TİYATRO Ankara Hafta Başı İnsanların iyi kötü kurulu bir dü- Günler hep aynı hareketlerle, gelecek yatına bir monotoni hakim olacaktır. Sabahları hep aynı saatte yatağı- nızdan kalkacaksınız. Acele acele gi- yineceksiniz. Her gün tekrarlıya tek- rarlıya alıştığınız bir haraketle kra- vatınızı bağlıyacaksınız. Çayınız ha- zırdır. Ağzınız yana yana onu da içe- ceksiniz. Sonra da tam saatinde so- e Bır vasıtaya at- u tu- gün mekanik hareketlerle çalışacagı tuz bir yerdir. J. B. Priestley'in "Haftabaşı"nda- ki kahramanı George Kettle de bu kurulu düzenin içinde günlerini aynı mekanik hareketlerle geçiren bi banka müdürüdür. Hayatına her ta- rafı sıkıntıyla dolu olan bir monoto- ni hâkimdi George Kettle bir. haftabaşı yâni bir-Pazartesi günü yine işine gitmek üzere evinden çıkar. Fakat yolda için. den bir ses gelir: "Bütün bunlar ne- den George?." Kettle durup düşünür. Hakikaten hu monoton hayatı sıkın- tıdan patlıyarak yaşamanın — manâsı nedir? Dünyaya bunun miştir? Neden — gününü yaşamaz? Neden her dakika bir programa bağlanmıştır? Kettle bırden bire karar verır O gün de canı çocukça şeyler yapmayı istiye- cektir. Meselâ nişancılık oynamayı, meselâ davul çalmayı. Madem ki is- tiyor, yapacaktır. Sabah — olmasına rağm içki istiyorsa içecek- şimdiye kadar hayatı- na hâkim olan kurulu düzeni ve bu- nun doğurduğu — monotoniyi bir anda yıkacaktır. George Kettle'in tamamen mantı- ğının amfiyle yaptığı bu hareket her tarafıyla insanidir. Ama çevresınde- kiler bunu böyle karşılamazlar. Bi- risi Kettle in hasta olduğunu söyler, bir başkası ise delirmiş olduğunu Halbuki Kettle yaşamanın sırrına er- miş bir adamın iç rahatlığıyla bu in» sanların, hepsine de alaycı bir tavır- la ve yüksekten bakmaktadır! AKİS, 11 Ocak 1958 İ. B. Priestley Ankaralılara hoş görünemedi Usta bir yazar Tehlikeli Dönemeç, Laburnum Gro- ve, Cornelius, I have been here before, Music At Night, The Long Mırror, Thay Came To A City - ve Goodnight Children gibi piyeslerin yazarı olan John Boynton Priestley, tıyatroııuıı yetiştirdiği sayılı ustalar-, dan bir Prıestley in aşman temi —üzerine kurulmuş olan piyesleri bılhassa ilk piyesi olan "Tehlikeli Dönemeç" bundan sonra "Gecede müzik" ve "I Been Here Before" adlıları 0- nun gelecek devirlerde bile unutul- mamasını, ismini yaşatmasını sağla- yacak piyeslerdir. Priestleyin bu piyeslerdeki en sağ. lam tarafı, aksiyonları hazırlarken dialoglardan başka hiçbirşeyden me- det ummamış olmasıdır. Priestleyde dialogların örülüsünde görülen sağ- lamlık pek az yazarda görülecek bir seviyededir. Priestley'in Üçüncü — Tiyatroda oynanmakta olan Haftabaşı adlı ko- medisi onun eserleri arasında en za- yıflarından biridir. Piyesi şişirmek için konulmuş hissini veren ikinci perde son perdedeki uyuma sahne- si gibi ucuz ve kolay trükleri in- san Priestley'e yakıştıramaz. g Baturun — tercümesindeki Turkçe hıçbır seyırcıyı rahatsız et- miyecek kadar kusursuz. ma insan ister istemez Prıestley in üç dört ta- ne çok sağlam piyesi dururken neden Haftabaşı gıbı pek de önemli olmayan bir piyesinin çevrilip oynadığını düşünüyor. Tersine bir oyun .. Iî[üncü Tiyatroda temsil edilen aftabaşını seyreden bir seyirci- Çünkü piyesi uzun boylu düşünmek ihtiyâcını duy- bir seyirci' için, Üçüncü Ti- yatrodaki Haftabaşı temsilinin bun- dan ötede hiç bir mânası yoktu. Salih Canar gerek rejisör ve gerek. se oyuncu olarak George Kettle rolü- nü çok ters ve basit bir şekilde ele almıştı. Priestleyin söylemek istedi- ği, hayatındakı niyi Salih Canar, te onu bir deli olarak kabul eden ko- miserin gözüyle görmüş. Yazarın söylemek ıstedıgını hiçe sayarak üç- beş basit seyirciyi güldürebilmek uğ- runa George Kettle'i bir zır deli ya- pıp işin içinden çıkmıştı. O mübala- ğalı kaş göz hareketlerinin George Kettle tipinin çizilmesine ne gibi bir yardımı. olduğunu ardam ak zordu. Ayrıca Bay Canar, oyuna nasıl bir sesle başladıysa aynı sesle bitirdi. O - yun boyunca söylediği bütün rep- liklerde birini ötekinden ayıracak en ufak bir nüance görülmedi. Bay daki Salih Canarın Haftabaşın- rejisi de ket vermiş değildir. George Kettle ti. pillin oyunun bütünü içinde ters ola- rak ele alındığı da düşünülürse Haf- tabaşı rejisörü hakkında iyi bir hük- me varmak pek fazla iyimserlik 0- lurdu. Devlet Tiyatromuzda bir sınıf o0- yuncu vardır. Bu oyunculara hangi rolü verirseniz verin hep standart değişmiyenbir oyun oynarlar. Ken- dileri o role adapte olmazlar da o rolü kendilerine adapte etmeye çalı- şırlar. Haftabasında Alderman Hardac- re rolünde Suat Taşer, Delia Moon da Suat Taşer, Henry Moon da Nu- ri Gökseven Devlet Tiyatromuzdaki standart tip oyunculara bir kere da- ha güzel birer misal veriyorlar. Monika Twig, Priestley tarafın- dan oyuna sadece bir komedi motifi olarak sokulmuştu. Rolü Devlet Ti- yatromuzda oynayan yenilerden Ay- ten Kaçmaz, Monica Twig'in replik- lerindeki espri verebilecek ağırlığını kadar usta değildir. Kısacası Priestley'in Haftabaşı'sı Devlet Tiyatromuz sanatçıları tara- fından tepeüstü sahneye — konmuştu Ve umumiyetle alaturka bir atmosfer içinde oynanmıştı. Böylece de yaza- rın söylemek istediği söz gürültüye gitmişti: İnsan Priestley-i tanımadan Üçüncü Tiyatrodaki Haftabaşı tem- siliniseyretsebu — yazar için rahatça sıradan bir fars yazarı diyebilir. 31