PARTİLERARASI Bı ütçe müzakereleri esnasında si- si havanın ani olarak değişme- si, muhtelif tefsirlere yol açmıştır. D Muhalefet partılerınden yalnız bir tanesi ile iyi munasebet- ler kurmak istemesi ve C.H.P. nin bu teşebbüsü müsait karşılaması, zihinlerde bir istifham yaratmıştır. Öd büyük parti arasındaki yakın- laşmanm siyasi bir manevra oldu- , bahar havasının çok sürmiye- cegını ve hakiki maksadın hususi sebeblere dayandığını söyleyenlere rastlanmıştır. İktidarın bir senedenberi seçimle- ri göz önünde tutarak stratejisini ayarladığını hatırlamak, zihi e beliren istifhamın çözülmesini ko- laylaştırabilir. Demokrasi rinde, iktisadi vaziyetin seçimler ıızerınde kuvvetli bir tesir yarattı- ği malümdur. Memleketimizde de, müstehlik sınıfın maruz kaldığı sı- kıntılar, umumi efkârın temayülle- rine istikamet veren âmiller arasın- da yer almaktadır. Nüfus başına i- sabet eden fiilf gelirin Yunanistan, Filipin ve İsrail gibi memleketlerde yaşayan halka nisbetle çok aşağı düşmesi ve kazançlarla fiatlar ara- sındaki muvazenenin müstehlik a- leyhine dönmesi, iktidar hesabına bir endişe kaynağı haline gelmiş- tir. Geçen yıl, ıktısad" 1 vaziyetin sebe- biyet — verdiği mnuniyetsizliğe karşı şiddetli tedbırler almağa za- ruret duyıılmuştur. Milk Korunma na ağır hükümler koymak suretiyle, pahalılığı önlemek üzere mezbuhane bir gayret harcanmış- tır. Diğer taraftan, matbuat ve toplantılar rejimlerini tanzim eden mevzuat, muhalefetin faaliyet im- kânlarını bir hayli daraltmıştır. Millt Korunma tadilâtı yürürlüğe gırın- ce ceza müeyyidelerinin — piyas yaratacağı "şok" neticesinde f'ıat mekanizmasının mefluç hale gele- ceği ve ıktıdarın müstehlik menfa- sın ve Toplantı kanunları sayesin- de ise, İktisat siyasetinin şiddetli tenkidlerden masun kalacağı ve çalışma sahası daralan Muhalefetın seçımlere layıkıyle hazırlanamıya— ğı ümid edilmiştir Fakat fevkalade kanunlar çıkarı- hrken, mühim nokta gözden ka- çırılmıştır Tıırkıyede, İktisadi hâdi- selerin 24 milyon şahidi vardır. Her aile reisi, maışet şartları hakkında, kendi tecrübe ve müşahedelerine dayanarak hüküm verebilmek mev- kiindedir. Kalkınma edebiyatının yaldızlı cümleleriyle ilâçsız kalmış hastaları iyileştirmek veya fiat eti- AKİS, 23 MART 1957 lan sondajlar, pek çok kimselerin durum adıkl ketlerini görünce ümitsizliğe kapı- lan anneleri güldürmek kabil değil- dir. Bu sebebledir ki, şiddetli ted- birlerin alınmasını takı eden ay- larda, Muhalefetin daha süratle ge- liştiğine dair alâmetler belirmiştir. Kesif nüfus mıntakalarında yapı- mn unmadıkları- nı, fakat Muhalefet partileri ara- sında henüz bir tercih belirmediğini göstermeğe başlamıştır. Bütçe müzakereleri esnasında İk- tidarın bir sulh taarruzuna girişme- ğe lüzum duyması Muhalefetin gün- den güne kuvvet kazanmasından ileri gelmiştir. D.P. liderinin Park Otelde gazetecilere verdiği izahat, sulh taarruzunun müşterek bir gay- retle iktisadi güçlükleri yenmek ve rejim buhranını gidermek gayesini gütmemiş olduğunu ortaya koymuş- tur. İktidarın halen beslediği en bü- yük endişe, Muhalefetin bir koalis- yon formülü bularak geçimleri ka- zanmağıdır. D.P. nin mevkiini mu- hafaza edebilmesi için tek şans, gayrı memnun ekseriyet kütlesine ait reylerin Muhalefet partilerine dağılmasına bağlı — gözükmektedir. Tahakkuk kabiliyeti riyazi kat'iyet ifade etmeyen bu şansa bağlanan Iktıdar, sulh taarruzunda, P. yi diğer partilerden uzaklaştıracak ve tenkit dozunu hafifletecek bir