KADIN dört dersten kalan çocukların ikma- le girmeden dosdoğru sınıfta kalma- sı, haydi mektebin usulü idi ama, bunların başka bir sebep mevcut ol- madan, birdenbire okuldan kovulma- ları dog rusu mantığın ve vicdanın anlıyacağı şey değildi. Hele — üzgün ailelere, gülerek ve âdeta alay eder- cesine cevap veren genç Mr. Milnor'- a hak vermek imkânsızdı. Şakacı bir Amerikalı Y eni eğitim metodlarına uyarak çocuklara hayatta daha fazla ve imkân vermek İi son yıl- kabul edilen usuller sınıfta kalmayı dahi hemen hemen imkân- sız hale getirmiş bulunmaktadır. Ça- lışan hatalarım daima tamir edebi- lecek, borçlanacak, borcunu ödeye- cektır Özel okullar bu usulü kabul edip etmemekte tamamile serbest bı- rakılmışlardı ki, nihayet bu da gayet tabii bir haktır Yalnız bütün özel okullarda talebelere ikmal hakkı ta- nınırken ve talimatnameler zamana ve memleketteki sisteme muvazi bir şekilde yürütülmeye çalışılırken Robert Kolej, senelerce evvel kabu edilmiş talimatnamesini, —muhteme- len son senelerin talip — izdihamı karşısında, mantığın kabul etmiyece- ektebin talimatname- sindeki 94. maddenin A fıkrası, ida— reye hakikaten "görülen lüzum ü rine" mühim derslerde muvaffak O- lamıyan talebeyi, ikmal hakkı dahi tanımadan ve ilk muvaffakiyetsizlik- te okuldan çıkartma hakkını mektedir. Yalnız, "görülen lüzum" şimdiye kadarki teamüle göre daima haylaz adam olmaz, ahlâk notları düşük olan veyahut birkaç defa sınıfta kalarak okumaya hakiki bir istidatsızlık gösteren çocuklara tat- bik ediliyordu. Hele talimatname ilk kabul edildiği zaman, tatbik edilme- , pek bahis konusu dahi olamazdı. Çunku o zaman mekteplerde böyle izdiham yoktu. Son senelerde ise gö- rülen lüzum, giriş imtihanlarını ka- zanan talıplerın sayısına gore tatbik ediliyor hissini vermektedir. Bu sa- yede yenilere yer açmak, istekleri yerine getirm kabil olmaktadır. Ama böylece bu talimatnameden ha- berdar dahi olmıyan ailelere ve bil- hassa bütün suçları yalnızca — sene sonu imtihanlarında muvaffak ola- mamış olmaktan ibaret olan talebe- lere tesiri bir öm boyunca devam edebılecek bir darbe indirmek hangi eğitim anlayışına sığar? Doğrusu bu- nu kestirmek pek zordur. Ücstelik, bir sene gibi kısa bir zaman evvel vazifeye başlamış olan yeni müdür Milnor, ailelerle temasında pek az anlayış göstermektedir: Okuldan çı- kartılan talebelere sene ortasında herhangi bir ihtarda dahi bulunma- dığı gibi, imtihan neticelerini de im- tihanlardan bir buçuk ay sonra, -bir çok okulda kayıtlar kapandıktan sonra- bildirmiştir. Bunun hesabını soran bir veliye ise Verdiği — cevap son derece enteresandır; 28 "Yazılacak yüz kadar — mektup vardı. Yetiştiremedim" demiştir. Şakayı pek çok seven “"genç Ameri- kalıya veli o zaman şu cevabı ver- Şu halde halime pek şukredıyo— rum Mr. Milnor. Şayet yazacagınız mektup adedi yüz yerine iki yüz muş olsaydı, demek ki çocuğumun okuldan çıkartıldığını Ocak ayında haber alabilecektim!" Böyle şey olmaz Ozel okulların özel talimatname- leri olması gayet tabiidir. Ta- lipleri pek fazla olduğu için de bu mekteplerin talebe — seçerken titiz davranmaları makul karşılanabilir.. Ancak, özel talimatnamelerin bugün- kü tahsıl ve eğitim sistemlerine mu- vazi olarak yürütülmesi de şarttır. Yoksa şahıslar büyük bir haksızlığa aileler hatta polisle işbirliği yapa- rak hırsızlık eden çocukları dahi ce- miyete kazandırmaya çalışırken, on- lara yeni imkânlar verirken. Ame- rikalı genç hocaların talebelerimize reva gorduklerı bu haksı muamele- öz yummam: senelerce ayarlama şeklinde insana, cidden korkunç liplere göre celli ederse gelmektedir. EV Dekorasyon bir sanattır B ugün giyimde olduğu gibi, ev de- korasyonunda da en mühim şey Zevkle (rîlşenişr bir salon Marifet herşeyi yerli yerinde kullanmasını bilmekte uğrayabilirler. Amerika bugün bü- havadır. Gene tıpkı giyimde olduğu tün dünyada en insani, en rahat ve gibi ev dekorasyonunda da — havayı serbest bir tahsil ve terbiye siste- yapan şey şahsiyettir. Giyinen veya- minin, psikolojiye dayanan bir sis- hut evini dayayıp döşeyen kimse, temin öncülüğünü yaparken bu mem- leketin memleketimizdeki bir tem- silcisi olan Robert Kolejin, Kurunu Vüstadân kalma metodlarla iş görme- sini mazur görmek imkânsızdır. Gi- riş imtihanını kazandıktan sonra, İi- ki sene lisan için ihzaride Zzaman kaybeden bir çocuğu birdenbire, su- dan bir sebeple kolundan tutup atı- vermek ve resmi mektepte — okusun demek kolay iş değildir. Bu çocuk, "mektepten çıkarılma”" gibi — vahim bir durumun neye istinat ettirildiği- ni asla anlatamıyacak, muhitinde ol- sun, okulda olsun "mektepten çıka- rılmış" bir çocuk damgası yiyerek, haksız bir ithamla karşı karşıya ka- lacaktır. Amerikada bugün hocalar, buna kendisinden birşey ilâve etme- sini bilirse havayı temin edebilir. İşte bunun içindir ki bazan en pa- halı ve hatta en güzel takımların doldurduğu bir salon insana yavan ve tatsız gelir de, birkaç — parça yariyana getirilerek ucuza mal edil- miş bir dekorasyon insanı cezbeder. En lüks ve pahalı eşyalarla döşen- miş evler bir mobilya dükkânı hissi verebilir. mukabil bir tavan arası, bir bodrum katı, küçücük bir apartıman dairesi hayranlığımızı ka- zanabilir. Tabii, dekorasyonda şah- siyetten bahsetmek için, bu işle bi- raz uğraşıp, mecmuaları karıştıra- rak fikir sahibi olmak 1lâzımdır. Sepetten abajur yapmak. belki AKİS, 2 AĞUSTOS 1958