ÇA LI İşçiler Temsilci seçimleri alışma Baltanı Mümtaz Tarhanın çok geniş bir zümreyi töhmet al- tında bırakan uzuntu uyandırıcı be- yanatı, Hür P. nin genç vegür sesli kâtibi Turan Güneş tarafından bir söz lü soruyla Meclisin huzuruna getiril- mişti. Turan Güneşin Çalışma Bakanı- nı bir hayli sıkıştıracağı ve cidden ü- züntülü dakikalar yaşatacağı sanı- lıyordu. Sözlü soru gündeme alınmış birinci defa bakan hazır bulunmadı- ğından konuşulamamış, — ikinci defa da Turan Güneş yataktan çıkamıya- cak derecede hastalandığından Mec- lise gelememiş ve sözlü —sonu gene cevaplandırılamamıştı Bu — haftanın ilk günü genç Kocaeli — milletvekili iyileşip meclise gelemediği için, söz- lü soru, sahibi iki defa hazır bulun- madığı,için İç Tüzük gereğince gün- demden çıkarılmıştı. Bu suretle Ça- lışma Bakanı çok çetin geçeceği mu- hakkak olan bir tartışmayı şimdilik üzüntüsüzce atlatmış oluyordu. Hadiseyi üzüntüyle karşılayan iş- çilerdi. FKendilerine Treva görülen muamelenin, maruz bırakıldıkları ağır ithamların haksızlığının Mec- lis kürsüsünden de —tekrarlanması, onları hiç değilse biraz ferahlatabi- lirdi. Ama çalışma meseleleriyle alâkalananların asıl üzüntüsünü gi- deren, Türk işçisinin yaratılan kötü havaya rağmen kendi —meselelerine karşı gösterdikleri — anlayış ve uya- nıklıktı. Bunun en yeni bir misali İş Kanununa tabi — işyerlerinde yapıl- maya başlanan işçi temsilcisi seçim- lerinde görülmüştü. —Haklarının an- cak sendikalar etrafında — toplanıp birleşmekle sağlanabileceğini anla- yan işçiler, işçi temsilcileri seçimle- rinde sendikalı adaylara oy vermeyi tercih ediyorlardı. —Alınan ilk netı— celer bunu gösteriyordu. — Bütün iş- yerlerinde temsil hakkının doğrudan, dogruya sendikalara ait olması fik- rini savunan işçilerin, temsilci seçim- lerinde oylarını sendikalı adaylara vermesi ümit verici ve sevindirici bir neticeydi. Sendikalar Kongre hazırlıkları şyerlerinde işçi temsilcisi — seçim İeri devam ederken İst anbuldakı en kuvvetli sendıkalardan biri olan Tekstil ve örme — Sanay İşçileri Sendikası; şube kongrelerının ha- zırlıklarını tamamlamıştı. Bu kong- relerden ilkı 15 Nisanda — Anadolu- hisarı şubesinde başlıyacak ve bun- ları 5 Mayısta Topkapı, 12 Mayısta Mahmutpaşa ve Fatih, 25 Mayısta Yedikule, 26 Mayısta Beyoğlu, 2 Haziranda Eyüp, 9 Haziranda da Bakırköy şubelerının kongreleri 22 ta- ŞMA Turan Güneş Geçmiş olsun! kip edecekti. Bazı bırlık ve federas- yonların kapatılm olması ve bil- hassa TEKSİ F'ın ışsızlık hakkında- ki be yannamesınden sonra Savcılık tarafından el konan İcra Komiteci karar defterinin 7 aydanberi iade e- dilmemiş olması, birlik ve federasyon- lara katılmak için Bakanlığın ara- dığı nisabın temini, kollektif muka- veleler, grev yasağı gibi canlı mese- lelerin varlığı dolayısiyle bu kong- relerin pek hararetli geçeceği tah- min ediliyordu. Birlik ve Federasyonlara katılma konusunda akanlığının aradığı ve toplantıda hazır bulunan- ların değil de sendikalara kayıtlı o- lan üyelerin' 2/3 ünün katılma kara- rı TEKSİF'i de bazı üyelerini kay- betmek tehlikesine maruz bırakı- yordu. Vakıa üye sendikalar ara- sında Bakanlıkça aranan nisabı dol- dur! ki sendika, — üyelerini toplıyarak böyle bir karar almağa teşebbüs etmişti. Fakat ikisi de ü- yelerini alacak kapalı yer bulama- dıklarından ve açık havada kongre yapmak ta mkün olmadığından bu teşebbuslerı akım kalmıştı. Bun.