DÜNYADA OLUP BİTENLER zalamaktan ibaret kalsa bile, Ame- rika Rusyaya karşı — zaferin dış si- yasette nötralizm şeklinde eden yeni Afrıka ve Asya milliyet- çiliğinin — kalbin kazanmağa bağlı olduğunu ve kalblerın sılahla fethe— dılemıyecegını bilmektedir. Bu beple mca, bir an evvel şeref— li bir şekılde Lübnandan — çekilmeğe çalışmaktadır. Murphy'nin acelesi bu yüzdendir. Ruslarla Zirve konuşmalarına — oturmadan — evvel, Lübnanda bir tek Amerikan askeri kalmaması Amerika için büyük bir avantaj olacaktır. Dünyanın en garip ve en sulhper- ver askeri harekâtı bu —şekilde son bulacaktır. Amerika Lübnandan çe- kildikten sonra, İngilterenin Urdün- de barınması mümkün olmıyacaktır. K Doğu - Batı Zirveye doğru Lübnan ye Ürdüne asker çıkart- manın hiç değilse bir faydası ol- du. Zira yaz ortasında bir hayli u- zaklaşmış gözüken Zirve konferansı birdenbire kuvvetli bir ihtimal ola- rak ortaya çıkmıştır. —Muhtemelen pek yakında dört büyükler ve bazı küçükler Birleşmiş Milletlerin etiketi altında başbaşa vereceklerdir. Buna rağmen Mr. Dulles Zirve konferan- sının toplanmasında her Zzamankin- den fazla aleyhtardır. Şimdiye kadar Ruslarla Orta Doğu meselelerini mü- zakereye yanaşmıyan Dulles, Ameri- kanın suçlu gibi gorundugu bır anda ve hele "camdan ev" şöhretini haiz Kruçefi Eisen- Birleşmiş Milletlerde, Eisenhower MacMillan Kruçef Zirveye tırmanacakları İngiliz halkının kulaklarında hâlâ —hower'in karşısında oturtmayı diplo- Bevanın Avam Kamarasında söyledi- matik bir felâket saymaktadır. İşin daha tuhafı, konferans teklifi Batı- ği "Halkına karşı bir kralı korumak için İngiliz askerlerının hayatını teh- likeye — atıyorsunuz" — sözleri çınla- maktadır. Esasen dünya halk efkârı- nın ve. bir sürü büyük devletin taz- yiki, İngilizlerin Ürdünde kalmasını imkânsız kılacaktır. Bu takdirde, İn- gilizlerin koltuk — değneği ile ayakta duran Faysalın amcazadesi Hüseyi- nin Akıbeti ne olacaktır? Keza Lüb- nanda yeni Cumhurbaşkanı seçildik- ten sonra bu memleketin yeni dış siyaseti ne şekil alacaktır? Bütün bu meseleler, Orta Doğu hakkında Batılıların yeni bir siyasete sahip olmasını gerektirmektedir. Görünüşe göre bu siyaset henüz mevcut değil- dir, 22 dan gelmiş; Rusya, Hindistan ve A- rap liderlerinin konferansa katılması şartıyla Batı teklifini kabul etmiştir. Amerika bu durumda hiç arzulama- dığı bir şeyi yapmak zorunda kal- makta ve diplomatik bir felâket ola- rak vasıflandırdığı yola sürüklen- mektedir. Acaba Batı diplomasisi böyle bir açmaza kendi kendini nasıl düşürdü? Bu hazin hikâye, Amerikan ve İn- giliz çıkartmasından üç gün sonra Rusların verdikleri bir notayla başla- dı. Rusya Cenevrede acele bir Zirve konferansının toplanmasını teklif e- diyordu. Ne İngiliz ne Amerikan Dışişleri Bakanlığı, — Rusların böyle ir teklifle ortaya çıkacağını düşün- memişlerdi. Zirve konferansını asla arzu etmiyorlardı. Gelgelelim konfe- rans haberi Amerika ve İngiliz halk efkârında son derece müsbet karşı- landı. Bilhassa bütün İngiliz gaze- teleri konferansın lehinde vaziyet al- dılar. Bu durumda İşçilerin amansız bir harbe giriştiği — İngiliz Muhafa- zakâr Hükümetinin Rusyaya red ce- vabı. vermesi çok zordu. Muhafaza- kâr Partinin prestijinin son derece düştüğünü bilen ve en kritik zaman- larda bile gelecek seçimleri düşünen MacMillan bir jest yapmak ihtiyacı- nı duydu. Bunun üzerine Muhalefet liderleri ile — başbaşa verdi. -İngilterede Başbakan ve Muhalefet lideri sık sık istişare eden iki insan- dır. ve Rus teklifine karşı mukabil bir teklifle ortaya çıktılar. İngiltere Zirve konuşmasının Birleşmiş Millet- ler çerçevesı içinde yapılmasını ileri sürüyordu MacMillan'ın memleketinde kar- şılaştığı güçlükleri bilen dostu EBisen- wer de, çaresizlik içinde bu te- şebbüse rıza gösterdi, Bütün ümidler Rusyanın teklifi reddetmesine kal- mıştı. Bu, son derece realist bir si- yaset takibeden Rusları yanlış tanıt- maktı. Nitekim Kruçef, derhal evet cevabını verdi ve — Konferansın bu haftanın ilk günü toplanmasını iste- di. Artık yapacak fazla bir şey kal- mamıştı. Tabii ki böyle bir konferan- sın iki gün içinde sahneye konamı- yacağına, esaslı bir şekilde hazırlan- ması gerektiğine inanan Baftılılar, Rusların ileri sürdüğü toplantı gü- nünü kabul etmediler. Amerika -en erken- 11 Ağustos tarihinden Zirve konferansının - toplanamıyaca- ğını düşünmektedir. Son derece sem- patik Nikita amcanın Newyorkta Amerikalıları teshir etmesi ihtimali de, ayrı bir dert mevzuudur. Rusya halen teklif sahibi Batılıların gös- terdiği yavaşlığı istismar etmekle meşguldür. Rus propagandası tam randımanla faaliyete geçmiştir. Ba- tıllar mukabil propaganda — ta- arruzuyla — meşguldürler. Karşılıklı notalar gidip gelmekte, diploma- tik adetler unutularak — notalar sahiplerinin eline ulaşmadan halk efkarına duyurulmaktadır. İki ta- rat ta, dünya halk efkârı Önünde kendilerinin sulh, — karşılarındakinin harp 1stedık1erını ispata çalışmakta- ır. Hâlen — Eisenhower ve Kruçe arasında diplomatik bir düello cere- yan etmektedir. Bu şartlar altında bir Zirve kon- feransından acaba bır şeyler elde et- mek mümkün müdür? Bu her şeyden evvel Batıhların lrak hâdiselerinin bir defa daha iflâs ettiğini gösterdiği eski fikirleri bırakıp — yeni fikirlerle ortaya çıkmasına bağlıdır. Bunun için de herşeyden evvel, Kral Hüse- yinin ve imtiyazlarını Mmuhafaza et- mek peşinde koşan ve adeta devlet içinde bir devlet haline gelen büyük petrol şirketlerinin feryatlarına ku- lakları tikamak lâzımdır AKİS, 2 AĞUSTOS 1958