ÇALI Sendikalar Men edilen konferans eçen haftanın sonunda Cumartesi günü, öğle vakti artık çamurdan kurtulan fakat bu defa da toza bula- nan Ruzgarlı sokaktan geçenler, ba- zı meyus yüzlü adamlara rastladılar. Meyus yüzlü adamlar Rüzgârlı sokak- ta yeni inşa edilen barakalar arasın- daki İnşaat İşçileri Sendikası Loka- linden çıkıyorlardı. O gün bu lokalde bir konferans verilecekti. Konferans- çının adı İsmail İnandı. İsmail İnanı Türkiye İşçi Sendikaları Konfederas- yonu Genel Sekreterıydı ve konferan mevzuu "Sendikacılığımızın lışmesınde karşılaşılan güçlükler" dı kat konferansı tertipleyen Sendikaları Konfederasyonu tanbul Unıversıtesı İktisat Fakül- tesı İktisat ve lçtımaıyat Enstitüsüy- ü. İsmail İnan'ın konferansı on se- neden beri devam eden konferanslar zincirinin bir halkasıydı ve 1957 dev- resinin ilk konferansı bu ayın başın- da Demiryolları Motor Atölyesi Lo- kalinde Prof. Fadıl Hakkı Sur tara- fından verilmişti. Konferanslar, cidden alaka çekici oluyordu ve bilhassa sendikacılık hakkındaki — bilgilerini genişletmek isteyen işçilerden geniş rağbet görüyordu. Bu sebeple Cum tesi günü Rüzgârlı sokaktakı 1nşaat İşçileri Sendikası Lokaline gelen din- leyicilerin sayısı bir hayli yüksekti. Ama bu dinleyicileri kapıda karşıla— yan sendika temsilcileri, üzüntü için- de konferansın "tehir" edıldıgını söÖy- lüyorlardı. Bu "tehir" kelimesini bi- raz kurcalayanlar öğreniyorlardı ki, Ankara Valisi İsmail İnanın konfe- ransını yasak etmişti. Aynı seriden bir konferansa müsaade etmek, diğe- rini ise men etmek kolay anlaşılır bir iş değildi ama Türk Hukuk Kurumu- nun tertiplediği konferansların akı- betini bilenler bunun izahını bulmak- ta güçlük çekmiyorlardı: Hoşa git- miyeceği sanılan konferanslar yasak ediliyordu. İşin en dikkate değer tarafı, dinle- yicileri karşılayan Sendika mensup- larının hareket tarzlarıydı. lar sanki konferansın men edilme- sınden mesul kendılerıymış gibi, bü- yük bir utanma hissi i ındeydıler ve gelenlere Özür üzerine Özür di lıyorlar guneşten istifade edilerek lokalin ö- nüne atılan iskemlelere oturarak bir çay içmeden kimseyi salmıyorlardı. nkara Valisinin İstanbul Üniver- sitesinin bir enstitüsü tarafından ter- tiplenen konferansa izin vermemesi işçi çevrelerinde üzüntü uyandırmak- la kalmadı, bazı tepkilere de yol açtı. Hukukçular, vilâyetin bir ilmi konfe- ransı -hem de hiç bir mucip sebeb göstermeksizin- men etmeye hakkı olmadığını ileri sürüyorlardı. Anka- ra Valisinin bu çeşit konferanslara "izin vermiyorum" diyebilmek için ka- nuni bir mesnedi mevcut değildi. Hat- 20 ŞMA İsmail İnan Susss!... ta işin garibi, son günlerde tatbikatı- na dair az haber aldığımın Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri hakkındaki kanun bile ilmi konferansların her türlü tahdit ve yasakların dışında bırakıldığını sarahatla ifade ediyor- du. Ama hukuki durum ne olursa ol- sun fiiliyatta — konferansın verilmesi önlenmişti. Bunun üzerine konferans- çı İsmail İnan, çalışmalarının gün ışığına çıkması için mümkün tek yola başvurdu; konferansım bir makale haline getirerek Ulus gazete- sinde neşretti, ismail