SPOR İ ai 1 İ ” ”) S 'W L . ;l ) Kü ; D gidenler de bulunacaktı. Hem -kendi ifadesi ile- Tek seçiciliğin bahşettiği manevi şereften başka hiç bir kazan- cı da yoktu. Amatör bir idarecinin bu şartlarda vazife görmek isteme- mesi gayet tabii karşılanmalıydı İş- te nihayet bir idareci daha, sureta yorgunluğunu ileriye surerek haddi- zatında şahsını hırpalayan tenkitler— den uzaklaşmak için, vazifeden ayrıl- mak yolunu tutuyordu. Yalnız Tek seçiciye yakın olan şahısların belirt- tiğine göre Aykaç bu vazifesinden ay- rılmadan Mısıra giderken kendisine yardım göstermeyen, — futbolcularım istediği yere, zamanında gönderme- yen Galatasaray idarecileri ve 5 fut- bolcu için Federasyonun ceza verme- sini istiyecekti. Gençlerin mağlübiyeti Milli başarının sevinci spor rinde devam ettiği bir sırada, geçen hafta Pazar günü Polonyada genç Milli takımımız Lutz şehrinde Polon- ya gene milli takımı ile revanş maçı yapmaktaydı. Umumi kanaat genç takımın gene galip geleceği merkezin- deydi. Fakat tahminler boşa çıkmış, gençler gayet kötü bir oyundan son- ra 2-1 mağlüp olmuşlardı. 5-2 lik ga- libiyeti gözlerde haddinden fazla bü- takımın Kahirede kazandığı çevrele- yütenler ve Polonya takımım da o nisbette üçük görenler bu netice karşısında hatâ etmiş olduklarını anladılar. Polonya genç milli takımı İstanbulda farklı mağlübiyetine rağ- men hiç ihmal edilmiyecek bir rakip- ti. Kollektif oyun oynuyordu ve her yaptıgı akın her yaptığı hareket bir mâna ve maksada hizmet ediyordu. Ferdi gayret ve çalışmalarla bir ta- kımın galip gelmesi — elbette takım halinde çalışan, kollektif oyuna uya- bilen rakipten daha kıymetli ola- mazdı. Nitekim takımımız Polonya- da kendilerinden bekleneni vereme- mişler ve gençler revanş maçını, 2-1 kaybetmişlerdi. Genç milli takım ge- çen haftanın Çarşamba günü Dünya 34 Genç Milli Takım Balon ilk fiskede söndü Juniorlar turnuvasına iştirak etmek üzere Varşovadan uçakla Madrite ha- reket etmiştir. Federasyon başkam Hasan Polat bu mağlübiyetin gençle- ri kamçılıyacağı ve turnuvada iyi ne- ticeler alacağımız kanaatindedir. Klüpler Bir saltanatın sonu Beşıktaş kongresinin yarıda kala- cağına pek çok kimse kendini 1- nandırmıştı. Esasen elektrikli hava- yı görüp, hafta içerisinde gazeteler- deki beyanatları okuyup buna inan- mamak imkansızdı. Bu sebeble Tek- nik Universite salonunda geçen Pa- zar yapılan' kongreye azalar "Kara- kolda bitecek" düşüncesi ile katıldı- lar. Mevzu cazipti. Gaazzetelerin sade spor muhabirleri değil Adliye - Polis muhabirleri de kendilerine ayrılan yerde kongrenin baglıyacagı saatte ha zır bulundular. Ama tahminler hilâ- fına Beşiktaşlılar olgun — bir kongre yaptılar. Tenkitler yapıldı, hatta da- ha da ileriye gidilerek şahıslara sert hücumlarda bulunulduğu görüldü. A- ma bütün bunlar bir kongrede olabi- len şeylerdi. Bu, tarafların neticeyi lehlerine çevirmek için müracaat et- tikleri bir metottu. Eğer Sadri Usu- oğlu gibi, fevkalâde suples sahibi bir idareci muvafık grubun başında bu- luntu asaydı, muhalifler çoktan zafer elde ederlerdi. Kurt idareci zaman zaman müşkül durumlara düştü, fa- kat asabına hâkim oldu ve neticeye doğru soğukkanlılıkla yürüdü. Buna rağmen kendi grubu seçimi kaybetti. 12 saat devam eden kongre sonunda. Teknik Universite salonunu terkeden azaların zihinlerinde bir takım istif- hamlar belirmişti. Senelerdir klübü tek basına idare eden, istediği ve di- lediği her şeyi kendı bildiğine ya- pan Sadri, Usuoğlu acaba ekalliyette kaldığı diğer 3 arkadaşı ile birlikte idare heyetinde çalışacak mıydı? İ- dare heyeti vazife taksimi yapıp Sad- ri sadece üyelikte kaldığı halde bile AÇ . LO Beşiktaş için çalışmağa devam edece- ğini söyliyerek bu istifhamları da- ğıttı. Mahaza kongrenin nihayete er- miş olması, iktidara — muhaliflerin geçmesi Beşiktaştaki kaynaşmayı so- na erdiremiyecekti. Önümüzdeki gün- lerin pek çok hâdiselere gebe bulun- duğu tahmin ediliyordu. Haksız bir karar Federasyon ile Galatasaray klübü- nün çatıştığı, Beşiktaşta idareci- lerin birbirine girdiği bir sırada Fe- nerbahçe klübü elbette sessiz ve ha- reketsiz kalamazdı. Bu dedikodu sağ- nağının içine Fenerbahçeli idareciler de ince bir zekâ oyunu ile katılmak- ta gecikmediler. Günlerden bir gün bir de bakıldı ki Rüştü — Dağlaroğlu Haysiyet Divanı kararıyla Fenerbah- çeden ihraç edilmiş! Sebeb: Defter- lerde tahrifat!.. Rüştü Dağlaroğlu u- zun müddet Fenerbahçe klübünün U- mumi kâtipliğini yapmış. 1924 sene- sinde klübe intisap etmiş, eski bir Fe- nerbahçeliydi. Halen atıldığı klüpün tarihini yazmakla meşguldü. Pek çok kimse bu karardan duydukları teessürü belirtiyor, aynı fiile iştirak eden şahısların Sicil komitesinde va- zife gördüğü bir yerden, eski bir a- zanın kovulmasını ayıplıyorlardı Bu, hakikaten adaletsiz bir karardı. Ama Dağlaroğlu mücadeleci bir adamdı. İşi burada bırakacağı ve bir kenara çekileceği tahmin edilemezdi. Onun da hataları olabilirdi. Fakat faydala- rı ve klübe olan hizmetleri, Fener- bahçeliliği inkâr edilemez, kaydım ter kin etmekle silinemezdi. Daglaroglu— nun Umumi kongrede kendisini mü- dafaa edeceği ve yeniden azalığa ka- bul edileceği kanaati Fenerbahçe ca- miasına hâkimdi. Diğer taraftan ide- alistler ismi altında toplanan Fener- bahçeli azalar geride — bıraktığımız hafta içerisinde imza toplayarak fev- kalâde kongreye gitmek yolunu tut- muşlardı. Şimdiki halde topladıkları imza yekünu fevkalâde — kongreyi yapmaya kâfi geliyordu. AKİS, 13 NİSAN 1957