S İ N E MA Sinemalar Veresiye filmin ücreti eçen mevsim "Âsi Gençlik", bu mevsim de "Devlerin Aşkı" adlı Amerikan filmlerini hayranlıkla sey- redenlerin çoğu, bunların bir şans e- seri olarak oynatıldıklarının ihtimal ki farkında bile değillerdi. Amerikan sinema şirketlerine borçlarımızın üst üste biriktiği, ödenemez hale geldiği, bundan iki yıl önce önemli bir mesele olarak ortaya çıkmıştı. 1954 ten beri biriken borçlar iki milyon dolar ci- varındaydı. Bu borcun önce taksitle transfer edilmesi düşünülmüş, aksi takdirde Amerikan filmlerinin Tür- ihtimali belir- kıyeye hiç gelmemesi Araya uzanan el ma iş burada bitmiyordu. Madem- ki Amerikan filmleri, - borçlar transfer edilmediği halde sırf propa- ganda maksadiyle Türkiyeye gelmek, te devam ediyordu, öyleyse bunların arasından aksi . propaganda yapm sı muhtemel olanlar ayıklanmalıydı' "Rıhtımlar Üstünde" "Âsi Gençlik" ve "Devlerin Aşkı" gibi filmler, sırf bu kredi anlaşmasından önce yurdu- muza geldikleri için ayıklanmaktan kurtulmuşlar ve Amerikan sineması- nın en dikkate değer eserleri olarak seyircilerin ve tenkidçilerin müşterek takdirlerini 'kazanmışlardı. Yoksa A- merika'da dok işçileri sendikalarının gangsterler idaresinde olduğunu gös- teren "Rıhtımlar UÜstünde" aile ve e- "Garment Jungle"den bir sahne USIS'in mişti Geçen yıl Amerikan büyük- elçisinin şahsi tavassutuyla yapılan bir kredi anlaşması kara bulutları dağıtmış, sineme salonlarının 26 70 ini besliyen Amerikan filmlerinin gös- terilmeye devam etmesi sağlanmıştı. Sinemanın ne büyük bir propaganda gücü olduğunu pek tabii Amerikalı- lar da biliyorlardı. Dünyanın dört bir köşesine Amerikan sevgisini, Ameri- kalı gibi yaşama, düşünme, davran- ma isteğini ve özentisini Hollyvvood filmleri yaymıştı. Böyle bir durumda, bütün bir Amerika için çok faydalı olah bir propaganda, şüphesiz, film stüdyoları için devede kulak kabilin- den bir zarara tercih edilirdi. 32 kurbanı ğitim — sistemindeki aksaklıkların gençlerde meydana getirdiği yıkıcı tesirleri gösteren "Aşi Gençlik", Te- xas'lı toprak, ağalarının ve petrolcü- lerin jgörgüsüzlüklerini, bencillikleri- nı gosteren "Devlerin Aşkı"her halde nek sayılacak bir yaşayış tarzım aksettırmıyordu Nitekim konıtları a. sağı yukarı bunlara benziyen birkaç Hollywood f'lmı Amerıkan Haberler rosunun müdahalesiyle getirici şirketlerin lıstesınden çık rıldı. Bun- lardan "Garment Jungle" tıpki "Rih- tımlar Üstünde" gibi — sendikalarda gangsterlerin sen- çevrilen dolapları, ikalara el atışlarını — gösteri yordu "Blackboard Jungle" bir başka "Â- si Gençlik" hikâyesi — anlatıyordu. "Written on the Wind"e ise, Fran- sızlar, "Devlerin Aşkı na benziyen konusu yüzünden "“Küçük Dev", adı- nı takmışlardı. Amerikan Haberler Bürosunun listeden çıkarttığı filmler sadece bunlar değildi. Afrikada -İn- giliz sömürgesinde — zencilerle be- yazlar arasındaki mucadeleyı göste- ren "Something of Value" da Türk seyircisine ulaşamıyacaktı. Fakat en tuhafı' "The Big Knife . Büyük Bı- çaklın başına gelenler. Bu fılm Tür- kiyeye gelmiş, dublâjı yapılmış, A- nadolu sinemalarında gösterilmeye başlamıştı. Fakat filmi getirten Kos- mos Film şirketinin bildirdiğine gö- re, "Büyük Bıçak"m programlardan kaldırılması istenmişti. Film,' şimdi- ye kadar seyircilere bir rüya ÜUlkesi olarak tanıtılan Hollywood'un içyü- zünü aralıyor, prodüktörlerin ellerın— de oyuncak olup intihara ka rüklenen tanınmış bir aktörün hıkâ— yesini anlatıyordu. Öyle — anlaşılıyor i, bu filmlerin yasaklanışı sadece başlangıçtı, bunu filmlerin takibedeceği muhakkaktı. Madalyonun öbür yüzü I lk bakışta USIS'in bu müdahale- si, borçlar meselesi gözönünde bu. lundurularak, bir dereceye kadar ta- bit karşılanabılır Sinema büyük öl- çude bir propaganda vasıtası oldu- ğuna göre Amerikalıların üstelik be. dava olarak aksi . propagandaya göz yummamaları insana makul gelebilir. Yalnız, fikir hürriyeti, demokrasi fa- lan bir yana unutulmaması gereken iki önemli nokta var: Yasaklanan bu filmler ne aksi. propaganda yapıyor, lar, ne de bedeva gösteriliyorlar. "The Big Knife", "Blackboard Jungle" ve "Something of Value", Amerikan sinema şirketlerinin en güvendiği eserler olarak Venedik Festivallerine — gönderilmişti. "The Big Knife", rejisörü Robert Aldrich'e Venedik'te bir gümüş aslan mükâfatı kazandırmıştı. — Böylelikle çeşitli ülkelerden gelen bir suru film rasında bir Amerikan filmi değer- lendiriliyordu. Bu, her halde küçüm- senecek bir — değerlendirme değildi. milletlerarası festivaller- de Amerikayı temsil, ederken fikir,. sanat ve kültür degerlerı ken, aksi-propaganda yapıyor Turkıyede yasaklanmaları çok garip- ti. Meselâ "Written on the Wind"in her halde bir değeri vardı.ki, başro- lü oynıyan Dorothy Malone'a geçen yıl bir "Oscar" kazandırmıştı. Anlaşı- lan USIS daha neyin iyi propagan- da neyin kötü propaganda oldugunu keştırem mıştı "Asi Gençli "Dev- lerin Aşkı" gibi fılmlerın çevrıhşı A- merikan — sineması için de; Ame- rika çiçin de bir şerefti. Bu eserler — Amerikada natçıların, fikir adamlarının çapla- rım göstermek bakımından büyük bir değer taşıyordu. Amerikan sinema- sının varlığı, bu eserler ve onları ya- ratanlar sayesindeydi. ark Turam, Steinbeck, Hemingway, Lon- don'suz; bir Amerikan edebiyatı dü- şünülebilir miydi.? Ayni şekilde, US- IS'in hoşuna gitmiyen eserlerin dı- AKİS, 11 Ocak 1958