SPOR çayı güç kurtardı. Doğrusu 1-1'lik neticeden Emniyetin sevinmesi gere- kirken, maçı kaybetmedıgıne meımn- nün olan Beykoz'du. Pazar karşılaşmasında ıstanbulspor "sürpris"e fırsat vermedi ve paşayı 4-2 yendi. Sarı- Sıyahlılar iyi oynamamıştı, çok uğraşmıştı. Fa- kat neticeyi almıştı ya... Fenerbah- çe gibi sadece oynayıp yenilmekten- se, maçı İyi oynamadan ıkı farkla ka- zanmak, çok daha iyiydi Galatasaray Ankarada Geçen haftanın sonunda Cumarte- si si ve Paz günleri — kendilerine bir futbol zıyafetı çekmek Ankar: meraklılar, gücü stadının yolunu meraklılar ziyafet şöyle dursun, bir- kaç lokmayı zor buldular ve ona da şükrettiler. Hallerine şükredemiyen- olmanın verdiği gurur içinde yüksekten atmış ve Ankarada yna- nacak iki maç İçin 24 bin liradan a şağısına razı olmamışlardı. ani zatör Galatasarayın Ankarada göre- ceği rağbetten emin, bu parayı öde- meye razı olmuştu. Turgay sız, Kadri - siz, Coşkunsuz bir Galatasaray 24 bin lira ödeme Doğrusu saret işiydi. Ama maç günü Ankara- gücü Stadinşn tahta — tribünleri tık- lm tıklım doldu ve Galatasarayı An- karaya getiren Hacettepeli idarecile- rin yüreklerine serin sular serpildi. İki maç da senenin seyirci ve hasılat rekorları kırıldı. Ama Galatasarayın Ankarada çıkardıgı oyunun bu bü- k sev e alâkay: tamamen lâ- oldugu soylenemezdi İstanbul lıgının lideri gene de Ankaradan ye- nilmeden dönmeye muvaffak oldu. İlk gün Hacettepeyle 2-2 berabere kaldı, ikinci gün ise, Ankara lıgının lıderı Ankaragucunu 3-1 karagü- cünün mağlübiyeti bir talıhsızlık ola- rak tefsir edildi. talihsiz- ler fırtına gibi bir Galatasaray gör- mek için paralarına ve vakitlerine kı- yan Ankaralı futbol meraklılarıydı Klüpler Sen de mi Kavrakoğlu? oğrusu D.P. Haysiyet Divanı aşkanı olarak nice milletvekil- lerini partiden çıkaran, Klüpteki se- çimlerde nice idareciyi istifa ettiren Osman Kavrakoglunun Fenerbahçe- ki şkanlığından ve Umumi Kaptanlıgından istifa edeceği kimse- nin hatırına gelmezdi. Ama Kavrak- oğlu bunu yaptı. Yaptığı zaman da etrafında kendısıne lıak veren çok insan bulundu idareci tipiydi. Fenerbahçeyi kalbten seviyor ye Sarı-Lâcivert için çalışı- yordu. Tabif onun da bazı kaprisleri olacaktı. Bir görüşle oyuncu alan, er- tesi maçta mukavelesini feshedenle - 34 Bunca emekten sonra.>. rin idare ettiği bir klüpte Osman Kav- rakoğlunun kapı'ıslerı hatta makâül, isabetli ve meşru görülürdü. Osman Kavrakoğlunun ıstıfasından sonra Zeki Rıza Sporelin de idare he- yetinden çekileceği söylendı Fakat Zeki Rıza idealistlerle goruşm ek için tâ Fenerbahçeliler Cemiyetine kadar gitmeyi daha doğru buldu. Eeee yal- nız Fenerbahçenin kongresı değil, 1958 Milletvekili seçimi de yaklaş- maktaydı. Artık ön plânda görünmek zamanıydı. Zeki Rıza Fenerbahçeli- ler Cemiyetinde idealistlerin lideri Dr. İsmet Uluğ ile görüştü. Bir za- manların "Yavuz İsmet"i Zekiye ide- alıstlerın goruşunu hülâsa etti. Zeki Rıza ise "Dr. mete ikinci başkan olarak ıdare heyetıne girme" tekli- finde bulundu. İsmet Uluğ ıdealıst arkadaşlarıyla goruşmeden