Bu telâkki, demokrasi bahislerinde Ayrupayı körü körüne örnek tutma şah- d_—-clsizîîğ!nhı inkilâp bahisleri sahasma naklolurnmuş bir şeklinden başka bir şey değildir. Bu Lelâkkiyi güdenler uysal ve her kervyana karışan İnsan- lardır. Bunlar bir inkilüp hüdisesinin, başka inkilâplarla teması halinde olun zevahirile, hüdiselerin esasında yatan CEVHER i ve asli prensipnleri bir- birinden ayırt edemiyecek kadar zahirperest olanlardır. Tenheller ve tetkik yargunluklarından kaçanlardır! 3 — İnkilâbımız kendini doğurun hususi bir tarih syrinin muhsulüdür. O tarih içinde bizzarure tekevvün eden nev'i şahsma mahsus bir hüdisedir. Bütün prensipleri kendisinec hastır. Zahirçn temas balinde göründüğü di- ker inkilâp hâdişelerile CEVBER itilkmrilc uyrı, hatltâ taaruz halindedir, O başlamış, faknt henüz bitmemiştir. Kendi inkişaf zeminini tesviye etmiş, fokat verebilcecğinin azami haddini henüz vermemiştir. O ne demokrasinin, nc sosyalizimin, ne fasşizmin, ne de diğer her hangi bir yabancı cçemiyel nizammın eşi, devamı, yahut kopyası değildir. O en iyi tezahürlerini hizim dar hudutlarımız dahilinde veren, fakuat ha- kikalde, o1 dokucamcu nerin alhan İçinde kendisine huzarladlığı yahut vu- madığı iktisadi tullinden şikâyeti olan her millet ve memleketin bünyoesin- de cereyan edin dnran bir muazzam İstihalenin bir purçasıdır, Fakat en on- cü, en fam bir parçasıdır. Bu itibarla inkilâbımız bir deyam, ©'r Laklit, hir derleme değil, bir auytı hü. dise, bir örmek ve bir haşlangıçtır! Bu güzel eserimizi beyhude yerye (Bil- miştir!) (Tamamlanmıştır!) (Olacağı ancak bukadardı!) gihi seri hliküne- lerle varım birakmiya çalışmıyalım! Cihan içinde istikbale şamil bir hare- ketln öncüsü ve en iyi raisalini verlcisi olmuk taliimisi beyhude yere inkâr etmiyelim! Nırakalım, Türk millelinin bir parçası, bu dar hudutları dahi- Ünde ve şİmdiye kadar terkolunmuş bu toprak parşası Üstünde dubi, kerikin hayale ettifi bir YENİ DEVİR AÇMA işini hakkile ve kemalile başarsın! Bırukın, skolustisiexme hatıp: — Harceket tamamdır! Kahbiliyetimiz bu kadardır! demeden, birakin, ekiktizme saplanıp: — Nöye derine varıyorsumuz” Bizim millli hareketimizde ya harçığlem de- ımokrasinin, ya sosyalizmin, ya faşizmin bir devamı, yahut ta kendisidir! Yahut ta yüzde su kadar klâsik demokrusider, yüzde şu kadar fusizxmden, yüzde yu kudar da sosyalizmden almmış derleme ve ekleme bir şeydir! demeden onun kendi asliyetini, kendina has tarafını arayalım, bulalım! İşte bu noktal nazar ASLİ olan, URİJİNAL olan, MİLLİ olan noktal na- zardır. Hem zaten bugün inkilâbımızın kendine has prensiplerini isaha çalışarak asliyetini aramamakla, meselâ birimiz: — Artık bu vaâlde söylenecek söz yokltur! Her gey İzah edilmiştir! Diğerlerimiz: — Yenl Izahlar aramaya ne lüzüum vür? Bis sadece liberal, sosyalisi, ya- hul faşistiz! demekle meselç hallolur mu zannederiz? Rizim, ya enaniyetimizden ge- len bir iaassupla hareketi inkâr etmemiz, ya gurursuzluğumuzdun bir natt- kallitlikle, bir yabancı, fakmi hazır Hbasa gömülmek istememizsle vazife- 6