ması için C. H. P. tarafından yem'den toplantıya davet edilecekti bir hakikatin millet tarafından bılın— mesini istiyordu: Anlaşılmıştı ki dış politikada bile selâmet, iç politikada demokrasi prensiplerinin Türkiyeye hâkim olmasına bağlıdır. İsmet İnö- nü pazar günü yaptığı bir basın toplantısında bu fikre şöyle tercüman oldu: Türkiyede bir Orta Doğu ida- resinin kurulmasına müsaade etme- yeceğiz, Türkiyeyi böyle bir- idare- nin tehlikesinden koruyacağız' Bu arada, olağanüstü toplantı için Ööde- nek verılecegı şayiasını, — Barutçu C. H. P. adına "asla olamaz" - diye reddetti. Bu haftanın başında İsmet Paşa- yı görenler karşılarında capcanlı, ha- yat dolu bir kumandan buldular. C. EL P. Genel Başkam arkadaşlarına "çok sıkı bir mücadele devresine gi- takatiniz var mı?" diye Pazartesi günü C. H. P. Grubu yeni toplantı tarihini de tesbit etti: 27 Ağustos cumartesi. O gün sert bir tebliğ neşredildi. Salı sabahı Meclis Başkanlığına verılecek gerekçe hazır- landı ve öğle i evvelâ İsmet İnö- nü tarafından ımzalandı. 27 Ağustos tarihine kadar Muhalefet ileri gelen- leri, Meclisi nıçın toplantıya çağırdık- larını yurdun dört bir tarafına dağı- larak Vatandaşlara izah edeceklerdi. Bunların başında bizzat İsmet İnö- nü bulunacaktı. D. P. normal demok- rasi kapılarım açıncaya kadar Mu- halefet bu kapıları zorlamak kararı- nı bu haftanın başında Ankarada al- dı. Müneccim savcılar ktidarın, toplantısından sonraki ilk tepkisi bir "şiddet de- i" oldu. Yeniden "feryatların halka duyurulmaması politikası", bir gün için revaç buldu. Cumartesi ge- cesi Ankara ve İstanbul savcılıkla- rından gazetelere telefon edılerek Meclis toplantısı hakkındaki i P. ve C. M. P. tebliğlerinin suç ih- tiva ettiği bildirildi. bunların neşre- dilmemesi "başa iş gelmesi istenmi- yorsa" tavsiye olundu. Bilhassa İs- tanbulda gazetelere evvelâ Basın Yayın ve Turizm Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinden telefon edildi Ola- ğanüstü toplantının yazı ve başlık— larının mümkün olduğu kadar ayni günkü Radyo Gazetesinin havasına uygun olarak verilmesi Bakanlığın ricası olarak bildirildi. Son olarak da C. H. P. tebliğinde suç unsuru bulunduğu, —gazetelerin toplattırıl- ması ıhtımallerme binaen dikkat e- nın, daha sonra da bizzat İstanbulun meşhur ve maruf savcısı — Hicabi Dinçin telefonları takip etti. İs- tenilenler aşağı yukarı hep ay- ni şeylerdi. Herkes pek şaştı, henüz, gazetelerden başka yere verilmemi olan, bu tebliğlerde suç bulunduğunu savcılar nasıl — keşfet- 10 tiler diye.. gün, bu tebliğlerden birini neşred n Yeni Günün toplattırılması için An- kara sav kemenin hâkimi de hemen aynı ka- naata vardı. da neşir yasağı konacağı şayiası do- laştı. ye çalışmanın pek fayda diği son İstanbul hâdiselerinden beri anlaşılmış olmalıydı ki Haftanın içinden Çetin Bir Mücadele M uhalefet, İktidara karşı çetin bir savaş açmış bulunuyor. Mücadelenin müstakbel neticesini bugünden kestirmeye elbette ki imkân yoktur. Fakat milletin ekseriyetinin desteğine, sevgisine ve inanma sahip olan Muhalefetin bu savaşta manen kuvvetli bulunduğuna zerrece şüphe yok- tur. Muhalefetin kuvveti bundan ibaret değildir. Muhalefet yirminci asrın yarısında, artık modası geçmiş sayılan totaliter görüşlerin şam- piyonluğunu yapmadığı, bugün batı dünyasında her şeye rağmen iti- barda bulunan fikirleri savunduğu, Demokrasinin alemdarlığını yapan şahsiyetlere "fosil", "fersude", “"bayat" damgasını vurmadığı ve 1945de kati hezimete uğramış "yeni nizam"ları hortlatmak gibi sapık hayallere kapılmadıgından bir başarı şansını elleri arasında muhafaza etmektedir. Buna rağmen, mücadele son derece şiddetli, fedakârlığı zaruri kılan bir hava içkinde cereyan edecektir. Üstelik, bazı manevralarla Muhalefetin hızını kesmek artık kabil olmayacağa benzemektedir» Zira C. H. P. Meclis Grubunda son hâdiseler ve Muha- lefete reva görülen muameleler, nihayet dış politika gibi vatan se- lâmetiyle sıkı sıkıya alâkalı meselelerde dahi İktidarın kendisini iç polıtıka endışelerınden metodlarından kurtaramaması pek çok kimse- nin gözünü açmıştır. Bu bakımdan, önümüzdeki ayların son derece sert bir savaşa sahne olması hiç kimseyi şaşırtmamalıdır. Haklı dâvaları, savunmak, eğer akıllı bir taktik ku llanılmazsa, her zaman insana başarı sağlamaya yetmez. Muhalefet, Türkiyı İsmet İnönünün tabiriyle "bir Orta Doğu ıdaresının ku ulm ası na ani olmak istiyorsa evvelâ böyle bir gayenin — gere ği ü tehlikeleri göze al İ zarara hapsedilmek, ağzı tıkanmak, tecrit olunmak tehlikeleridir. şında demokratik nizamın şam menfaatlerinin tehlk ye gırecegını kaa olacağını göz ön de tutmazlarsa kendılerım bekleyen akıbet hüs- randan başka bir şey olmayacaktır. Önümüzdeki aylar son derece mühim, aynı derecede endişe ve- rici aylar olacaktır. Bu hafta Ankarada cereyan eden hâdiseler Mu- halefetin kati kararlara varmış bulunduğunu gösteriyordu. İktidarın yaptığı taktik hatası -Büyük Mecliste bir tartışmayı samimiyetle ka- bul etmek yerine Muhalefeti konuşturmamak plânı- bütün memleket- te olduğu gibi bizzat Muhalefet içinde de en yumuşak, en munis şahsi- yetlerı bıle uyarmıştır Düşünülmeli ki mesele memleketin barış için- veya harb a teşıyle kavrulmasıyla alakalıdır Bö al- lerde ıkı htıma vardır: Ya şbaşındakıler teşrıı meclislerden kıl da- nışırlar, onun dırektıflerıyle hareket ederi a bi ldıklerını yapar- lar. Birincis ye veren bir sis temdı r, ıkınc bır kumardır. Muhalefet kendı goruşune gor Muhalefete söz hakkı nınmaması- nı ikinci sistemin bir icabı saymıştır ve İktidara karşı ş o yüzden açmıştır. Iç polıtıkada bir net iceye v. rm adan ne dış polıtıkanın ne de ktısadı vazıyetın düzelme im madığı hususu demokratik ha- yatımızın 12. senesinde nıhayet anlaşılmış ve mücadele o ıstıkametı almıştır Şimdi herkesin temennisi, İktidarın bunu bir haysıyet yapacak yerde Demokrasi bayrağını bizzat taşımak için ğıştırmesı ve Inon ünün dediği gibi "Orta Doğu ida ele i' ömürlü olmadığı hakikatini kabul ederek Meclisin ilk bambaşka prensip kararlarıyla gelmesidir. meselesi munu de- nın uzu! toplantısma çabuk terkedildi. mahdut nemesi" Buna mukabil, İşin daha tuhafı, ertesi cısının müracaat ettiği mah- pazar günkü basın sözleri görüşüldü.. Daha evvel Ulus da, Meclis zabıt- larında mevcut bir sözü başlık olarak aynı heyet, Muhalefet partilerinin naklettiğinden aynı akıbete uğradı. yayınladıkları tebliğleri bunların Toplattırıld.. Pazar gecesi İsmet yayınlandığı gün görmüş, tetkik İnönünün basın toplantısı hakkında mişti. Nihayet pazartesi akşamı Dr. vermesi uygun görüldü. Anla şılıyordu ki Dr. Ge leri Bakanı olduğunu hatırından çı- karamamıştı söyletmeme- verme- Fakat İnönüyü “şiddet de- AKİS, 2 AĞUSTOS 1958 bakanlı bir kabine toplantısı Cumhurbaşka- nının nezdinde yapıldı ve İnönünün toplantısındaki Gedikin Muhalefet liderine bir cevap dik İçiş-