DÜNYADA v Doğu - Batı Washingtondan gelen haber eçen haftanın, milletlerarası mü- nasebetler bakımından en önem- li haberi, Çarşamba gunu Washing- tondan verildi. Bu, Doğu . Batı bu- luşmasıyla ilgili bır haberdı Birle- şik Amerika Sovyet Dışişleri Baka- nı Gromiko tarafından Sovyet Yük- sek Şürası toplantısı sırasında ileri sürülen "en yüksek kademeli beşli konferans" teklif'ıne cevap vermeden önce, Sovyet Rusyanın silâhsızlan- ma konusundakı iyi niyetlerini ispat etmesi hususunda İsrar edecekti. Bi- lindiği gibir Doğu — Batı 'Konferansı fikri, geçen yılın Aralık ayı ortala- rında yapılan olağanüstü NATO kon feransı sırasında yemden ortaya çık- ıştı. MacMillan Umulmayan - teklif Aslında sırf Atlantik müşterek müdafaasını kuvvetlendirmek — için toplanmış olan Paris konferansı-Sov- yet Başbakanı Bulganinin "onaltıncı devlet" Başbakanı sıfatıyla toplan- tıya katılmak ve manen oturumlar- da bulunmak çare ve yollarım bul- ması Üzerine faaliyet ve progra- mının mühim bir kısmını, Sovyet- lerle müzakere tarz, şekil ve esas- larına hasretmişti. Neticede — Batili Başbakanlar, Sovyet Rusyaya silâh- sızlanma meselesinin görüşülmesi i- çin, Dışişleri Bakanları kademesin- de beşli -A.B.D., İngiltere, Fransa, Kanada ve Sovyet Rusya, bir ko fe— ransın toplanmasını teklif lerdi, Öte taraftan Rusya, akanı Gromiko'nun ağzıyla Batılı- ların bu teklifine derhal cevap ver- AKİS, I1 OCAK 1958 OLUP mişti. Gerçekten NATO konferansı- nın sona ermesinin hemen ertesinde toplanan Sovyet Yüksek Şürasında, Gromiko, silâhsızlanma meselesi beş. li Dışişleri Bakanları, konferansında halledilemez diyordu. Olsa olsa, Bir- leşmiş Milletlerin bütün üyelerinden teşekkül edecek bir komisyon tara- fından halledilebilirdi. Yok eğer Ba- tılılar mutlaka bir Doğu . Batı' kon- feransı istiyorlarsa Başbakanlar ka- demesinde bir konferansa razı olma- lıydılar. Ancak hu konferans yalnız- ca silâhsızlanma meselesine hasredil- memeli, Doğu ile Batı arasında as- kıda kalan bütün meselelere şamil bir konferans olmalıydı. Gromiko'nun hu karşı tekliflerin- den sonra, görüşlerini açıklamak sı- rası Batılılara geliyordu. Doğrusunu söylemek gerekırse Batı Avrupa dev- letleri, bu "en üst kademedeki" Do- ğu » Batı konferansına taraftar ol- duklar kapalı açık şe- kilde, bellı etmış sayıhrlardı Kıtalar. arası güdümlü mermilerin icadı ve hele sputnıklerın fırlatılmasıyla Sov- yetler lehine dönen ku Vet muvaze- karşısında, yapılacak en ma- kul iş, Sovyet rle bır anlaşma yo- lunu bulmaktı. Eskisi gibi kendi- lerini" naza çekecek durumları yok- tu. Batılılar, Rusyanın görüşmek is- temesini bıle bir iyi niyet belirtisi olarak kabul etmeliydiler. Sovyetler kendilerini haklı olarak naza çekebi- lirlerdi. Amerikada da ayni görüşü benimsiyenler yok değildi. Birçok nüfuzlu şahsiyetler -bu arada Eisen- hower'in silâhsızlanma müşaviri Stas. sen. ve tanınmış dış politika yazar- ları meselâ Lippman'ın — kanaatına göre, Amerika Ruslarla görüşmek- ten kaçınmamalıydı. Ne var ki, bu hususta Amerikan resmi şahsıyetle— rinin ağzından hâlâ bir kelime çıkmı- yordu. Amerikanın, hür dünyanın li- deri olarak "en yüksek kademede" Doğu . Batı konferansı hakkında gö- rüşünü. açıklaması merakla bekleni- yordu. İşte Çarşamba günü Washington- dan sızan bir haber bu merakı kıs- men gönderiyor, Eisenhower ile Dul- leşin müttefiklerinin baskısı 'karşı - sında, Doğu . Batı konferansını ma- kul görmeye başladıkları anlaşılıyor- du. Ancak Amerika "en yüksek kade- meli beşli konferans" teklifine cevâp vermeden önce, Sovyet Rusyanın Si- lâhsızlanma konusundaki iyi niyet- lerını 1spat etmesi hususunda israr edec Yerınde sayan fikir merikan idarecileri, yeni müzake- relerin tamamiyle — silâhsızlanma konusunda olmasını istiyorlardı. Mü- zakereler Dışişleri kademesinde ve- ya Birleşmiş Mılletler silâhsızlanma komisyonunda olduğu gibi, daha aşa- ğı kademede yapılmalıydı Sovyet- lerin hakikaten iyi niyetle hareket edip etmedikleri ancak böylelikle anlaşılabilirdi. Eisenhower ile Bulga- BİTENLER nini bir masa başına oturtacak * yüksek kademeli" bir konferansın toplanması ise, bu görüşmeler sonun- da yaratılacak havaya bağlıydı. E- ğer Sovyet Rusya Silâhsızlanma gö- rüşmeleri sonunda uyuşmaya ya- naşırsa, Amerikan idarecileri — bu konferansın toplanmasına razı ola- caklardı. Aksi takdirde, Eisenhower ile Dulles "en yüksek kademeli" kon. ferans teklifini reddetmeyi düşünü- yorlardı. Galiba değişen bir .şey yoktu. Doğu . Batı müzakeresi fikri yerin- de sayıyordu. Eisenhov/er ile Dulles bu müzakerelerden bir netice çıka- cağına inanmıyan kimselerdi. Kolay kolay bir anlaşmaya — yanaşacakları beklenmemeliydi. Buna rağmen, A- merikan idarecileri, bu — konferans fikrini reddetmemiş, prensip — itiba- riyle kabul etmişlerdi. Çünkü Ame- Gromyko "Niet, niet, niet !" rikanın da Batı Avrupalı müttefikle- rine ihtiyacı vardı ve bu müttefikle- rinden gelen bir fikri doğrudan doğ- ruya reddetmek iyi bir jest olmazdı Fakat şimdi, Amerikanın, Dışiş- leri kademesınde beşlı konferans fik- rinde israr etmesi ne demekti? Grı miko, bun bir netıce Vermıyecegı ni esasen söylememiş miydi? Rusy nın niyetlerini ispat etmesi hu— susunda israr edilecek de mek Ame- rika neyi kastediyordu ?' MacMillanın teklifi alshingtondan gelen haberin a- | kisleri henüz devam ediyordu ki, İngiliz 'Başbakanı'Cumartesi ge- cesi B. B. C. radyosunda bir nutuk söyledi. Bu nutkunda MacMillan, Doğu ile Batı arasında bir "saldır- 21