DÜNYADA OLUP BİTENLER Başkan Eisenhower - Başbakan MacMillan İki eski yordu. Avusturya hududundan sonra Yugoslav hududu da dikenli tellerle örülmüş ve Demir Perde yeniden Ma- caristanı Öörtmüştü. Birleşmiş Milletler u sırada Birleşmiş Milletler Tah- kikat Komitesi Cenevrede Demir Ferde gerisinde cereyan eden hâdise - lerin hikâyesini dinlemekle meşguldü. Leman gölünün kenarında, birçok Av- rupa memleketlerinden gelen mülte- cileri dinliyordu. Yakında — Birleşmiş Milletlere raporunu sunacaktı. Bir- leşmiş Milletler, Macar meselesini gündeminde bırakarak dağılmıştı. Hür dünyânın, kahraman Macarlar için yapabildiği bundan ibaretti. Bermudo Ike and Mac eçen hafta Amerikan bayragı ta- ıyan bir harp gemisi, zengin A- mert'kalıların balaylarını geçirdikleri Bermuda adasına doğru yol alıyordu. Geminin ağır ağır yol alması nazarı dikkati çekiyordu. Zira gemide Ame- rika Birleşik Devletlerinin Başkanı Eisenhower bulunuyordu. Geminin a- ğır ağır yol almasının sebebi, sevgili Ike'ın muztarip bulunduğu şiddetli nezlenin Bermuda'ya vasıl oluncaya kadar tedavi edilmek istenmesiydi. Eisenhower'in nezle tedavisi devam ederken İngilterede de — Başbakan MacMillan Bermuda, yolculuğu ha- zırlıklarını tamamlamaya çalışıyordu i eski dost, "Ike ile Mac" 21 Ma ta Bermuda'da buluşacaklardı. Meş- hur Süveyş seferinden sonra çok sar- 16 kafadar sılan Batı tesanüdünün yeniden tesi- si için bu seyahat zaruriydi. Ike ge- çen ayın sonunda Fransız Başbakanı Guy Mollet'yiı kabul etmişti. Sıra Şimdi MacMillan'a gelmişti. MacMil- lan Bermuda yolculuğundan evvel Parise kadar uzanmış ve kader orta- ğı Mollet ile görüşmüştü. Süveyş ma- cerasının kahramanı iki hükümet a- rasında, Nasıra karsı tatbik edilecek siyaset hakkında tam bir görüş birli- ğine varılamamıştı. Mollet, —Was- hington'da Eisenhower'e açıkladığı fikirlerini Pariste MacMillan'a tek- rarlamıştı: Nasıra karşı sert davran- malıydı. Halbuki İngilterenin tutumu son zamanlarda hissedilir şekilde de- ğişmişti. İngiltere mutad realizmiyle, Nasırla anlaşma çarelerım araştırı- yordu. Tekziplere rağmen, ısır. an- layış gösterirse İngilterenin bloke e- dilmiş Misina ait sterlinleri serbest bırakacagı şayialarının yalan olmadı- ğı bıhmyordu İngilterenin tutumun- daki değişiklik, Eisenhower'in her- halde hoşuna gıdecektı Zira Was- hington herşeye rağmen. Nasırla an- laşmak ümidini kaybetmemişti. İn- giltere de Aanlayışlı davranmak ve prensiplerinden — fedakârlık — göster- mekle daha fazla menfaat temin edil- digini biliyordu. Prestijden ziyade, nal için avantajlı bir statu temini Ingıltere bakımından çok daha, mü- himdi. İngiltere Amerikanın hıç de- ğilse Bağdat Paktının askeri komite- sine katılmak fikrine hiç iltifat et- mediğini öğrenmişti. Artık bu husus- ta bile çok fazla 1srar etmiyecekti. Bu bakımdan iki eski arkadaşın Or- ta Doğuda takip, edecekleri siyaset hakkında görüş birliğine varmaları H AYAL eçen hafta Figaro gazetesinde Türkiye hakkında yapılan neş- memleketimizde çeşitli tepki- ler uyandırdı. İki makale halindeki bu röportaj Türkiye ve Türkler mevzuundaki bazı problemleri ince- liyor ve bazı hükümlere varıyordu. Yazıların sahibi , Max Clos Türki- yeye resmen davet edilmiş, hükü- met kendisine — kolaylık göstermiş- Şimdi görülüyor ki yazılarından dolayı Max Clos akkında "resmi mahfiller"de bir ınfal YÜüzgârı es- mektedir. Gazeteci, "bunca ikram"- an sonra yazdıklarından dolayı "nankörlük"le itham edilmektedir. Max Clos'nun telefonu şimdi müte- madiyen çalmakta, kendisinden tür- lü yollarla izahat istenmektedir.. Bu arada en fazla eziyet çekenler şüphe yok ki arada iki zıt zihniye- tin elçılıgmı yapmak Zzorunda ka- lanlardır riyat, e A;ılaşılıyor ki, yabancı da olsa, ga- ciye her istediğini yazdırabil- -e inancı memleketimizde hâla mevcuttur. Bizdeki bu inanç elbet- te ki kolaylıkla kiralanabilen kalem- lerin bolluğundan ileri gelmektedir. u Şarklı zihniyetin memleketimiz- de gittikçe kökleşmesinde en büyük suç basınımızın bazı zayıf ruhlu temsilcilerine düşmektedir. Ancak, Avrupalı gazetecilerden, hem de Max Clos gibi icabında fikirleri uğ- runa savaş sahasında tevkif edilme- i bile, gözüne alan yazarlardan bır f"ncan kahvenin hatırı"nı sor- çok güç olmıyacaktı. Maamafih Mac- Millan, Eisenhower'i Orta Doğuda daha enerjık davranmaya ikna etme- ye çalışacaktı, "Ike ile Mae'in üze- rinde duracakları, ikinci bir nokta Avrupa meseleleriydi. Altı vrupa devletinin Müşterek Pazar fikri, İn- ğiltereyi Üürkütüyordu. Almanyanın birleşmesi mühim bir mevzuydu. NA- TO'nun istikbali ne olacaktı? Alman seçimlerini Sosyalıstlerın kazanması, Avrupada büyük siyasi degışıklıklere sebeb olabilirdi. Her ihtimale karşı hazırlıklı -bulunulmalıydı. beraber Rusyanın tutundu, 1957 yı- lında Avrupada büyük, değişiklikler bulunması ihtimalini — zayıflatıyordu. Doğum sancıları egni hükümeti Haziran ayına ka- dar yaşıyacaktır! Geçen hafta Ro- mada, toplanan İtalyan Demokrat Partisi, idare heyetinin müzakerele- rinden, çıkan netice budur. Sosyal Demokratlar. Haziran ayında parti kongresi toplanana kadar iş başında kalacaklardı. Fakat kongrenin hükü- AKİS, 23 MART 1957