C E M İ Y E T emleketimizin imar ve gelişime yo lunda bir safha aklayıp dogrudan doğruya XXI. Asra geçmesi için ge- çen hafta bir ümit belirdi. İsviçreli M. Policat memleketimize geldi ve görüştüğü gazetecilere, — "İstanbulda iki yakayı bırleştırmenın en iyi çare— si havai hat yapmaktır" dedi. Ayn gün oteldeki odasında genç, iriyarı ve yakışıklı bir Amerikalı olan M Harry Pack gazetecilere, "İnsanların vaktini, naktini velhasıl hayatını kurtaracak yegâne vasıta helikopter- dir" diyor ve müdür muavini olduğu Philedlelphia helikopter fabrikasının imal ettiği harika helikopterlerden bahsedılıyordu Mr. Harry Pack söz- lerine "Bütün ümidim sizin hüküme- tinizin söylediklerimin kıymetini tak- dir ederek birkaç helikopter satın almasıdır. O zaman Yeşilköyden bir — F | İF undan dört ay kadar önce, üç gün kalmak maksadıyla Istanbula ge- len çukulata renkli Haitili Dr. Abel Turnier, tanınmış piyes mütercimle- rımızden Leylâ Erduran ile tanıştığı vakit aklından Türkiyede dört ay ka- lacağım herhalde geçirmiyordu. Zira derhal evlenmeye kanar veren Leylâ ile Abel resmi makamlara müracaat ettikleri zaman, en fazla iki hafta sonra Haitide olacaklarını hesapla- mışlardı, öyle ya, yıldırım nikâhının hikmeti de işleri yıldıran gibi yürüt- mek değil miydi? Fakat meşhur kır- tasiyeciliğimiz işe karışınca haftalar ayları, aylar aylan kovaladı. Gitmesi lâzımgelen bir mektubun Meksika konsolosluğumuzun masasında iki ay unutulması, hatta her şey tamam- lâmdıktan sonra "evlenme kâğıdı için doldurulacak — fişin — bulunmaması URA ŞilEş ' b Forrestal uçak gemisi İstanbulda Hilton kışlaya saatta geleceğinize tam 10 dakikada gelebilirsiniz" diyerek bitirdi. Haki- katen büyük Batı memleketlerinin geçirdiği endüstri safhasını atlayıp Atom devrine geçsek olmaz mı acaba ? Rockerfeller tesisinin Orta Doğu mümessili Mr. James Marshall ge- çen hafta memleketimizi ziyaret etti. Ziyaret sebebi şuydu: Rookerfeller'- den gelen yardımın Orta Doğu mem- leketlerinde arzu edildiği şekilde kul- lanılıp kullanılmadığını tetiklik etmek.. Ümit olunur ki, Mr. Marshall'ı gezdi- renier kendisini otellerden pek çıkar- mamuşlaır, hele mahalle aralarına hiç sokmamışlardır. Zira muhterem mi- safirin her mahallede beliren 10-15 mılyonerı görüp yardımdan Vaçgeç ndü. 22 döndü ama... s... bu işi dört ay uzattı. Nihayet geçen hafta Perşembe gecesi evle- rinde nikâh kıyıldı ve genç evliler Parise harebet ettiler. Yalnız hâva alanında bu yıldıranı nikahının kah- ramanı Dr. Turnier beyaz dişlerini göstererek gülümsedi ve "ömrümde bu kadar suratsız yıldırımı ilk defa gördüm" dedi. - * İstanbullulara izahı güç bir merak arız oldu: Toma, diye adlandırılan kasten kirli ve eski görünüşlü tan- zim edilmiş bir yende yemek yeniyor, içiliyor ve garsonların iştirakıyla. ope- ra aryaları ve napoliten şarkılar söyleniyor. Daha ziyade gazeteci, sa- natkâr ve doktorların tutulduğu To- rna merakı yavaş yavaş yüksek sos yeteye de sirayet ediyor. Bu merakın psikolojik köklerinin, münakaşası ya- pılırken muşterılerden biri şu ihtima- li öne sürdü: l Memleket i- lerleyip öyle modern hale geldi ki, geçmişi yadetmek için böyle değişik yerler arıyoruz". * olar temini için İstanbulda kuru- lan nefis oteller, lüks lokantalar, çıplaklık müsaadesi olan kabareler gibi turistik tesisler nihayet (beklenen Amerikalılara kavuştular. Sokaklar meydanları, kıyısı köşesiyle lstanbul Amerikalılarla doldu. Lâkin — hesaba uymayan bir tek husus var: Bu A- merikalıların hepsi üniformalı.. Ak- deniz Filosunun mensuplarının başka şey giymeleri de beklenemez ya.. Fa- kat zengin turistlerin ceplerinde ara- nan paralar da üniforma ceplerinde bulunmadığından bu Amerikalı akı- nından elde. kalan döviz pek az oldu. Meselâ Hilton Ofteli, Hilton kışlasına döndüğü halde, otelin veznesi hiç de Amerikan Bankasın.a dönmedi. Cumartesı gecesi Liman Lokanta- sında sevimli İstanbul valisi Prof. Fahrettin Kerim Gokay ın hi- mayesinde bir "Sempatik balo" veril- di. Fakat hamisinin hazır bulunma- ması baloyu veren Basın Teknisyen- lerini üzdü. Özcan Tekgül'ün piste çıkıp tuvaletinin eteklerini beline toplayıp dansetmesi bu üzgün havayı bir hayli dağıttı. Maamafih balonun en enteresan tarafı gazetecileri en iyi ve en yakından tanıyan basın teknisyenlerinin tertipledikler! anke- tin neticesini açıklamalarıydı "Yılın en iyi muharriri" Mıllıyetten Halit Kıvanç, "Yılın en iyi sekreteri" Hur— riyetten Tahsin öztin'in seçilm birer dolma kalemle taltif edılmelerı bir hayli kadehin kaldırılmasına vesi- le — teşkil etti. urizm sahasında bir başarı daha kazanıldı. Kıbrıs adasındaki İngi- liz subay ve erlerinin iyi vakit geçir- mesini temin maksadıyla — İstanbula gelen Albay Elliot üç büyük otelle anlaştı. Memnun olmakla beraber, ü- mit edilir ki bu yüzden turist kaybet— memek endişesiyle — hariciyecilerimiz bundan sonra Adanın bir İngiliz müs- temlekesi olarak kalmasını daha da şiddetle müdafaa .etmezler. Imanyada kurduğu televizyon te- sisleriyle beynelmilel şöhret kaza- nan M. Gudbrot İstanbul Teknik U- niversitesine mimari hocalığı yapmak üzere davet edildi. Televizyon müte- hassısından masal mimar olur diye so- rulacaktı ama, amir doktorundan na- sıl vali olur sualinin M. Gudbrot ta- rafından sorulmasını önlemek mak- sadıyla susuldu... e eçen hafta bu sütunlarda İstan- buldaki bir eğlence yerinin sahi- bi olan Osman Kibar'dan bahsedildi. Fakat isim benzerliği dolayısıyla bu eğlence yeriyle hiç bir alâkası olma- yan İzmirli tanınmış iş adamı Osman Kibar'ın resmi neşredildi. Üstadın eğ- lenceye düşkünlüğü, isim benzerliği- nim sebeb olduğu bu yanlışlığı mazur gösterecek kadar, meşhurdur da.. AKİS, 23 MART 1957