TİYATRO Ankara Tiyatro festivali Nur Bartu yumruğunu masaya vur- u: u kadarı da fazla, olmaz bu kadar.." diye söylendi ve yazıyı getiren hademeye iade edip, "al gö tür, imzalamıyorum" dedi. Nur Bar- tu'yu sinirlendiren o kağıtta bildiril- dıgıne gore pera bölümü rejisö- dın Gün ile Operadan — Azra Kunt (sabık Çaplı) "mesleki tetkık- ler" de bulunmak üzere altı ay müd- detle Avrupa seyahatine gönderile- cekler, maaşlarından — başka biner lira yol parası ve biner lira da zaru- ri masraf karşılığı olarak munzam ücret alacaklardı. Eşlerinden yeni ay- rılmış bulunan bu iki sanatkârın o0- peramızın en faal devresi içinde, altı aylık bir müşterek "tetkik" seyaha- tine gönderilmelerini Yönetim Kuru- lu azası Nur Bartu tasvip ve imza etmemişti. Gene geçen hafta içinde Ankara garına gelen yolcu trenlerinden birinden bir yabancı indi. Etrafına bakındı, ellerinde çiçeklerle kendisini karşılamaya gelen kadın-erkek, ka- labalık bir sanatkar topluluğunu a- radı. Fakat aksi gibi o gün gar çok tenha idi. Başka yolcuların bıle tek tük karşılayanı vardı. yaban- cının yanına bir başka yabancı yak- laştı ve kendisine Almanca hitabede- rek "Hoş geldiniz" dedi. Yeni gelen yabancı Devlet Tiyatrosunun n Juan operasını sahneye koyması için memleketimize davet ettiği — rejisör Heinz Arnold idi. Kendisini karşıla- yan tek insan da, gene memleketi- mizde misafir bulunan dekoratör Ul- rich Damrau'dan başkası degıldı Devlet Tiyatrosu Umum Müdürlüğü ne bir temsilci göndermiş, ne de bır sanatkârımız zahmet edip gara git- mişti. Daha Ankaraya attığı ilk a- dımında böyle bir istiskalle karşılaş- mak misafir rejisöre çok ağır gel- mişti. Bununla beraber iyi niyeti sar- sılmış değildi. Kendisine bir oda bu- lundu. Odası hiç de rahat değildi. Re- jisör bu yüzden gece yarısı kendine başka bir otel aramak zorunda kaldı. Ertesi sabah da işe başlamak üzere Operaya geldi. Misafir rejisör son derece nazik- ti; ama bizimkiler?. Devlet Tiyatrosu Umum Müdürü ortada yoktu; İstanbulda olduğu an- laşıldı. Don Juan operasının baş rolü- nü oynayacak olan Orhan Günek ti- yatroda bulunamadı; bila müddet Av- rupaya gıtmış olduğu öğrenildi. Koro toplanmamıştı; henüz hiç çalışmadığı belli oldu. Orkestra üye- lerine ise, henüz partisyonlar bile tev- zi edılmemıştı Nazik rejisör, muhatap olarak karşısına çıkan Umum Mudur sek- reterinden özür diledi provalarında nezaretime lüzum hasıl AKİS, 28 0CAK 1956 Azra Kunt (Çaplı) Peşin balayı olursa bana bıldırınız, kendi paramla tekrar gelirim" memleketine döndü. Bu seyahat ıçın Devlet Tiyat- rosu Umum Müdürlüğü 3500 mark mukabilinde döviz almışt Opera Trejisörü Vedat Gürtenin isti- fasının sebebi şu idi: Koro kadro- sunda bulunan Müjgan Kutucuoğlu, solist kadrosundaki bir çok sanat- kârla imtihana hazır olduğunu bil- dirmiş, bu husustaki ehliyetini de profesorlere kabul ettirmişti. Fakat Vedat Gürten "olmaz böyle şey" di- yordu. Müjgan Kutucuoğlu davasını yumruğu ile halletmek yoluna git- miş, Vedat Gürten'i döğmeğe kalkış- mıştı. Araya gırenler ellerini tuttuğu sırada Vedat Gürten de yaradana sı- ğınıp Kutucuoğluna şiddetli bir to- kat attı İşte hadise bundan ibaret- ama iş dal laıııp budaklanmasın dıye ıstıfa geri aldırıldı. Her sanatkâr bordroyu imza ederek maaş almakta idi. Geçen hafta da aynı şekilde hazırlanmış olan bord- rolar sanatkarlar tarafından imza- lanırken birisi dayanamadı: "Su gö rünmeyen iki sanatkârın aldıkları pa- ra da gorulmuyor mu acaba, çok m: rak ediyorum?" dedi. Gerçekten bi- ri Dram bölümünde 1500, öbürü de Opera'da 750 liralık iki kadro vardı. Sahiplerini bu sene gören olmamış- tı. Fakat maaşları muntazam ödeni- yordu. Hele Opera kadrosundaki sa- natkâr iki seneden beri bu parayı a- hyor, fakat ne sahnede, ne de dışında görülüyordu. Bu sanatkarlar raporla falan da değildiler. Yalnız birisi ti- yatrodaki eşinden ayrılmıştı ve bü- tün mazereti bu idi. Diyelim ki bu eski kocası namına tiyatronun öde- diği bir acaip tazminat idi. Fakat o- pera bölümünden ayda 750 lira alıp hiç gözükmeyen hanımın mazeretini bilen yoktu. * Tiyatrolarda program değişeli on beş gün olduğu halde, henüz pro- vaya hiçbir eser alınmamış ve hattâ hangi eserlerin temsil olunacağı da belli olmamıştı. Tam onbeşinci gün, tiyatrodaki Trol tevziatı tahtasında bir müddetten beri asılı bulunan Kral Lear listesi indirildi, onun yerine da- ha evvel Küçük Tiyatroda temsil e- dilmiş olan "Derin vi Deniz" isim- li eserin rol bölümü asıldı Demek o- luyordu ki, Küçük Tiyatroda Dördün- cü Hanri tutunmamış, yerine bir e- ser hazırlanması da nedense mümkün görülmemişti. Bir kaza neticesinde Ruhlar Gelirse komedisinde oynıya- mıyan Mediha Gokçer in gönlünü al- mak için bu eserin tekrar sahneye konması uygun görülmüştü. Bütün bunlar, her gün cereyan e- den ve belki bir gün Milli Eğitim Ba- kanının da dikkat ve alâkasını çeke- cek olan vakalardan sadece birkaç tanesidir. * Bu —tiyatronun masrafları vergi mü- keneflerinin parası ile Devlet ta- rafından ödenir. ANKARA PALAS SALONLARINDA MAGGY ROUFF 1955 MODA GEÇİDİ 2 ve 3 Şubat geceleri 29