Amele kendi iş kuvvetini islediği şahsa ve istediği zaman içir satmak hakkmı haiz olmakla (yani hukukan hür olmakla) ikti- saden kurumnuulâdaki esirlerden, bütün hayalı müddetince ücretli sâye muhtaç olmakla da Orta çağdaki esnaftan, kalfa ve çırak- lardan ayrılır. Esir bizzat sermaye idi. Kurunuvusta esnafı ise bizzat sermaye sahibidir. Hulüsa amele, kuvvetini imkân buldukça ve muayyen zamanlar için, fakat bütün hayatı imtidadınca sermayeye kalbe- den müstakil bir içtimai tiptir. Muasır cemiyette amelenirn ve bu suretle de «ücretli sây» in mey- dana gelmesi şu merhalelerle tekemmül eder: 1 — Köyde ve şehirde içtimai iş bölümünün inkişafı. Hukukan serbest müstakil müstahsillerin doğması. — 2 — Köyde ve şehirde müstakil müstahsillerin fakirleşmeleri ve mülkiyetlerini kaybetmeleri. 3 Çıraklık, kalfalık, ortaklık, ırgatlık gibi zamanı gayri mu- ayyen iş mukavelelerinin yerinde, muayyen zamana mahsus iş mukavelelerinin zuhuru. 4 — Ortaklık, yarıcılık, aynen tediyat yerinde «nakten» tediya- tın başlaması. Türkiyede de bu vakıların cereyan ettiği ayan bir surette göze çarpmaktadır. Dokumacılık, debagat, saraciye, bakırcılık gibi istihsal şubelerinde hemen bir asırdanberi devam eden inhilâl, bilhassa son devirlerde pek süratli ve bariz bir sekil almış, harp- ler, muhaceretler, buhranlar dolayısile müstakil çalışma vasılta- larını kaybeden müstahsil artık bir daha kalkımamamıştır. Bur- sa, Anlep, Malatya gibi dakuma merkezlerinde, İstanbul, Edirne, Bursa gibi dükkân veya manifaktör sanayii yerlerinde hattâ harpten evvel mevcut olun müstekil işletme adedile, harpten sonra mevcut olan müstakil işletmelerin adedini mukayese bize bu hususta çok canlı misaller verir. Hulâsa daha bir buçuk asırdanberi harici sebeplerle ücretli sây sahasına fakirler veya gurbetçiler atmıya başlıyan Türkiye, sa- nayiin hariçteki son inkişafları ve nihayet bizzat hudutları için- de de milli bir sanayi doğuşu suretile iş ve ücretli sây meselele- rinin bütün dünyada devlet tetkiklerine mevzu olan muayyen da- vaları ve mesclelerile karşılaşmış bulunuyor. Bu davaları ve meseleleri, daha hâdisenin ilk adımlarından itibaren muayyen 14