YURTTA OLUP BİTENLER caklardı. Vatan zıyanına çıkmağa de- anmış — ellerden sıyrılıp ellere sarılmakla vaziyetini duzeltmesını bılmış olan Vatan, kararnameden önceki t su ile devam edebıldıgı takdırde 1968 yılında yarım milyon lira kâr bekli- yordu. Fakat ne olursa olsun karar- name Vatanı Akşam kadar sıkıştır— mıyacaktı. Zira bir anonim lan Vatanın kırkı .bulan 1r111 ufaklı hissedarları içinde Vatandan gelecek kârla geçimini sağlamayı — düşünen pek yoktu. Dolayın ile patronlar ci- hetinden pek değişiklik olmayacak- tı. Yeni bir kuyruk erdin serbest ticaret ve 'rekabet hakkım ihlâl eden mahiyeti dolayı- sile Anayasaya aykırı olan kararname hükümlerine göre tesbit edilen kon- tenjanların eğlenceli tarafları da var. dı. Kontenjanların tesbitinde kriter olarak Emin Kalafat neyı almıştı ? Tiraj gibi gazetenin nev'i gibi objektif bir ölçü yoktu Tek ölçü, 1kt1dar1 me- dih B göre şerbet verme" sahalarındakı başarıydı Tırajları pek üşük olmasına rağmen tutumları ik- tıdar tarafından takdir olunan bazı gazetelere astronomik rakkamlara u- laşan resmi ve hususi ilân konten- janları bahşedilmişti. Meselâ tirajı kşamdan çok düşük olan "şöhret- li" bir İktidar gazetesine — Akşama nazaran üç misli fazla ilân ihsan e- dilmişti. Hele bir tanesi vardı bu kararnamenin niçin .çıkarıldığım anlamaya yetip artıyordu bile. İkti- darın bazı gazete ve patronlara kar- şı olan sempatisi de bu vesileyle iyi- ce meydana çıkmıştı. Meselâ bayiler- de bulunmasına imkân olmayan 795 tirajlı bir gazeteye -veya patronuna— 13 bin liralık resmi ilân bağışlan vermişti. Doğrusu adaletsızlıgın bu derecesi görülmemişti! Şöyle komik bir cihet de göze çar. pıyordu: İktidar organlarına veya P. ye temayülleri ile temayüz eden bazı gazetelere eskiden alabildikleri ilânların kat kat üzerinde kontenjan- lar tâyin edilmişti. Ancak, müşteri- nin hususi ilânını arzu ektıgı gaze- tede neşrettırebılme h kkı bulundu- ğuna göre, bu şişirme kontenjanların dolmasına imkân ktu. Zira, nin meçhulü olm yan sebeblerden bu gazeteler ağızları ile kuş tutsalar dahi bir türlü tirajlarım yükseltemi - mse- Hayal olan ilânlar Kaybolan velinimet yorlardı. Aksine, İktidarın hoşlanma, dığı, fakat halkın tuttuğu yüksek ti- rajlı gazetelere de, eskiden alabildik- lerine nisbetle daha az hususi ilan payı bırakılmıştı. Bu gazetelerin kon- tenjanları ise tehacüm yüzünden da- a ayın yarısı gelmeden dolacak ve reddedilen hususi ilân sahipleri gele- cek ayı bekliyeceklerdi. İhtimal ki bunlara birer sıra numarası verilme- si yoluna da gidilecekti. Dolayısı ile ortaya yeni 'bir kuyruk daha çıka- aktı: Hususi 1lan kuyruğu! Demoklesin kılıc ararnamenin en alâka çekici tara. fi zahiren hiç bir müeyyidesinin bulunmaması İdi. Bir gazete pek âlâ Türk Basın Birliği Resmi İlânlar Li- mited Ortaklığından geçirmeden ar- zu ettiği kadar hususi ilân neşrede- ıbilirdi. Buna hiçbir mani yoktu. An- zahiri bir serbesti idi. Bu- nun altının biraz eşelenmesi ça- panoğlunu derhal meydana çıkarı- yordu. Böyle bir hal vukuunda Dev- let Bakanlığı öteki ilânları kesebilir- di. Üstelik ilânlar her ay yemden tevzi edileceğine göre ilerde konten- janlar daha da daraltılabilirdi. Dev- let Bakanlığı, kontenjanları her ay başında yeniden tesbit etme esasım lihdas etmekle, aslan terbiyecisinin e- hndekı kırbaç gübi müessir bir silâ- muhafaza etmişti; resmi ve husu- sı ilânlardaki kısıntılara rağmen yola gelmeyen, doğru yoldan -tabit İkti- dara göre doğru yoldan, dışarı çı- kan gazeteler daima yeni bir kırbaç daha yemek tehdidiyle karşı kar- şıyaydılar. Bu iş ya bu diyardan gitmek, yani gazeteyı kapatıp sus- mak, ya da bu deveyi gütmek ve İk- tıdarı övmek şeklinde tecelli — ede- cekti: Bu ikisinin arasında başka bir yol yok Ama, Emin Kalafatın basına him- meti orada da bitmedi. Zafere göre "Komünist metodu takip eden" Cum- huriyetin kâğıdı da yüzde 25 nisbetin- de azaltıldı. Vatanınki ve Ulusunki onu takip etti. Allahtan, Hürriyetin stoku vardı. Şu Hurrıyet ne yapsa, İktidarı memnun edemiyordu! Fakat şimdi 1 numaralı hedef olarak Cum- huriyet görünüyor Asıl zarar gorecekler Kararnameden mutazarrır olan gaze te patronları şimdi kârdan ettikle- ri zararı veya gerçek zararı telâfi i- çin bazı tedbirler düşünüyorlardı. Yapacakları şu idi: Tıra_ıı arttırmağa çalışacaklardı; ama hükümet malze- me vermiyordu. Personele verdıkle— ri ikramiye, prim, fazla mesai, imza- l1 yazı bedellerim tamamen kaldıra- caklar veya azaltacaklardı. Gittikçe n hayat pahalılığı dolayısile per- sonele vadettikleri zamlardan da vaz- geçeceklerdi, işletme masraflarım kısacaklardı. İcabında maaşlarda ve kadrolarda tensikat — yapacaklardı. Görülüyordu ki ne gelecekse başına gelecekti. Bu da memlekette fikir hayatının sönmesi neticesini do- ğurabilecekti. Bir diğer tedbir de, gazete fiatlarına zam yapmaktı. An- AKİS, 11 Ocak 1958