si büyük - Sun Üzüntüsü celi bir ücret almasını sağlamışlar- dı. Bu işçiler hiç değilse dokuma iş- İ u gibi — ceketlerini kurtulmuşlardı. geride daha binlerce onbinlerce iş- çi vardı. Bu defa dert yalnız işçilere değil, işverenlere de gelmişti. Basın işçileri konomik krizin hiç şakası yok- tu. Bir defa başladı mı, daldan dala. konan kuş gibi ekonominin bü- tün dallarına konuyordu. Alınan ka- rarların yanlışlığı bu — yayılmayı da- ha da kolaylaştırıyordu. Meselâ şim- di basına verilen hususi ilânların da- ğıtımındaki usulden doğabilecek so- nuçlar basın işçilerini düşündürme- ğe başlamıştı. Birçok gazete — kâğıt bulmakta zorluk çektiğinden, esasen tırajını düşürmek zorunda kalmış ve bunu açıkça ilân etmişti. Birçokları da gazeteyı çıkarabilmek için -Vatan gibi. ellerine geçen her türlü kâğıdı- kullanmak zorunda idi. Yirminci yüz. yılın ikinci yarısında Türkiyede game- te kâğıdı,. başka memleketlerde o- dun kesmekte bile kullanılmayan des- tere ile kesilerek gazetenin boyuna uyduruluyordu. Basın işçileri buna da razı olacaklardı. Fakat o kâğıdı nasıl ele geçirmeli idi? llanı azalan bir gazete kâğıt alacak parayı bul- makta herhalde kolaylık görmeye- cekti. İşte bütün bunlar Vatan ga- zetesinin emektarı eski boks şam- pıyonu Sunüsiyi bile derin derin dü- şünmeğe sevketmişti. Sunusi basının içinde uzun yıllar geçirmişti. Ama, bu yıl eskilerden bambaşka idi. A- ğır, karanlık ve umıtsızdı Sunuslnin parıldayan gözleri ile dudaklarında eski neşeden eser kalmamıştı. AKİS, 11 OCAK 1958 1957 nin İşçi Hareketlerine Bir Bakış eçen yıl, Türk işçi hareketinin târihinde herhangi bir ilerleme- ye değil, gerilemelere sahne olması ile anılacaktır. Gerçekten bir yan- dan iktidar Partisi ıle isçi teşekkül- leri arasındaki nasebetler, di- ğer yandan işçi teşekkullerının ken di aralarındaki iç münasebetler hiç te verimli ve başarılı olmamıştır. Türk işçisinin hak ve hürriyetle- rının koruyucusu olarak ortaya çı- n Demokrat Parti iktidara gele- 11 sekız yıl - olduğu k hürriyetlerin gerçekleştirilmesi — i- çin bütün imkânlara ve vasıtalara sahip bulunduğu halde imkanları işçilerin yararına — değil zararına kullanmıştır. İşçilere karşı muhale- fet yıllarında gösterilen — yakın ilgi ve anlay;ş yerini gittikçe büyüyen bir anlayışsızlığa ve ilgisizliğe bı- rakmıştır. Eskiden olgun ve her türlü hürriyetlere lâyık sayılan iş- çilerin olgun olmadıkları, kendile- rine verilecek dalanamıyacakları açık veya kapa- lı şekilde ileri surulmuştur Bundan sekiz - on ürk işçisinin grev hakkını luzumlu ve haklı ha lerde kullanacağına inananlar ve o- nun vatanseverliğinden şüphe etme- yenler şimdi işçilerin, grevi mem- leket menfaatlerine aykırı bir yol- da kullanacaklarına hükmetmiş ola- caklar ki, grevin işçiye ve memle- kete zararlı olacağını iddia etmeğe başlamışlardır. Bu münasebetle mil. li menfaatlerle işçi hak, ve hürriyet. leri arasındaki bağlara burada kı- saca dokunmak yerinde olacak- tır. Evvelâ şurasını hemen be İ lâzımdır. ki, kim işçisinin Vatanseverlıgın den şüphelenmeğe — hakkı yok> tur. Sonra, bir işçinin hakkini' a- raması ve bunun için de muhtaç bulunduğu en tabii mücadele vası- tası olarak grev yapma yetkisini is- te; nesi ve bunu kendine faydalı bil- dıgı şekilde ve