Paktı toplantısından sonra, bu karar. lar açıklanacaktı. eşhur — İngiliz diplomasisi için zarlar atılmıştı: Za- ten Muhafazakâr Hükümet, kariye- rini İşçi Partisine borçlu Sir Hugh'u vali tâyin ederken ne yaptığını çok iyi biliyordu. Rum terörizmine kar- şı tebessümlerle mücadeleyi vazife e- dinen, liberal fikirli Sir'ün Kıbrıs- tan nasıl bir raporla döneceği, muh- terem Lord Salisbury de dahil kim- senin meçhulü değildi. Eeee MacMil- lan, Sir Hugh'u Adaya elbette ki fi- kirlerini tatbik etmemek için gönder- memişti Bunlar cümlenin malümuy- du... Nitekim Birleşmiş — Milletler ve NATO zaferlerinden sonra, memle- ketimizin iktidar mahfillerinde de bambaşka bir hava esmeye başlamıştı. Yeni hava C umhuriyet Hükümetinin davetli- si olarak acele Ankaraya celbe- dilen Dr. Küçük, bu yeni havayı ilk farkedenler arasındaydı. Ankaraya davetli olarak ilk gelişi değildi. Sonuncudan bir evvelki da- veti ise hâlâ unutamamıştı. Kıbrıslı- lar meraktan ölürken Ferhata yakı- şır bir azimle, İstanbulda ve Anka- rada tam elli gün Beyfendinin huzu- runa kabul edilebilmek için beklemiş- İkinci hükümet merkezinin, ikinci Başbakanhk binasının merdivenleri- ni beyhude yere hergün tırmanmış- tı. Talihli ve talihsiz ziyaretçileri tef- rik etmesini çok iyi bilen odacıların merhametkâr nazarlarına bile aldı- rış etmemişti. Boğaziçi sigaralarının birini söndürmeden diğerim yakarak, merhametli bir hademenin sandalye- sinde bir türlü gelmeyen sırasını sa- bırla beklemişti. Hademelerle, haf- talarca süren bir. dostluğa mecbur e- Dr. Fazıl Küçük Bu gamı sigara mı dağıtır AKİS, I1 OCAK 1958 YURTTA OLUP BİTENLER Sir Hugh Foot Kıbrısı dolaşıyor Yeni şarkı: dilen Küçük, Kıbrıstaki öbürkilerin temsilcisine öbür memlekette yapı- lan prens muamelesini hatırlamak bi- le istememişti. Türkiyeye geldiği za- man aldığı seksen liralık yevmiyesi- nin kesileceği hakkındaki yukarıdan gelen tehditlere de çelebice ses çıkar- mamıştı. Şimdi bütün bunlar geride kalmıştı Geçen yazın son günlerin- de kapı önünde bekletilen Küçük, bu sefer ehemmiyet verilen, hürmet gö- ren mühim bir adam hahne geliver- mişti. Kıbrıs Türktür Partisinin Ankaraya gelir gelmez, Cumhuriyet Hükümetinin Dışışlerı Bakanı ve Dış İşleri Bakanlığı Genel Sekreteri İstanbuldaki zevkli yılbaşı tatilini ya. rıda bırakarak derhal Ankaraya dön- müşler Bu sefer hususi bir itina gören Küçük bizzat Dışişleri Bakanı tara- fından İstanhula davet edilmişti. Dr. Küçükün İstanıbula geldiği gün İs- tanbul gazetelerine mensup yedi mu- habir de, hiç beklemedikleri heyecan- lı bir gün yaşamışlardı. Beyfendi ta- rafından kabul edileceklerini akılla- rının kenarından dahi geçirmeye cür'et edemiyen bu yedi muhabir, Kü- çükün huzura kabul edileceğini öğre- renince yan kapıdan Vilâyete girip beklemeğe — başlamışlardı. — Vilâyete tam saat 10 da Dr Küçük, onbeş da- kika sonra da Dışişleri Bakanı gel- mişti. Beyfendi de 10.30 da teşrif et- mişlerdi. Foto muhabirleri Menderes, Zorlu ve Küçükün bir arada resimle- rini çekmek istiyorlardı. — Havadis Gazetesinden Argun Berker huzura kabul için bekleyen foto muhabirleri ile birlikte iş olsun diye gazetecile- rin de ismini yazmış ve kalemi mah- sustan Şefik Fenmene vermişti. Ar- gun Berkerin işgüzarlığım çoktan u- lideri Bir papaza tutuldum! nutan gazeteciler ise bir haber çıkar- tabilmek için Fazıl Küçüktün huzur- dan çıkmasını beklemeğe daldıkları sırada bir sivil polisin, Başbakanın kendilerini kabul edeceğini söyleme- siyle birden bire şaşırmış ve — dona kalmışlardı. Huzurda ir az sonra şaşkınlıkları geçen ga- zeteciler Şefik — Fenmenin odası na girdiler ve orada eldeki üsteye göre bir yoklama yapıldı. Sonra Fen- men bitişikteki Başbakanın odasına girdi ve gazetecilerin hazır oldukları nı söyledi. Başbakan — "buyursunlar" dedi ve gazeteciler de isimleri ile teker teker Fenmen tarafından tak- dim edilerek içeri girdiler. Başbakan, Zorlu ve Küçük iri, maroken koltuk- larda oturmuşlardı Ayağa kalkma- dılar ve Başbakan gazetecileri teker teker ve gayet sempatik bir çehre ile oturduğu yerden başı ile selâmla* di. Gazetecilere bol bol iltifat. .etti Fotoğrafçılara poz verdi. Başbakar ile Küçük iki yanda Zorlu ise orta da oturuyordu. Başbakan lâcivert çizgili, Zorlu düz lacivert, Küçük t< siyah elbiseler gıymışlerdı Bu aradı Menderes fotoğrafçılara "En fazla Fazıl Beyi alın" dedi. Küçük te tabi hemen arkasından "Aman efendin estağfurullah 'ı yapıştırdı. Sonra fo toğrafçıların ricası üzerine bir de a yakta poz verdiler Pozları ve mizan seni hep Menderes hazırlıyordu. B sefer Küçükü ortaya aldı. Memnu ve neşeli görünüyordu. Hele alınan Küçük zevkten âdeta dört kö şe olmuştu. Fotoğrafçılar işleri bi tikten sonra muhabirleri ortada sip sivri bırakarak odayı terkettıler B sırada saat tam 13.00 Başbakan muhabirlere "Siz ne ıstıyorsunuz" diye sorunca, muhabirlerin hepsi o