Konfederasyonun ünlü sendikacı- larından Ziya Hepbir söz aldığında hava adamakıllı elektriklenmişti, iş- verenler Nuh diyor Peygamber deliri- yordu. Hepbir, oturduğu yerden ağır . İlk sözleri salonda fazla tesir yaratmadı. Ama genç sendikacı sesini biraz yükselte- ndi: Şimdiye kadar Türkiye Cum- huriyeti oHükümetlerinden O hiçbiri sosyal adalet ilkesini kaale almamış- tır. Bu aldırmazlık sosyal (o sefaleti doğurdu. Bu sefalet Türkiyede bir ihtilâle sebep oldu. İhtilâl, bir yeni Anayasa yaptı. Bu Anayasa işçilere sarahaten bir hak tanımıştır. Bu hak- kın alınması, sosyal sefalete set çeke- cek ve ortadan kaybolan bir orta sı- nıf meydana getirecektir. Eğer ge- ne inat edilirse, geçmişten ders alın- mamış olunur" deyince ortalık karış- Hepbir, Bakanlık tasarısının mah- zurlarını birer birer ortaya koydu. Sendikaların tüzüklerine grev hak- kının konulması için hük- mün kanuna dercini istedi. bütün çabaları boşa gitti. İ hâlâ "hayır" diyorlardı. Bunun ü rine sendikacılar ayaklandılar. nu terke karar verdiler. Aynı anda oylamaya geçildi. Böylece, kanunda- ki 21. madde olduğu gibi bırakıldı ve Genel Kurulda görüşülmek (o üzere Grev Komisyonu, raporunu hazırla- mağa koyuldu. İşçi temsilcileri, komisyon çalış- malarında yüzüp yüzüp kuyruğa gel- mişler, son dakikada atlamışlardı. Çalışma Meclisinin Genel Kurulu, cumartesi günü, hazırlanan raporla- rı müzakereye başladı. Raporlar bu- rada son şeklini alacak ve Çalışma İL 1471 —24 Safa Kılıçlıoğlu Gül! Bakanlığının hazırlayacağı tasarıla- rın esasını teşkil edecektir. Komisyon çalışmalarında işveren ve işçi temsilcilerinin Oo müştereken arzuladıkları birşey daha karara bağ- lanmıştır. Eğitim Komisyonu raporu- na dercedilen bu karar, İşçi Sigorta- larının finansmanı işidir. Her iki ta- raf bu kuruma, Genel Bütçeden bir fon ayrılmasını arzulamaktadır. Ba- kanlık hu konuda teşebbüse geçme- lidir. Bir jönün maceraları Çalışma Meclisinin en fazla dikkati çeken komisyonu, Grev Komisyo- nuydu. Ama bir başka komisyon var- dı ki cidden eğlenceli olaylar burada cereyan ediyor ve olup bitenler, ko- misyon üyelerinin bir kısmı kadar, duyanları da eğlendiriyordu. Bakanın odasının hemen yanında toplanan ve 212 sayılı fikir işçile- riyle ilgili kanunu ele alan komisyon da, işveren temsilcilerinden O birisi pek O ataktı. Safa Kılıçlıoğlu- nun sendikacıların ve Hükümet tem- silcilerinin pek kuvvetli olduğu bu komisyonda bulunması, Kılıçlıoğlu i- çin talihsizliktir- kanunun hemen her maddesine itirazı müzakereleri pek neşelendirdi. çalışmaların başında bir müddet sakin kaldı. Ama kanu- nun, patrona bazı külfetler yükleyen bölümlerine gelindikçe, hareketlendi. İlk patırtı, fikir işçisine askerliği sü resince ödenmesi gereken para dola- yısıyla çıktı. Kılıçlıoğluna göre bu, ÇALIŞMA oldukça büyük külfetti. İşçiye bunun e gerekmezdi. eni Sabah patronunun bu itira- fina sendikacılar gülümsediler. Zira bildikleri bazı gerçekler. Kılıçlıoğlu- nun itiraz etmemesini gerektiriyor» du. Yeni Sabah gazetesinde askerli- ğini yapmıyan pek az fikir işçisi vardı. Üstelik, yeni bir adam alındı- ğında, bazı formüllerle bu aksaklık bertaraf ediliyordu. Ama gene de iş- verenleri tem silen gösterdiği hassasi- yetten dolayı Kılıçlıoğlunu takdir et- tiler. Hükümet temsilcisi olarak komis- yonda bulunan Nusret Altuğun fikir ilgilerinin böyle bir tazminata bir- kaç kere hak kazandıkları yolunda yaptığı konuşma Kılıçlıoğlu tarafın- an pek manidar karşılandı. İhsan A- da ve diğer sendikacıların karşısın- da sıfırı tüketen işveren temsilcisi enn kurtuluşu nükte yapmak- . Idu ve bir cevher yumurtladı; — Siz de iyi nutukçusunuz, Nus- ret bey!.." Komisyondakiler gülüştüler. 212 sayılı kanunun, fikir işçisine, maaşını gününde almadığı takdirde tanıdığı 9 5 nisbetindeki tazminata İşverenler itiraz gazeteciye, analık halinde birkaç, maaş tazminata itiraz ettiler. Bütün bunlar kolaylıkla savuşturul- du. Bir noktada sendikacılar da, işve- ren temsilcileriyle uzlaşıcı yol ara- mak zorunda kaldılar. İşinden çıka- nlan fikir işçisine verilecek kıdem tazminatının ödenmesi kadar, işçi ta- rafından alınması da güçtü. Her iki taraf burada devletin o müdahalesini uygun gördüler ve şöyle bir formül r İşveren, tazminatla ilgili olarak her ay İşçi Sigortaları Kurumuna bir prim ödiyecektir. İşe son verilme ha- linde tazminat, bu kurum tarafın- dan ödenecektir, İşveren, fikir işçisi- nin sadece kendi müessesesinde ça- lıştığı yıllara ait tazminatını vere- cektir. İMECE Aylık Kültür Dergisi Şubat 1962 sayısı çıktı Okuyunuz. P. K. 373 Ankara AKİS — 30 AKİS, 29 OCAK 1962