zamanda kullan- ması hiçbir suretle onun vatanını ve milletini sevmediğini göstermez. Nasıl, işçiden başka vatandaşla- rın gelirlerini arttırmak, servet sa- hibi olmak ve dünya nimetlerinden faydalanmak için mücadele etmele- ri onların vatanseverliği hakkında şüphelenmeği gerektirmiyorsa, işçi- lerin her hareketını durdurmak için ortaya “"memleket sevgisi, milli menfaatler" gibi engeller çıkarmak ta yersizdir. Meselâ işçilerin ücretle- rini vaktinde alamadıkları için, ya- hut ta işverenin kendilerini kanun- suz olarak fazla çalıştırması karşı- sında işlerini toptan bırakmaları belki işverene zarar verebilir, ama bunun milli menfaatlere 'aykırı bu- lunduğunu iddia etmek haksızlık ve insafsızlık olur. hakları tanımayınca iş- lerini bırakmaları, hemen bütün memleketlerde Işçılerın en tabii e sinde ?ide etmişlerdir. hurrıyetlerden fay- na Adil AŞÇIOĞLU hakkı olarak kabul edilmiş ve hiç- bir kimse böyle bir hareketin milli menfaatlere aykırı — olduğunu ileri sürmeyi, hiç olmazsa son 50 yıl- danberi, düşünmemiştir. Aksine o- larak, ileri memleketlerde, genış İŞÇİ kitlelerinin haklarının çiğnen- mesi, milli menfaatlere aykırı sa- yılmaktadır. Bugün ileri bir teknik ve medeni- yet seviyesine ulaşmış olan memle- ketler bu basarlarını işçiler saye- ir. Diğer taraf- tan hemen her memlekette işçiler vatanseverlerin ön saflarında yer al maktadırlar. Düşmana karşı yapı- lan bütün kurtuluş savaşlarında iş- çiler daima en önde bulunmuşlardır. Macaristanda son meşhur ayaklan- yapanlar ve müstevli Ruslar- münevverler ve işçiler değil miydi? Türk işçisi de vatanseverlikle ve di- ğer 1şçılerden hiç te geri olmadığı- un da dilediği gibi teşkılatlanıp kendı menfaatlerini mak hakkına kavuşmasından daha tabıı birşey düşünülemez. Fakat ne yazık ki, memleketi- mizde işçiler tarafından en meşru haklarının elde edilmesi yolunda gi- rişilen mücadele ve hareketler he- men dalma milli menfaatlere aykjrı sayılmaktadır. Bu bakımdan 1957 yür, iktidarın işçi hareketlerine arşı görüşlerinde herhangi bir ilerlemeye sahne — olmamıştır. Bu- nun bir neticesi olarak da istanbul İktisat Fakültesi lçtımaıyat Ens- titüsü tarafından tertiplenen işçi se- minerleri şu veya bu şekilde balta- lanmıştır Ge çen yıl içinde . İktidar yalnız işçi seminerlerine karşı değil fakat işçi teşekküllerine karşıda. cephe almıştır: 5018 — saydı kanuna göre kurulup yıllardanberi bu kanuna gö- re faaliyette bulunmuş olan sendi- ka birlik ve federasyonları 5018 sa- yılı kanun, hiç değişmediği halde, bu kanuna aykırı görülerek ka patıl mışlardır. Bu suretle işçiler diğer vatandaşların — faydalandıkları — bir haktan daha mahrum bırakılmış- ardır. ' Bu şekilde — işçiler tarafından veya onlar lehine girişilein — hemen her hareketi milli menfaatlere ay- kırı görmek istidadında bulunan bir zihniyet, işçilerimizin mesleki ve, kültürel gelişmelerinde büyük hiz- metleri görülebilecek olan işçi se- minerleri ile işçi sendika birlik ve federasyonlarının çalışmalarına en- gel olmuştur. Bunun bir sonucu o- larak ta Türk İşçi hareketi 1957 y l1 içinde teşkilâtlanma ve gelişme bakımından bir İlerleme kaydede- memlştir. Bununla beraber, Türk İşçisinin ilerleme ve gelişme yolundaki mü- cadelesine devam edeceği muhak- kaktır. W' 23