miz tamam oldu mu sayılır? Acaha bizim çocuklarımız ya birinci kadar skolastik, ya ikinci kadar mukallit bir noktal nayarı kabul edip lde fikir koğusunda yorganlarını başına cekip rahat uykulara dulmuk istiyecekler mi* Bitlabl huyir! Hem bizim çocuklarımıza ne hmweel hattâ şu yaşayan genç neslin bile, hugün değilse duhi yarın, kendi hocalarının, yani hize dünden bakiye kalan mütefekkir neslimn, fikir namına kendisine verdiği şey- leri, Milli istiklâl mücndelesinin mucizeli savaş zihniyeti ve bu mücade- lenin manası ile hiç te mütenasip görmiyeceğine ne şüphe var? Elbette ki bu neslin bir sözü var, Filvaki busün o bu sozünü söylemesini henuz bilmiyor, enerjisi ya bir tukım mahiyeti izah edilmemiş nümayiş. ler icinde israf olunuvor, ya bir lakım hissiyat havası içinde mahpus ka- lıyor, ya bir tekke sessizliği ve tevekkülü içinde uyuyor! Fakat biz innmnıyoruz ki yarın bu genç neslin de bir fikri canlanışı ola- çuktır. Okuyacak, okuduğunu anlıvacak, hem memleketin seyrini, hem cl- hanın gidişini takip edecek, hissi şuura, şuuru milli inklâp eephesinde bir kuruculuk ve yaratıcılık hareketine inkilâp edip gidecektir & Substians Cevher ve Form — Şekil : İokllAbımızın esuskarını izah bahsinde YİNE USUL bakımından üslünde du- ruldmasını ve aydınlalılmasını Tlüzumlu gördüğümüz noktalardan biri de Sübstans ve şekil hahsidir (D). Çünkü bugün fikle muarıslarımızın, yahut umumiyetle inkilâhbmısın AS- LİYETİNİ ve SÜMTLÜNÜ anlıyamıyanların hu fikri dalâletlerimni hattâ tek bir «ebebe bile irca etmek kubildir: Bunların en büyük zaafı ŞEKİL ile CEVHER i, form ilç sübskbuns'ı birbirine karıştırmalarındadır. Halbuki fTorm basşka, substans vine başkadır Neselâ diyorlar ki: — Teşkilâlı esasiye kanunumuz, yahul Halk Fırkası programinim madüti mahsasu (Hakimiyeti Milliye) esasını müdafaa Ve kabul etmektedir. Ha- kimiyeti Milliye ise, Avrupada anlaşıldığı manada DEMOKRASI den buş- ka bir sey değildir. Biz bu melbumu saten orudan aldık ve orada gördüğü- müz gibi aldiık. Orada ise bu mefhum arvtık izalı ve tedvin edilmiştir. O halde asıl vatanından nakil ve kendi nizamımıza mesnet kıldığımız bir mel- hum üstünde yeniden izahlara ve tahlillere ne lüzum yar? Yine meselâ diyorlar ki: - Bisim rejimimiz, aravi umumilyeyi, parlamantarizmi, serbestili mulbu- atı, Tırka ve İçüma hürriyetin! ve sairevi, bu müessesclerin ve taamülle- rim vatanı olan memleketlerden naklen ve aynen kabul etmiştir. Bu mü- esseselerin heycti umumiyesi de keza klâsik bir demokrasiden başka bir gey değildir. O hulde bizim rejimimiz müesses ve müdevven, yuni hedef- leri ve davaları bütün demokrasi memleketlerile mütlehit olan hartlâ- lem bir demokrasidir! () Burada (Substang) 1, hâdisede mündemiç olan <cevheri milllı manasında ve şekil (Form)jı da hâdisedeki cevheri aslinin tezahüzleri cs- nasında buründüğü eşckil veya #zahir» manasında kullamılıyoruz, 8