VI. Filo Lübnan açıklarında misafir! Davetsiz didinenlerin — başında — gelmektedir. Lübnana ayak basar basmaz Murphy, em Chamoun taraftarlarının, hem ihtilâlcilerin kabul — edebileceği yeni birCumhurbaşkanının peşine düş- müştür. Sanki altıncı filo, Almanya- daki kuvvetler ve Hidrojen bombası taşıyan stratejik hava kuvvetleri bu ufak Akdeniz memleketine münasip bir Cumhurbaşkanı bulmak için se- ferber edilmiştir! Chamoun, Amerika- lılara "gel bizi kurtar" demiş ve A- merikalılar — gelmiştir. Ama ilk iş olarak Chamoun'u — göndermenin çarelerini aramaktadırlar. Meşru hükümet, âsiler v. s. gibi hukuki formüllere çok düşkün Ame- rikanın Lübnandaki temsilcisi Mur- phy, bu inceliklere bile aldırmamak- ta, Diyojen misali elinde fener âsile- rin mıntıkalarında bir adam ara- maktadır. Asilerin şefleri Saab Sa- teni ve Kemal Canbulat ile uzun uzun görüşmekte, muhtelif adayların ilimleri üzerinde durulmaktadır. İh- tilâlcilerin — cumhurbaşkanlığı — için favorileri şimdiki âsi şee Kemal Can- bulatın yardımıyla Chamoun'un de- virdiği Beşare Huridir. Tabii ki Cha- moun taraftarlarına bu ismi beğen- dirmek — çok güçtür. En şanslı aday Başkumandan General Şahaptır. Maamafih, ihtilâlcilerin — Şahabın adaylığını desteklemek için, Ameri- kan askerlerinin ve Chamoun'un der- hal çekilmesini istemesini şart koy- malarına rağmen, inatçı gayretleri sayesinde, buhranın halle- dilme ümidi zayıftaolsa belirmiş- AKİS, 2 AĞUSTOS 1958 Murphy'in. tir. AKİS'in baskıya verildiği 31 Temmuz Perşembe günü — Lübnan Parlâmentosu yeni bir Cumhurbaşka- nı seçmek için toplantıya çağ- rılmıştır. Murphy'in inatçılığını ve arabuluculuktaki maharet ve tec- rübesini bilenler, 31 Temmuz gü- nü yeni bir Cumhurbaşkanının seçilmesinin tamamiyle imkânsız ol- madığını düşünmektedirler. Amerikanın Lübnan — buhranına acele son vermek hususunda göster- diği gayret, deniz piyadelerini bir an evvel geri çekmek arzusunun ne- ticesidir. Amerika, asker çıkarta- rak, hayati menfaatleri bahis konu- su oldugu zaman silâha başvurmak- tan çekinmiyeceğini ispat için bu gösteriyi yapmıştı. Daha evvel de ay- nı maksatla, Altıncı filoya Doğu Ak- denize hareket emri vermişti. Bu jes- te artık kimsenin aldırış etmediğini gören Amerika, Irakın düşmesi üze- rine daha buyuk bir darbe indirmeği zaruri bulmuştu. Yalnız, asker çıkart- manın tehlikelerini de görmüyor de- ğildi. O Eisenhower ki, Birleşmiş Mil- letlerin müdahalesi üzerine Lübnan- da her türlü müdahaleden caymıştı. Nuri Said, Chamoun'un İngiltere ta- rafından kurtarılmasını temin için Londraya koştuğu — zaman, Selwyn Lloyd'dan aldığı cevap "ne yapalım Eisenhower caydı" olmuştu. Bu se- beple Eisenhower çıkartmayı zaruri, fakat son derece tehlikeli buluyordu. Nitekim bu tahminler büyük ölçüde gerçekleşti. Rusya eline geçen bu muazzam propaganda fırsatını çırmadı. Arap dünyası. Amerikalıla- rı da İngilizleri koyduğu sepete koy- makta gecikmedi. Nötralist mem- leketlerin reaksiyonu acı oldu. Hat- DÜNYADA OLUP BİTENLER tâ dostlar bile, Amerikan hareketini tasvip etmiyorlardı. General De Ga- ulle Amerikanın, Fransaya danışma- dan Orta Doguda hiç bir harekete gırışmıyecegı hakkında bir ay evvel verdiği sözü çabucak unutmasına kı- zıyordu. Sadık dost Almanya, Sü- veyşten sonra NATO'da alınan isti- şare kararına metelik verilmemesine içerlemişti. Adenauer — bilhassa, Al- manyanın dostane ticari münasebet kurduğu Arap memleketlerine asker çıkartmak için Amerikanın Alman topraklarındaki üsleri — kullanmasını affedemiyordu. Londra konferansın- dan sonra Bonn'a koşan Dulles, so- nuna kadar dost ihtiyar Adenauer'i İtal- yatıştırmakta çok güçlük çekti. y rklı jdüşünüyordu. Avus- turya, semalarından müsaadesiz as- keri uçaklar uçuran hukuksever A- merikayı protesto etti. Japonya Lüb- nana asker çıkartmayı “müessif bir hâdise" olarak — karşıladı. İsveç da- ha sertti. Birleşmiş Milletlerde Ame- rikan delegesine bakıp parmak kaldı- ran 20 Lâtin Amerika memleketi, bu sefer büyük dostu takip etmeğe ha- zır değildiler. Hele Birleşmiş Millet- ler Genel Sekreteri son derece öfke- lidir. Amerikan — hareketinin yanlış olduğundan emindir. — Sessiz sedasız Birleşmiş — Milletler muşahıtlerının sayısını arttırarak Amerikayı nandan çekmenin yollarını aramak- tadır. Yıllardan beri nazariyatta A- rap milliyetçiliği ile anlaşmak ge- rektiği vaazını veren an'anevi olarak müstemlekecilik düşmanı — Amerika, bizzat hareketinin dogrulugundan emin değildir. Tatbikatta bütün yak- tıkları, Ortaçağ sultanları ve Uzk Doğu diktatörleri ile muahedeler im- Cabot Lodge Birleşmiş Milletlerde Tepeden Orta Öoğl egelele bakan adam 21