karar ve remiyeceğini bildir Fene rbahçeyı bu: gunkU kötü ıdare- sinden kurtaracakları Üümit oluna! idealistlerin mevcut klüp idare heye- tine girmeleri ihtimali, Fenerbahçeyi sevenlerı pek memnun etmemişti? arada "İdealistler de ideallerini kaybediyor galiba" sözü dolaşmağa başladı. Bu söz idealistlerin kulağına kadar geldi ve hemen bir deklâras- yon yayınlayarak eski ideallerim de- vam ettirdiklerim bildirdiler. Ya Sadri... Ya biz F enerbahçede Nıyazı Selin Osman Kavrakoğl yerine — umumi Kaptanlıga getırılmesı ile "muvakkat bir sükün" sağlanırken, Beşiktaş klü- bündeki kayn şma her an biraz dalıa büyüyordu. "Biz Beşiktaş muhalifle- ri değil, Sadrinin muhalifleriyiz" di- yen büyük bir zümre toplantı ustune heyeti tarafından Haysiyet Divanına verilmişti. Vaziyet Fenerbahçedekin- den.az farklıydı. Bu arada Beşiktaşın Beykoza fena şekilde yenilmesi, —muhalifleri yahut kendi tabiriyle "Beşiktaşı sevenler"i ok kamçılamıştı. Toplantının ateşlı hatıplerınden biri, Si - Be- yazlı takıma nice şampıyonluklar, ni ce zaferler kazandırmış eski solaçık Şükrü Gülesindi. Hararetli görüşme- lerin birleştiği nokta tekti: "Ya Sad- İ biz!” Fakat arada bir riyaset havayı bu- landırdı ve aynen Fenerbahçede ki gi- bi "Acaba?" istifhamı zihinlerde do- laştı. Söylentiye göre, muhaliflerden biri idare heyetiyle "anlaşmak" için zemin yoklamıştı. "Beşiktaşı se ler" bu dedikoduyu reddederlerken, idare heyeti "Evet, laşmak istiyor- lar ama faydasız. Kongreye gideriz, istenen seçilir”" diyordu Sadrı su- oğlu ise "Beşiktaşa daima hizmet et- tim. Gene de hizmetimden memnun olmuşlarsa tekrar seçerler" şeklinde konuşuyordu.. Büyük klüplerde mağlübiyetlerden sonra hemen patlak veren idare heye- ti ve muhalifleri arasındaki anlaş- mazlıkların takibatından — kurtulabi- len yegâne klup Galatasaraydı. Ga- latasaraylılar 'kol kırılır, yen içinde ' iyor ve dertlerim dışarıya duyulmu- yorlardı. Basketbol Alkışlanacak bir oburluk B ugüne kadar biç bir obur, Beşik- taş basketbol takımının kaptanı Hüdai kadar- — alkışlanmamış, onun kadar takdir gormemıştı Çünkü Hü- dai "sayı oburu" idi ve sahada erışıle- miyecek bir rekor kırmıştı. Küçük Hüdai' nin buyuk rekorunu duyanlar Önce usun müddet inanama- dı: Beşiktaş takımı Karagücünü 110- 56 yenerken, 110 sayının 110 unu da Hüdai yapmıştı. Bir tek oyuncunun bir maçta 110 sayı yapması, rekordu. Fakat takımın bundan ka tek sayı yapmamış olması, rekonı daha da kıymetlendiriyor ve "Rip- ley'in inanılmıyacak şeyler" sütunu- na sokuyordu Fenerba hçe futbolcuları Beykozdan sonra Vefa önünde de iki puan kay- bederken, sarı-Lacivertli basketbol- cular "nâmağlüp" unvanlarım muha- faza ederek dev adımlarla şampiyon- luğa ilerliyorlardı. İşte son maçta Darüşşafakayı — 88-68 — yenmişlerdi. Fakat bu hafta Hüdainin rekorundan sonra en çok bahsedilen basketbol hâdisesi, Modasporun Vefayı bir ke- re daha yenmesiydi. Yeşil - Beyazlı- lar bu suretle Üçüncülüğü garantiler- ken, büyük taraftara sahip Modaspor- lular sahadan başları eğik çıkıyorlar- dı. AKİS, 23 MART 1957