Hazar gölünden sağlayan santralın başına gelenlerdir. Projeleri EİE tara- fından düzenlenen santral ihale edile- rek inşaata geçildikten sonradır ki su- yu tahlil etmek, her nasılsa, akla gel- miştir. OBöylece, suyun terkibinde mevcut tuzların sulanacak araziyi, münbitleştirmek şöyle dursun, bilâ- kis tuzlamak suretiyle büsbütün ço- raklaştıracağı anlaşıldığından (hem sulamadan vazgeçilmiş, hem de sant- raldan çıkan suları araziye bulaştır- maksızın doğrudan doğruya nehre akıtacak uzun bir kanalın inşasına zaruret hasıl olmuştur. Bu yüzden de santralda üretilen enerjinin mali- yeti en azından 3-4 kat fazlaya çık- mıştır Plajda etüdler Böyle daha birçok projenin mesu- liyetini, ve varılan neticelerden "teknik hususlardaki sorum- yüklenen EİE İdaresi, as- lında Sanayi Bakanlığına bağlı o ol- makla beraber hükmi şahsiyeti haiz bir Genel Müdürlüktür. Sanayi Ba- kanlığı kuruluş kanununa göre Ener- ji Dairesi Reisliğinin teknik bakım- dan murakabesine tâbi olması gerek- tiği hâlde bu, pratikte sağlanama- maktadır. (Bak: AKİS, sayı 393). Bundan başka, özellikle mali de- netleme ve sarf yetkisi bakımından, müşavir firmaların, hattâ münferit şahısların etüd işleriyle görevlendiril- mesi ve bunlara ödenecek ücret mik- tarlarının tâyini hususunda Türkiye- de alışılagelmiş sıkı kayıtların ve for- malitelerin hiç birisiyle bağlılığı obu- olmadığı için bağım bilmektedir. İdarenin bir idare mecli- si de yoktur. Karar yetkisi tamamen Genel Müdüründür. Bütçe Komisyonunda bu durum tenkit konusu olmuş, meselâ geçen yıl içinde İdaredeki memurların ya- zın dinlenip eğlenmelerini sağlamak üzere Genel Müdürlükçe yüzbinlerce liraya satın alınan plaj arazisi ba- his konusu edilmiştir. Gerçekten İda- renin mühendisleriyle omemurlarım yazın sıcak günlerinde, tam kadro hâlinde, İstanbulun güzelliğiyle meş- hur Dragos eteklerindeki bu sayfiye kampında görmek kabildir. O civar- da yerleşmiş akrabalarını ziyarete giden Ankaralıların aklına, toplu halde kamp yapan EİE mensupları- nın, acaba Marmara sahillerinde ye- ni bir barajın etüdleriyle mi meşgul oldukları sorusu gelmektedir!.. Ama bu sorunun cevabının müspet olması da imkânsızdır. AKİS, 29 OCAK 1962 Hatalar seremonisi zihniyetteki bir İdarenin yapa- cağı etüdler neticesinde Keban gibi devâsâ bir projenin tatbikatına girişmek, işin tahmini yatırım bedeli olan 4 milyar lirayı tehlikeye atmak demektir. Daha evvelce yapılmış o- lan birçok tesislerde de aynı hatala- ra düşülmüştür. Rizedeki İkizdere santralının inşasına başlandığı oza- man projede gösterilen yerin odahi yanlış seçilmiş olduğu şantiye mü- hendisi tarafından görülerek proje- nin yeni baştan yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu yüzden inşaat yıl- larca beklemiştir. Erzurumdaki Tortum santralında hem santrala su getiren kanalın geç- tiği, hem de santralın kurulduğu yer- İKTİSADİ VE MALİ SAHADA tirilmesi imkânsız teklifler öne sür- düğü için" firma kendisini terslemiş- ti. Sonradan İdareyle müteahhit ara- sında bu yüzden ihtilâf çıkmıştır. Bütün bunlar göstermektedir ki Kebanın etüdlerini ilerleteceği o ka- bul edilerek EİE İdaresinin bütçesi- ne eklenen 5 milyon liralık ek ödenek, iç de bazı milletvekillerinin sandık- lan gibi,"hayati önemdeki bir mese- le" için gerekli yeterliğe sahip el- lere tevdi edilmiş olmayacaktır. İşin İçyüzünü bilen ve "Sezarın hakkını Sezara" vermek taraflı lan milletvekilleri Elazığlı larının niçin aynı önergeyi Devlet Su İşleri bütçesi görüşülürken getirme- diklerini (o birbirlerine (o soruyorlardı. Çünkü biliyorlardı ki. DSİ bir süre E.İE gösterişli binası Dostlar ler heyelana maruzdu. Bu sebeple, kanal inşa edildikten sonra çöktü- günden, tamamen terkedilerek tüne- le tahvil edilmiş, santral ise ardında- ki heyelana maruz sarp yamaçlardan yuvarlanması her an muhtemel kaya- ların bombardımanına karşı Allaha emanet edilmiştir. Konya şehrine elektrik veren, To- roslardaki Göksu-Yerköprü o santra- lında bendin gerisi, evvelden rüsübat hareketleri incelenmediği için, İnşa edilir edilmez çayın getirdiği oOkum ve çakıllarla dolmuş, santral bu yüz- işletilememiştir. öyle bir şartname hazırlanmıştı ki, işi alan müteahhit bunları Avrupa" da. ki fabrikaya bildirince "yerine (o ge- alışverişte görsün önce Diyarbakırda, Fırat nehrinin bütün imkânlarını ortaya çıkaracak etüd çalışmaları yapmak üzere özel bir plânlama bürosu kurarak metodlu ve semereli çalışmalara başlamıştı. 5 milyonluk tahsisatın asıl bu o çalış- maları hızlandırmak ve Fırat nehri- nin üzerinde çok maksatlı projelerin meydana çıkarılmasını sağlamak için harcanması makül olacaktı. Meselâ, dünyanın en büyük ve münbit ovala- rından birisini cennete çevirebilecek olan, Halfeti civarındaki "çok mak- satlı" bir barajın Kebandan çok da- ha elverişli ve ekonomik olduğu ısrar- a öne sürülmektedir. Yapılacak şey, konunun genel bir görüşle, geniş açı- dan ele alınması ve peşin hükümlere artık hiç olmazsa bundan sonra yer verilmemesidir. 21