemetlere rağmen gö- nüllü olarak bir şirkette vazife al- ıştir raklar, ancak mecburıyet karşısında onaltı aylık —mahküm yete inzimamen verilen dort bin lı— ralık para cezasının C. H. P. teşki- lâtınca ödenmesine rıza — göstermiş- lerdir. Nimet hanımı en fazla kahreden kocasını görmekte karşılaştığı müş- külâttır. Paşakapısı Cezaevinin haf- tada iki zıyaret günü vardır. Pazar- tesi günü kadınlar, perşembe günü de erkekler mahküm — yakınlarım görebilmektedirler. Nimet hanım u- ğursuz 11 Nisan 1957'den bu yana, kocasını görmemezlik ettiği hiç bir pazartesi yaşamamıştır. Arada sıra- 25