13 Nisan 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

13 Nisan 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ Eskişehir Çimento Fabrikasından görünüş Elektriği Kalkınma Eskişehirdeki fabrika Başbakan Adnan Menderes, geçen hafta Eskişehirde yeni tamamla- nan Çimento Fabrikasının açılış töre- tünde hazır bulunanlara kalkınma e- debiyatımızın mutad nutuklarından birini daha dinletti. Çimento - Zafe- rin başyazısında da söylendiği gibi -, "kalkınma edebiyatı"nın mevzuların- dan biriydi. Fakat çimento diğer ta- raftan da çelik gibi, kömür gibi ikti- sadi kuruluşun asli maddelerinden bi- liydi. Ama "görülmemiş" bir kalkın- ma içinde bulunan Türkiye 1956 yı- lında hâlâ çimento ithal etmeye mec- bur bir memleketti. Belki yakında sa- dece çimento bakımından iç ihtiyacı karşılayabilecek duruma gelecektik. Fakat çelik ve kömür istihsalindeki ar tışlar, devede kulak kabilindendi. Şe- ker ve tekstil fabrikaları ile göz ka- maştırıcı, muazzam binalar inşa et- meden önce çimento, çelik ve kömür istihsaline ehemmiyet verilmemesi, D.P. iktidarının işlediği büyük hata— lardan biriydi. Bu hatanın farkına varılmaması imkânsızdı. İhtimal sim- di bizzat Başbakan, hususi sohbetler- de işe çelik, kömür ve çimento ile baş- lanmış olsaydı, bugün memleketin manzarasının ne derece değişik olaca- ğından bahsediyordu. Zira temel mad- deleri dışardan gelen kalkınma çok pahalıya mal oluyordu. Döviz sıkıntı- sıyla karşılaşılmayan 1952 ve 1953 yıllarında, — İktidar bu hakikati görme- miş, kolay yolu tercih etmişti. Bu- 14 Seyhandan gelecek değildi ya... gün, çekilen döviz kıtlığı bu hakika- tin keşfini kolaylaştırıyordu. Göste- rişi bırakıp kalkınmanın temel mad- delerinin istihsali arttırılmalıydı. Bu bakımdan çimento sanayiinin son yıllardaki gelişmesi takdirle — karşı- lanacak bir keyfiyetti. —Ancak çelik ve kömür istihsalinin çok geride kal- masının tehlikeli bir ahenksizlik işa- reti olduğu da akıldan çıkarılmama- lıydı. Hele yeni bir tekstil fabrikası- nın kurulması, plansızlığın taze bir tezahürüydü. emleketımızde tekstil — sanayii 1950'den bu yana son derece geliş- mişti. Tops ıthalı zarureti olmasaydı tekstil sanayiinin nerdeyse iç istih- lâki tamamen karşılaması bile bek- lenebilirdi. Ama buna rağmen hâlâ yeni teksil fabrikaları kurmak.. İşte bunu anlamak güçtü. Anlaşılması da- ha güç olan bir şey de plansızlığın ta kendisi olan bu hareketin bir plânlı çalışma numunesi olarak gösterilmek istenmesiydi: Çatalağzı santralının elektriği Eskişehir Çimento Fabrika- sına, çimento fabrikasının ilk istihsa- li Eskişehir Basma Fabrikasının te- meline.. İşte bu parolayla bütün plân- sizlik iddialarının cevabı verilmiş sa- yılıyordu Hele fabrikanın elektriği- nin Batı Anadolu elektrik şebekesın— den gelmesini mucizevi bir işmiş gibi göstermek mutad edebiyatın tipik bir tezahürüydü. Eskişehirdeki fabri- kanın elektriği, Seyhan santralından temin edilemezdi ya... Her şeye rağmen 190 bin ton çi- mento istihsal edebilecek yeni fabri- ka yurtta sevinçle karşılanmıştı. Hat- SAHADA ta ilk çimento çuvallarının Basma fabrikasının temeline — gitmesi Bile memnuniyet — uyandırabilirdi. — Zira Başbakanın tekstil fabrikalarının ma- kine ve teçhizat ihtiyacının dahilden karşılandığını söylüyordu. Ama işin iç yüzünü bilenler, bir çok tekstil fabrikasının ham madde bulamamak yüzünden kapalı bulun- duğunu bir kenara bıraksalar bile, Başbakan kadar nikbin olamıyorlar— dı. Vakıa Makina-Kimya Endüstrisi son zamanlarda 1500 tezgâh imaline muvaffak olmuştu. Fakat bu mevsim- siz bir nikbinliği haklı gösterecek ka- dar büyük bir başarı sayılamazdı. He- le Makina-Kimya sanayiinin şimdiye kadar elde ettiği diğer neticeler or- tada dururken Dış Ticaret S 100 prim! Geçen hafta İzmir de tüccarlar; a konuşan Ekonomi ve Ticaret Ba- kam Abdullah Aker, zeytinyağı ih- raç edenlere bir madalya verildikten başka, ayrıca © 100 prim ödeneceği- ni açıkladı, İç ve dış fiatlar arasın- daki, gün seçtikçe büyüyen uçurumu gostermek için, madalya değil am şu 2 100 primden daha kuvvetli bır delil doğrusu aramakla bulunamazdı. Zeytinyağı ihracatçılarına ödenecek primler, Amerikan yardımı çerçeve- si içinden temin edilen donyağı satı- şıyla karşılanacaktı. Bılındıgı gibi zeytinyağından sabun imali yasa edılmıştı Sabun imalinde artık don— yağı kullanılacaktı. İhraç malı zey- Abdullah Aker B 300e doğru! AKİS, 13 NİSAN 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: