13 Nisan 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

13 Nisan 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

öterin kafasında — düğümlenen sual, sonunda yazarın "“Ben kimim?" de- mesiyle büsbütün karanlığa gömülü- yordu. Konulu filmlerden Jean Gremil- lon'un "L'Amour d'un femme - Bir Kadının Aşkı" kuçuk bir sabasında bir kadın doktor (Miche- line Presle) ile bir mühendisin. (Mas- simo Girotti) aşk ve vazife çatışma- larım anlatıyordu. Dokümanterden yetişen rejisör Jean Gremillon'un kü- çük taşra hayatından, birkaç başan— h sahne verebilmesi filmim üstüne çeken kesif katolife havasını dağıta- mıyordu. Bu hava Robert Bressea'- un yaptığı "Les Dames du Bois de Boulogne- Boulogate Ormanı Kadı ları" adlı filminde dah da keşıf- ti. Hatta boğucu bir hale gelmiş- ti. Zaten ünlü sinema, tarihçisi Geor- ges Sadoul Bresson için sinemanın Jansenist'i diyordu. Üç asırlık bir- mezhebin nefes aldırmayan misti ahlak prensiplerini, metafizik naza- riyelerini endüstri çağında, bu çağın tipik sanatı sinema yoluyla yayma- ya çalışmak kolay kolay yutulmu- yordu. "Les Dames du Bois de Boulogne"- un çevrildiği 1944'ten, "L'Amour d'un femme"ın çevrildiği — 1954'e — kadar geçen 10 yıl içinde Fransız sineması- nı bu filmlerden çok daha iyi temsıl edecek eserler hazırlanmıştı. Bu o yıl içinde meselâ Rene Clement gıbı usta bir sinemacı yetişmişti. Genç ve kabılıyetlı rejisör Clement'in 1946 Cannes festivalinde mizansen mükâ- fatı kaza n n "La Batailie du Rail - miryol Savaşı" ve 1952 Venedik festıvalınde büyük, mükâfatı kaza- nan "Jenx interdits" adlı: filmleri konsolosluk programlarında — tanıtı- labilecek nefis eserlerdi. Gene son on yıl içinde parlayan başka bir si- nemacı, Andre ayatte da "Justice est faite - Hak Yerini Buldu", "Nous sommes tous des assasıns - Hepımız - Katiliz", Ava t le Del Tufan dan Once gibi İ'ılmlerıyle tanıtılabı- lirdi. Gremillon ve Bresson'dan öne alı- nacak sinemacı çoktu. "L'Amour d'un femme" ve "Les Dames du Bols de Boulogne"a tercih edilecek film ise sayılamıyacak kadar fazlaydı. el Carne'nın Les nfant du Paradis"si, Rene Cilair'in "Silence est d" Or-Sukut Âtındır" ve ' Bea ute du Diable - Şeytanın Guzellıgı Claude Autant Lara'nın "Le ge et l oir - Kırmızı ve Sıyah"ı Jac- s Becker'in "Casgue d" Altın Mıgfer 1944-54 arasında çevrilen iyi Fransız filmlerinin ılk akla ge- len örneklerindendir. Üstelik Türki- yede de gosterılmemışlerdır Fakat Cldment Cayatte, Camey Clair, Au- tant-Lara ve Becker'in eserlerinde koyu din propagandası yoktur. Olsa olsa bu sebebten Fransız kültür he- yetinin itibarına mazhar olamamak- adır. Fransız kültür heyeti Papalı- gın değil Fransanın temsilcisi oldu- ğunu hatırladığı zaman salonlarında değerli Fransız sinemasına yakışan eserler gösterilebilecektir. AKİS, 13 NİSAN 1957 S Futbol Meşhur ajansın azizliği ı : eçen, hafta Cumartesi günü ga- P zetelere bir göz atan spor me- raklılarının — sevinçlerine, bıraz da hayret karıştı. Türk illi Takımı- nın Mısırı 4-0 mağlüp ettıgınde it- tifak eden gazetelerin gollerin kim- ler tarafından atıldığı — hakkındaki rivayetleri muhtelif idi. Birçok gaze- teler gollerin ikisinin Metin, diğer- lerinin de Lefter ve İsfendiyar tara- fından atıldığını yazıyorlardı. Sadece iki gazete 3 golü Lefterin, sonuncu- yu da Hılmının attığını bıldmyordu. Bu mmanın, çözülmesi için fut- bolculann Istanbula dönmesini bek- lemek icap