iklim yaratmayı hedef tutmuştur. C.H.P. ni İktidar tarafından ya- pılan teşebbüsü müsait karşılama- ğa sevkeden sebebler de, üzerinde durulabilecek ehemmiyettedir. Uzun bir mazisi olan bu siyasi teşekkül, ciddi problemler karşısında bulun- maktadır. C, H. P. teşkilâtı, aradan yedi sene geçmesine rağmen, Mu- halefetin meşakkatine intibak ede- memiştir. Mahalli teşkilât mensup- larından çoğu, Muhalefet - İktidar münasebetleri yumuşadığı takdirde, daha verimli çalışabılecek vaziyet- tedir. Esasen teşkilât eskidenberi muhkem temeller üzerine oturtul- muş olduğundan, seçimlere girebil- mek için kesif kam, panya yap- mağa mutlak zaruret yoktur. B har havası, C.H.P. eşkılatının fa- aliyet şartlarını muvakkat bir za- man için kolaylaştırmaktadır. Sulh taarruzunun başladıgı gun— lere kadar, C. müsbet hal tarzı bulamadığı diğer bir prob- lem, mazisiydi. İktidarın insafsız propagandası, umumi efkârda akis- ler uyandırmaktaydı. Parti men- supları bu propagandalara aynı si- lâhla ve aynı tesirle mukabele ede- memekteydiler. Sulh taarruzu esna- sında C.H.P. liderinin maharetle yap tığı manevra ve D.P liderine söy- MÜNASEBETLER Feridun ERGİN lediği sözler, bir kördüğümü çöz- müş bulunmaktadır. Bundan sonra, D.P. liler tarafından eski hakkında ileri sürülecek ithamlar, kendi şeflerinin en kati ıfadesıyle tekzip edilebilecektir. .H.P. mensupları arasında yer- leşmiş bulunan iyimser bir kanaate bakılırsa, seçimlerde diğer partiler- le birleşmeğe veya iş birliği yapma- ğa ihtiyaç kalmaksızın D.P. ye na- zaran daha fazla rey toplamak ka- bil olacaktır. "Batnı mâderin çat- lamasından" zayıf düşen Iktıdar bünyesinin mücadeleden C.H.P. ne mağlüp çıkacağı söylenmektedir. Bu mülâhazanın tesiri altında, ken- di gemilerini sakin sulara sevkede- rek fırtınalı denizi diğer siyasi te- şekküllere bırakmaga meyledenler eksik değildir Bu strate_ı C.H.P. menfaatleri zaviyesinden tahlil edilirse, zayıf bir noktası bulunduğu dikkate çar- par. Kanaatlerini sandık başına ge- İinceye kadar açığa vurmayan kısım vatandaşların kitle faalinde bir veya diğer tarafa — meyledere seçimlerin tahminlerden farklı şe- kilde neticelenmesine sebebiyet vere- bilecekleri, 1960 vı e 1954 de go müştür. H iki seçimde de, siyasi teşekküllerin çıkardıkları millet ve- . çevreleri- nin daha önce yaptıklan hesap- lara uymamıştır. Hislerini kendi vicdanlarında saklayan seçmenler hakkında şimdiden söylenebilecek tek şey, az gelirli ve maişet güçlük- lerinden ıstırap çeken bir kitle teş- kil ettiklerinden ibarettir. Bu kitle iktidardan yüz çevirse dahi, C.H.P.. nin en fazla rey toplayan siyasi te- şekkül olmak mazhariyetine erişe- ceği şimdiden kat'iyetle ifade edile- mez. Yaşadığımız şartlar altında, lider- lerin seçim meselelerini yalnız mün- ferit parti menfaatleri zaviyesinden mütalâa etmege hakları olup olma- dığı da, ayrıca düşünülecek bir me- seledır Muhal fetin davası, bir rey ve iktidar mücadelesi sayılamıyacak kadar büyük bir ehemmi- yet iktisap etmiştir. İktisadi sıkın- tılara maruz bulunan — memleketi- miz, diğer ülkelerin refah ve terak- ki yolunda bizi geri bıraktıklarını görmenin ıstırabı içindedir. Bir re- jim ahenksızlıgı içinde bunalan si- yasi bünyemiz, Batı âlemi ile ara- mızda mafsal hizmeti gören demok- ratik müesseselere bir an evvel ha- yatiyet ve kuvvetini iade etmek ih- tiyacındadır. uhalefetin partı menfaatleri üstünde tarihi bir vazi- fe karşısında bulunduğu, artık her- kes tarafından kabul edilmelidir.