- ardan Bursa Mensucat Sanayii İşçi Sendıkası 5 bin üyesini alabilecek kapalı bir yer bulamamıştı. Çünkü Bursada en büyük kapalı yer olan ayyare sineması ancak 1500 kişi alabılıyordu Türk - Iş in kongresi Türk-İş'in kongre hazırlıkları da bazı tartışmalara yol açmaktan geri kalmamıştı. Gerçekten Türk İş'i teşkil eden birçok üye birlik ve fe- derasyonların Çalışma — Bakanlığına durumu belli değildi. Bunların kanuni birer teşekkül sayılıp sayıl- mayacağını belki Çalışma Bakanı bile henüz kati olarak bılemıyordu. Bu durum karşısında üyelerinin bir kısmı hukuken ve fıılen temsıl edil- meden yapılacak kongreye Bakanlığı ne derdi? Kongre sonun- da seçilecek yeni icra heyeti ile ida- re heyetı üyeleri Bakanlığın "sem- i kazananlardan meydana gelırse âlâ idi. Aksi halde Bakanlı- ğın bu kongreyi kanuni saymaması kuvvetli bir ihtimaldi. Onun için ço- gunluk kongrenin mevsimsiz — oldu- ğu Ve Genel Sekreter İsmail İnan'ın fırtınaya bir müddet daha göğüs germesi icabedeceği kanaatindeydi. İstanbul derdi ükellef ve turistik İstanbul Hil- on Otelinde çalışan Turk ışçı- lerle otel ıdaresı arasındaki suzluk gun geçtikçe buy mekte de- ordu. İşçi temsılcısı Musta- fa Çıçek in — işten çıkarılmasından sonra bu huzursuzluk yatışm Şöy- le dursun işçilerden memurlara da sirayet etmek istidadını göstermeye başlamıştı. Ama huzursuzlugun acı- sını çeken sadece Türk ışçı ve me- murlardı; yoksa yabancı işçi ve me- murların rahatı kralları kıskandıra- cak derecedeydi. Bunlar sadece yük- sek ücret ve maaş almakla kalmı- yor, aynı zamanda idarenin "el al- tından" verdiği ikramiye ve zamlar- dan da faydalanıyorlardı. Türk işçi ve memurlarla yabancıların ücret ve maaşları arasındaki fark, dağlar kadardı. İdare bu ımtıyazlıları herhal- de müşterilerden alınan, fakat isçile- rin eline bir türlü geçmiyen D 10 larla besliyordu. Esasen işçi temsil- cisi Mustafa Çiçek'in ışten uzaklaş- bu Z 10 lar Hiltonluların tırılmasının sebebi meselesiydi. Fakat Hiltondaki Türk işçilerin derdi sadece ücretler değil- di.. Fazla mesâi meselesi de vardı. Hilton Oteli, Emekli Sandıgının malıydı. Otelın isletmesine şirket or- tak edilmişti. Ama Emekli Sandıgı doğrusu çok comert bir ev sahibiy- di. Ne kârı, ne de işçi ve memurla- rın durumunu kontrol ediyordu. Böl- ge alışma Müdürlüğünün müfettiş- leri için de Hilton, aşılmaz bir ka- leydi. İşçiler tarafından — yapılacak en ufak bir şikâyetin sonu ise, İstan atılmaktı. Mustafa Çiçek bunun bir misaliydi. Geçenlerde İstanbula gelen ve Hil- tondaki durumu öğrenen Amerikalı sendikacı Irving Brown, Hiltondaki haksızlıkları. Hilton Şirketine hisse- dar olduğunu —söylediği — Amerikan Otel ve Eğlence Yerleri Sendikasına aksettireceğini soylıyecegını Hilton- daki işçilere — vaadet Kim bilir bizimkilerin burada belki erikadan vaffak olurdu? AKİS, 13 NİSAN 1957 yapamadıgını, yapmağa mu