ele geçirmek ancak Birleşmiş Mil- letler askerleri üzerine kurşun sık- makla mümkün olabilirdi: — Böyle bir şeyi göze almak çok zordu. Yapılacak tek şey. Dış İşleri Ba- kanı Golda Meiri vakit kaybetme- deki Washington'a göndermek, merikanın daha sarih bir vaziyet Almasını temin etmekti. Bermuda konuşmalarında MacMillan herhalde İsrailin tezini destekliyecek, Ameri- kanın daha enerjik davranmasını is- tiyecekti. Eisenhower'in hususi tem- silcisi Richards, Orta Doğu turunu yapadursun, bolgedekı durum gün- den güne tehlikesini arttırıyordu. İs- rail-Arap ihtilâfı Eisenhower'in Orta Doğu hakkındaki plânını muvaffaki- yetsizliğe uğratabilirdi. Batının dos- tu okluğundan zerre kadar şüphe e- dılmeyen Nuri Said bile. Irakın Mısı- TI tamamıyle tasvip” ettiğini söy- luyor "bulanık suda balık avlıyan- far"a tehditler savuruyordu. Mısır, 'İsrail gemilerinin Akabe'den geçme- sine müsaade etmezse, Orta Doğuda durum son derece vahim bir safhaya girecekti. İsrailin bu takdirde silâha başvuracağından şüphe etmemeliydi. Böyle bir tehlikeyi bir an önce önle- mek için Amerika, herşeyden evvel şimdiye kadar takıp ettiği müphem siyasetle vedalaşmalıydı. Macaristan Muk Mak Mik eçen hafta, 15 Mart günü Macar- ların milli bayramıydı. Fakat Macarlar milli bayramlarım — çalışa- rak geçirmeyi tercih etiler. Zira 1848 ihtilâlinin yıldönümünde yeni bir a- yaklanmaya şahit olunacağı şayiala- Janos Kadar Korku dağları bekliyor AKİS, 23 MART 1957 Petöfi'nin heykeli "15 Martta buluşalım" rı çoktan beri Budapeşte sokakların- da kulaktan kulağa fısıldanıyordu. Bu şayialar kukla Kadarın kulağına kadar gitmişti. 15 Mart sabahı 1848 1ıh tilâlinin kahramanlarından şair Petö- fi'nin heykelinin altında telsizle mü- cehhez bir polis otomobili bekliyor ve makineli tüfekleri dizlerinin üzerinde polislerle dolu Aarabalar Budapeşte caddelerinde vızır vızır devriye gezi- yorlardı 15 Mart gününe gelene kadar ku- laktan kulağa şu parolalar rdu: "Muk".. Bu, Martta başlıyacağız demekti. "Muk"un ceva- "Mak"tı ve mânası şuydu: Kadarı asacağız!. Eğer bu arada bır polıse çatılmışsa söylenecek söz "Mi yani Hükümetle ışbırlıgı yapacagız' İşte Budapeştede aylardan beri işi- tilen bu tek heceli, Çinceye benze- yen üç kelimeydi: Mak ik... Gençler ümitle, Kadar ise korkuyla titriyor ve 15 Martı bekliyorlardı. Stalin zindanlarından çıkan zin- dancı; Mâcar hükümet şefi korkuyor- du. Zıra polislerine bile itimadı yok- tu. Macar üÜüniformaları giydirilmiş binlerce Ukraynalı polis olarak kulla- nılıyordu. Günlerden beri kahveler, klüpler basılıyor, şüpheli şahıslar -ta- bil işçiler ve üniversiteliler - toplanı- yordu. Gödöllö civarındaki temerküz kampı bir şüpheli insanlar denizi ha- line gelmişti. Bütün bu sıkı tedbirle- re ve Rus askerlerinin mevcudiyeti- ne rağmen Kadar gene de korkuyor- du. Bir hükümet şefi, bir milli *bayra- xnı yasak edecek kadar, halkından korkuyordu. Fakat Macar gençliği nehir gibi akan kana ve tıklım tıklım DUNYADA OLUP BİTENLER dolu zindanlara rağmen korku hissi- ne yabancıydı. Petöfi'nin memleketi 1848 deki ruh coşkunluğunu kaybet- memişti. 15 Mart bayramım birgün ve mutlaka büyük isler başaran a- damların mütevazı gururu içinde kut- layacaklara. Eskiye dönüş Kukla Kadar, 15 Mart bayramında Macar halkının önüne elleri boş o- larak çıkmıyordu, bayram hediyeleri- ni hazırlamıştı. Düne kadar kendi- sını zindanlarda tutan Geroe ve Ra- kosi gibi koyu Stalinciler iadei iti- bar ediyorlardı. Diğer bir Stalin uşa- ğı, eski Eğitim Bakanı Joseph Revai, parti gazetesinde, Rus askerlerini ih- tilâli çiğnemeye çağıran Geroe'nün ve Macaristanın düne kadar 1 numa- ralı despotu Rakosi'nin tekrar göze girmesi fikrini savunuyordu. Krüt- çef, Stalini kısmen eski tahtına oturt- muştu. Kukla Kadar da, Macar halkı - nın cellâdı Geroe ve Rakosi'yi tekrar sahneye çıkarıyordu. Bu suretle Ka- dar'ın Macar işçilerine ve köylülerine yaptığı liberalleşme vaadları, şimdi- lik biraz derınlere gömülmüş oluyor- du. Rakosi ve Geroe'nün şâhısların- da Stahnızm hortluyordu. Bu haftanın başında Kadar, Mos- kovada olacaktı. Gomulka da Mosko- vaya gitmişti. Fakat bir meydan muharebesi vermeye.. Kukla Kadar ise sadece direktif almaya gidiyordu. Macar halkım nasıl yola getirebilece- ğim Kremimin kollektif liderlerinden öğrenecekti, Kadar'ın yerini, Mosko- vanın daha sadık dostları Geroe ve Rakosi'ye bırakması imkânsız değil- di. Yakın istikbal karanlıktı. Maca- ristan eski dehşet rejimine avdet edi- Ernoe Geroe İadei itibar! 15