etti. Neticede Kahireye hususi muhabir gönderen iki gazete- nin doğru haber diği — anlaşıldı. Diğer gazeteler de galıbıyetımızı bil- diren haberin başına "husus!" dını koymuşlardı ama, Kahireye mu- habir gönderme zahmet ve masrafı- nı göze alamamışlardı. Anadolu A- jansının haberinin başına bir "husu- si" kondurdu iş masrafsız tara- fından pek âlâ halledılebılıyordu' A - ma evdeki hesap çarşıya uymadığı için, daha doğrusu Anadolu Ajansı- nın malüm ve meşhur doğru haber verme ıtıyadında henüz bir değişi lik olmadığı için bu ajansın ışledığı hatayı birçok gazete kendi "hususi" muhabirlerine atfedip — okuyucuları- nın nezdindeki itibarlarından kay- bettiler. Kahireye husu: muhabir göndermeyen gazetelerden sadece bir tanesi, bu küçük oyuna lüzum- Eşfak Aykaç Futbolumuzun — Hamleti 0 R görmeden galibiyet: haberini sütun- larına Anadolu —Ajansının adım zik- rederek almıştı. Bu doğruluk, dıger gazetelerin açıkgözlülüğünün uy: dırdığı kötü tesir yanında mukafatı— nı görmüştük Asıl üzerinde durulan nokta meşhut ajansın yanlış haber vermesi değildi. Buna çoktan alışıl- mıştı. Bazı gazetelerin ajans haberle- rine "hususi" kaydını ilâve etmeleri, zamanımızın gazetecilik — anlayışına uymuyordu. Bu Babıiıâli açıkgözlüğü çoktan modadan, düştü — sanılıyordu. Zira yavaş yavaş yükselerek artık yazı işleri müdürlerini de ellerine geçiren genç gazeteci nesli, hâdise- lerim mahallinde takip edilmesinin lüzumuna inanıyorlardı. Hâdisı mahallınde takip edilmezse ne olu r- du? En azından bu milli maç haberi dolayısıyla bazı gazetelerın düştükle- ri mevkie düşülürdü. Bundan çok da- ha kötü vazıyetlerın de ortaya çıka- bileceği su götürmez bir hakikatti. Tek seçici haklı!. eçen hafta spor muhitlerinde en çok ajansın bu muzipliğinden bah- sediliyor, arada sırada da "Öfke bal- dan tadıdır, tekseçici haklıdır" deni- liyordu. Hakikaten Mısıra hareket e- dilmezden önce Tek seçici Eşfak Ay- kaç bütün şimşeklerin hedefi haline getirilmişti. Hele bu h şısında Tek seçicinin asap bozukluguna ug— rayıp istifa edivermesi ve so ar- kadaşlarının tazyıkiyle kar. rı ge- ri bırakışı Eşfakın muarızlarının İşİ- ni kolaylaştırmıştı. Bu zevat merak- Kahire dönüşünü beklıyorlardı Fa- kat 4-0 llk galibiyet sn sivri kalemin dahi ucunu kırmış, kalem sahibine yazmak ve hücum etmek fırsatını bırakmamıştı. Miltf takımın — zaferi Eşfak Aykaçı büyük bir hücumdan kurtarmıştı. Bazı iyimser kimse- ler: Milli takım Mısırlılara, Aykaç da basına karşı ezici bir zafer elde etti" diyorlardı. Nasırın kahraman çocuk- ları Kahiredeki Zamelek — stadında ili —takımımızın fevkalâde oyunu karşısında dıkış tutturamamışla rdı. Hel r Oo günün yı olarak gosterılıyordu. Gerçekten 3 gol at- mış o 1 da- bunu ifade ediyordu. Mısır galıbıyetı hakıkate n övünülme- ye değer bir galibiyetti. Tabancı bir atmosferde ve bugünün şartları içeri- sinde farklı galibiyeti küçümsemek haksızlık, hattâ insafsızlık olurdu. Hem son senelerde Kahirede Miı- sırlıları 4-0 mağlüp etmeye muvaffak olan hiç bir ekıp yoktu. Hatta Ma- carlar bile, bu isi becerememislerdi. İ B Tek seçicinin niyeti G alibiyette büyük hissesi bulundu- ğuna herkesın ınandıg Eşfak Aykaç, Mısır dönüşünden sonra ga- zetelere verdiği bir beyanatta artık ço ok yorulduğunu ve çekilmek istedi- ğini bildirdi. Ağır tenkıtlerle şahsi hırpalanmıştı l Eğe mağlübiyet- dönülmüş olsaydı daha ileriye 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: