28 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

28 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Telefon" ve "Medium" Bazı dınleyıcıler, programa bakın- c ete kapılmaktan kendileri- ni alamamışlardı a bir bas e bir bariton, diğer taraftan bir dra- matik soprano ile iki mezzo-soprano aynı partileri soylıyeceklerdı Hele, aslında Madam Flora partisinin kont- alto için yazılmış olduğunu bilenler, bu role Belkiıs Aran'ın çıkmasını bir türlü izah e demiyorlardı. Bu da yet- miyormuş gibi Telefon'da da, eskıden tenor diye bilinen bir sesi - Nu ri kan - bariton olarak dinliyeceklerdi. Gene de temsiller başarı elde et- ti. Bunun sebebini, her şeyden önce, "Konsolos" dan sonra Menotti'ye tek- rar yar verilmesinde; sonra da bazı sanatkârların şahsi başarılarında a- ramak lazımdı. Medium operasında iki alem, ta- mamen intibak edemediği realite a- lemi ile, inanmak istemediği metafi- zik bir âlem arasında bocalayan bir kadıma trajedisi canlandırılmak is- tenmıştır Madam Flora, sahtekâr ir mediumdur. Kızı Monıca ve ona âşık olan dilsiz uşak Tobby' dımları ile yaptığı hilali seanslarda mMüşterilerini kandırarak, ölmüş olan evlâtlarının ruhlariyle sozde konuş- turur. Gene -bu seanslardan birinde soğuk bir elin gırtlağına temasını hissederek amansız bir korkuya ka- p Unutmak için kendini içkiye verdikçe vehimleri büsbütün artmak- tadır. - Vicdan azabından kurtulabil- ümidi ile hilelerini açıkça müş- terilerine anlatırsa da onları ikna e- demez. Uşağı Toby'nin, kendisini öl- dürmek istediğini zanneder ve çocuğu evden kovar. Fazla içkinin tesiri ile bir köşede sızdığı sırada, Toby Moni- ca'yı tekrar görebilmek üzere gizlice eve girer. Bu arada telaşla yaptıgı gürültüden uyanan Madam Flora'- dan kaçmak için odadaki kukla sah- nesine saklanır, endişeden gözü hiç bir şey gormeyen kadm perdeye ateş eder ve uşağı ö serin mevzuu realıteden uzak ol- makla beraber müziğinin kudreti ve özellikleri dramatik — muvaffakiyeti sağlayabilmiştir. Bestekâr koyu ve aydınlık renkler arasında maharetle bir kontrast husule getirmektedir. Müzik aslında trajediye istinad et- mekle beraber müstehzi çıkışlar taşı- makta, neşeli ve renkli pasajlar ihti- va etmektedir. Medium, 1951 yılında İtalyada filme alınmış, bu aranjma- nı da bizzat Menotti tarafından ya- pılmıştır. Medium'dan bir yıl sonra bestele- nen Telefon operası ise, "musiki ile şakalaşmak" şeklinde vasıflandırılı- yor. Eser, kısa olduğu nisbette müzi- ği ve konusu bakımından da hafiftir. Fakat bestecideki tasvir kabılıyetı, komedi unsurunu da müziğe başarı i- le aksettirebilmiş, metin, müzik ve sahne arasındaki imtizaç, canlı ve 30 sempatik bir eser ortaya çıkartmış- tır. Halbuki bu operada sadece iki şa- hıs bulunmaktadır. Neşeli, hareketli, dedikoduyu da pek seven Lucy'de a- şırı bir telefon merakı vardır. Sevgi- lisi Ben, seyahate çıkmadan önce kendisine evlenme teklif etmeğe gel- diği halde kızın telefon konuşmala- rından fırsat bulup bir türlü söyliye- ceklerini bitiremez. Nihayet, en ya- kın telefon kabinesine giderek kıza izdivaç teklif etmekten başka çare de kalmamıştır. Lucy, Ben'in bu teklifi- ni memnuniyetle kabul eder; fakat seyahati esnasında kendisini sık sık araması için ona telefon numarasını tekrar hatırlatır. Eser, ilk defa 1947 de New-York- un küçük bir tiyatrosunda sahneye konmuş, kazandığı muvaffakiyet ü- zerine Medium'la birliktte Broadway'- de temsil edilmeğe başlanmıştır. Bizdeki temsiller Her iki opera da bizde Aydın Gün tarafından — sahneye konmuştu. "Telefon" da Lucy rolü Azra Kunt ve Atıfet Usmanbaş, Ben rolü ise Nu- ri Türkan ve öpük tarafından okundu. Azra Kunt, rolunu tamamen yanlış anlamıştı. Lucy'de çok daha fazla ciddiyet ve o nisbette de Ben'e karşı sevgi bulunduğu hatırdan çık- mamalıydı. Ses, hatalı entonasyona düşmemekle beraber peslere indikçe ufalıyor, bir çok yerlerde pürüzleni- ordu. Atıfet Usmanbaş ise pürüzsüz, tertemiz bir ses kalitesi ve başarılı bir Aydın Gün Başarısız rejisör teknik yanında sempatik hareketleri ve olgun bir sahne anlayışı ile fev- kalâde başarılı bir kompozisyon çı- kardı. Lucy'nin çocuk mizaçlı, dedi- koduya düşkün, fakat katiyyen ser- best tavırlı olmayan hareketlerini ta- mamiyle hissettirebildi. Ben rolü, her iki şahısta da tat- mınkar olmadı. Ali Köpük'ün ritmi bozulmamakla beraber sesi çok za- man müzikaliteden uzaklaşıyor, tek- niğinin de eskiye nisbetle bir hayli za- yıfladığını düşündürüyordu. — Fakat sahnesi hemen hiç aksamadı ve ba- şarılı addedilebilirdi. Programda reji asistanı olarak* gösterilen Nuri Tur- kan'ın sahnesinden, hareketlerınden bir şey anlamak mümkün olma! Telefon'da ancak ikinci temsılden sonra düzelebilen orkestra, Medium'- da oldukça tatminkârdı. Saz grupla- rı arasında, her temsilde daha ziya- de artan bir muvazene müşahede e- dildi ve eserin kendine has renkleri başarı ite belirtildi. Ancak, reji bir çok bakımlardan, arzu edilen neticeyi sağlıyamamıştı ve eser, bazı sanatkârların şahsi gay- retlerı ile iyi bir tempoda devam e- debiliyordu. Meselâ, ruh çağırma se- anslarında hiç bir hususıyet yoktu. Beklenen hareketler ve esrarlı atmos- fer yaratılamamıştı. ahne, lüzu- mundan fazla aydınlık olduğu halde dılsızın buradaki yardımcı rolü masanın — oynaması hissedilemiyor, Toby nin kukla sahnesine gızlenmesı sadece ortadan kaybo lmak için sak- landığı intibamı uyand ordu. Ma- dam Flora'nın cezbeye gırmesı esna- sında seyirciye sırtı çevrilmiş vazi- yette masaya kapanması ve yalnız bir iki defa ellerini havaya kaldır- ması kafi değildi. Hele, esrarlı elin boynundaki soğuk temasını hissettiği anda yerinden fırlamasındaki mimik- lerı her halde çok daha fazla ehem- mıyet taşımalıydı Halbuki bunları görmek mümkün olmadı. Madem ki Menotti'de teatral cephenin, musiki kadar kuvvetli olduğu teslim olu- nuyordu, bu kabil sahne teknıgı ile ilgili hususlar -üzerinde önemle du- rulması gerekirdi. Madam Flora'nın esas karakteri sadizm ve alkolizmdir. Re]ısorun ge- rekli önemi vermemesi yüzünden bu role çıkan üç sanatkâr, Uç ayrı kom- pozısyon husule getırdıler Necdet De- mir, çok yaşlı, perişan kılıklı bir Ma- dam Flora olarak göründü. Bahsetti- ğimiz hususiyetler kesin hatlarla be- lirtilemedi. Buna ragmen, kendi te- lâkki tarzı çerçevesi içinde rolünü ba- şarı ile götürdü. Yer yer orkestra ta- rafından bastırılmakla beraber, pü- rüzsüz, tertemiz sesi ile partisinin muzıkal cephesini tatminkâr bir şe- kilde icra. etmekte idi. Madam Flora partisi - bilindiği gibi - aslında kontralto için yazılmış- tır. Necdet Demir'in sesinin renk ve tonu buna kolayca intibak ettiği ve beklenen tesiri sağladığı halde Neri- man Esi aynı partide fazlasiyle tiz kaldı. Doğru entonasyonuna muka- bil pes sesleri ile tizleri arasında 4- deta kuvvetli bir basamağın mevcudi- yeti dinleyicilerin dikkatini daima ü- AKİS, 28 OCAK 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: