İKTİSADİ VE MALİ Eskişehir Çimento Fabrikasından görünüş Elektriği Kalkınma Eskişehirdeki fabrika Başbakan Adnan Menderes, geçen hafta Eskişehirde yeni tamamla- nan Çimento Fabrikasının açılış töre- tünde hazır bulunanlara kalkınma e- debiyatımızın mutad nutuklarından birini daha dinletti. Çimento - Zafe- rin başyazısında da söylendiği gibi -, "kalkınma edebiyatı"nın mevzuların- dan biriydi. Fakat çimento diğer ta- raftan da çelik gibi, kömür gibi ikti- sadi kuruluşun asli maddelerinden bi- liydi. Ama "görülmemiş" bir kalkın- ma içinde bulunan Türkiye 1956 yı- lında hâlâ çimento ithal etmeye mec- bur bir memleketti. Belki yakında sa- dece çimento bakımından iç ihtiyacı karşılayabilecek duruma gelecektik. Fakat çelik ve kömür istihsalindeki ar tışlar, devede kulak kabilindendi. Şe- ker ve tekstil fabrikaları ile göz ka- maştırıcı, muazzam binalar inşa et- meden önce çimento, çelik ve kömür istihsaline ehemmiyet verilmemesi, D.P. iktidarının işlediği büyük hata— lardan biriydi. Bu hatanın farkına varılmaması imkânsızdı. İhtimal sim- di bizzat Başbakan, hususi sohbetler- de işe çelik, kömür ve çimento ile baş- lanmış olsaydı, bugün memleketin manzarasının ne derece değişik olaca- ğından bahsediyordu. Zira temel mad- deleri dışardan gelen kalkınma çok pahalıya mal oluyordu. Döviz sıkıntı- sıyla karşılaşılmayan 1952 ve 1953 yıllarında, — İktidar bu hakikati görme- miş, kolay yolu tercih etmişti. Bu- 14 Seyhandan gelecek değildi ya... gün, çekilen döviz kıtlığı bu hakika- tin keşfini kolaylaştırıyordu. Göste- rişi bırakıp kalkınmanın temel mad- delerinin istihsali arttırılmalıydı. Bu bakımdan çimento sanayiinin son yıllardaki gelişmesi takdirle — karşı- lanacak bir keyfiyetti. —Ancak çelik ve kömür istihsalinin çok geride kal- masının tehlikeli bir ahenksizlik işa- reti olduğu da akıldan çıkarılmama- lıydı. Hele yeni bir tekstil fabrikası- nın kurulması, plansızlığın taze bir tezahürüydü. emleketımızde tekstil — sanayii 1950'den bu yana son derece geliş- mişti. Tops ıthalı zarureti olmasaydı tekstil sanayiinin nerdeyse iç istih- lâki tamamen karşılaması bile bek- lenebilirdi. Ama buna rağmen hâlâ yeni teksil fabrikaları kurmak.. İşte bunu anlamak güçtü. Anlaşılması da- ha güç olan bir şey de plansızlığın ta kendisi olan bu hareketin bir plânlı çalışma numunesi olarak gösterilmek istenmesiydi: Çatalağzı santralının elektriği Eskişehir Çimento Fabrika- sına, çimento fabrikasının ilk istihsa- li Eskişehir Basma Fabrikasının te- meline.. İşte bu parolayla bütün plân- sizlik iddialarının cevabı verilmiş sa- yılıyordu Hele fabrikanın elektriği- nin Batı Anadolu elektrik şebekesın— den gelmesini mucizevi bir işmiş gibi göstermek mutad edebiyatın tipik bir tezahürüydü. Eskişehirdeki fabri- kanın elektriği, Seyhan santralından temin edilemezdi ya... Her şeye rağmen 190 bin ton çi- mento istihsal edebilecek yeni fabri- ka yurtta sevinçle karşılanmıştı. Hat- SAHADA ta ilk çimento çuvallarının Basma fabrikasının temeline — gitmesi Bile memnuniyet — uyandırabilirdi. — Zira Başbakanın tekstil fabrikalarının ma- kine ve teçhizat ihtiyacının dahilden karşılandığını söylüyordu. Ama işin iç yüzünü bilenler, bir çok tekstil fabrikasının ham madde bulamamak yüzünden kapalı bulun- duğunu bir kenara bıraksalar bile, Başbakan kadar nikbin olamıyorlar— dı. Vakıa Makina-Kimya Endüstrisi son zamanlarda 1500 tezgâh imaline muvaffak olmuştu. Fakat bu mevsim- siz bir nikbinliği haklı gösterecek ka- dar büyük bir başarı sayılamazdı. He- le Makina-Kimya sanayiinin şimdiye kadar elde ettiği diğer neticeler or- tada dururken Dış Ticaret S 100 prim! Geçen hafta İzmir de tüccarlar; a konuşan Ekonomi ve Ticaret Ba- kam Abdullah Aker, zeytinyağı ih- raç edenlere bir madalya verildikten başka, ayrıca © 100 prim ödeneceği- ni açıkladı, İç ve dış fiatlar arasın- daki, gün seçtikçe büyüyen uçurumu gostermek için, madalya değil am şu 2 100 primden daha kuvvetli bır delil doğrusu aramakla bulunamazdı. Zeytinyağı ihracatçılarına ödenecek primler, Amerikan yardımı çerçeve- si içinden temin edilen donyağı satı- şıyla karşılanacaktı. Bılındıgı gibi zeytinyağından sabun imali yasa edılmıştı Sabun imalinde artık don— yağı kullanılacaktı. İhraç malı zey- Abdullah Aker B 300e doğru! AKİS, 13 NİSAN 1957