İnan'ın bu haf- tanın başında Pazartesi günü Ulus'ta çıkan yazısını okuyanlar için, konfe- ransa neden izin verilmediğini anla- mak adeta imkansızdı. Zira İsmail İnanın fikirleri öylesine afaki, öylesi- ne masumdu ki Bazı çevreler, bu men edilen konfe- ransla meşgul olurken İstanbuldan gelen bir haber konferansların önüne geçmek için bir "yeni yol"u ulun- duğunu gösteriyordu: Istanbul İşçi Sigortaları Müdürü Nedim Güven, 23 Martta Verecegı aynı seriden, bir konfer "rahatsızlığına bınaen gelemiyeceğini bildirdi. Sosyal Güvenlik Tükenmiyen ümit Geçen haftanın sonunda Cumar- tesi günü, Rüzgarlı sokaktaki İnşaat İşçileri Sendikası — Lokalinde men edilen konferans dolayısıyla ü- züntülü bir hava eserken amanpa- zarındaki Kurşunlu Hanın en üst ka- tındaki bir odada toplanan diğer işçi- ler, kendilerini çok yakından alâka- dar eden bir mesele Üüzerinde şevkle çalışıyorlardı. Kurşunlu Handaki işçiler, Makina Kimya Endüstrisi İşçileri ve Milli Savunma Bakanlığı lşçılerı Sendika- ları Federasyonunun idi. 1926 da kurulmaya başlanan as- keri ışyerlerının ehemmiyeti milli Sa- vunmaya verilen kıymete muvazi işyerlerinde fazla işçi — is- ediliyordu. Fakat çeşitli kanunlara rağmen askeri işyerle- çalışan işçilerin" tekaütlük, — hastalık, kazaları ve hastalıkları meseleleri bir türlü sağlam bir esasa bağla- bir düzene sokulamamış- memleketin dört bucağından sendika temsilcilerinin çaresini ara- dıkları dert buydu. Sendika temsilci- leri ümit ve şevk içinde çalışıyorlar— di. Çünkü bu hâdisede Çalışm Bakanlıgı da illi Savunma Ba— kanlığı da demokratik bir yol tut- muşlar, bu mevzudaki bir tasarıyı Meclise sevketmezden önce, işçile- rin tekaütlük, yardımlaşma, has- talık ve kaza yardımları hakkındaki fikirlerini öğrenmek istemişlerdi. Ta- arının hazırlanmasında işçilerin fi- kirlerine ne derecede kıymet ceği şimdiden bilinemezdi ama, her iki bakanlığın bu jesti sendika tem- silcilerini çok memnun etmişti. Bil- hassa Federasyon Başkanı Cemalet- tin Kanak, gösterilen alâka ve tutu- lan yoldan ziyadesiyle memnundu ve İleriye ümitle, nikbinlikle bakıyordu. Hazırladıkları Traporların bakanlık arşivlerinde diğer talihsiz arkadaşla- rıyla beraber nisyana terkedilmesi ihtimalini aklına getirmek istemiyor, teklif ve dileklerin bir an önce teşbi- tiyle bakanlığa aksettirilmesi için sa- bırsızlanıyordu. Hakikaten Milli Savunma Bakan- lığının uçak fabrikalarından denizal- tı. gemilerinde çalışan ışçılerıne ka— dar hepsinin ne kada ğır - şartla altında iş gördükleri kımsenın meç— hulü değildi. Bunlara yapılan maddi veya tıbbi yardımın çok zaman kifa- yetsiz kaldığı da biliniyordu. Hele oktorların hasta işçilere muamelesi az mı üzücüydü, az mı şikâyete yol açmıştı? İşte Kurşunlu Hanın çarı katında toplanan temsilciler sanki bütün bu dertlerin devasını bulmuşlar gibi görüş, teklif ve dileklerim büyük bir meslek ve insanlık aşkı içinde ha- zırlıyorlardı. Musiki kitaplığınızın beklediği eser AMERİKA SESLERİ İlhan K. MİMAROĞLU İtinalı baskı - Metin dışı fotoğraflar. Fiatı 2 Lira Ankara ve İstanbul'un başlıca kitapçılarında bulunur. AKİS, 23 MART 1957