ÇALIŞMA Çalışma Meclisi Yediveren gül (Kapaktaki o Bakan) İri göbekli adam yanındakinin kula- ğına EE — vay, vay.. Ne olmuş bun- lara birkaç sene içinde? Herbiri bir kor" dedi. Şeklen kendisine benzeyen ikin- cisi, omuzlarını kaldırarak, hayre- tini belli edecek bir hareket yaptı ve diğerinin koluna adeta yapışarak o- nu salondan çıkardı. Hâdise geride bıraktığımız haf- tanın ortasında bir gün Çalışma Ba- kanlığının üst katındaki toplantı sa- maralı komisyonun çalışmaları sıra- sında işçi temsilcilerinin ani bir çı- Ms ve bahis konusu meselenin üze- rine, bilen insanların rahatlığıyla e- gilişleri sonucunda kendilerini dışa- rı atmayı uygun bulmuşlar ve nefes almak için koridoru arşınlamağa baş- lamışlardı. Hakikaten haftanın başında pa- zartesi günü yedi yıldan beri toplan- mayan Çalışma Meclisinin çalışmala- rına başlamasıyla, bilinmiyen bir ta- kım gerçekler birdenbire suyun yü- züne çıktı. Yedi yıldan beri ilk defa toplanan Çalışma Meclisi Türkiyenin oEkono- mik ve Sosyal hayatında önemli ye- ri olan bir Meclistir. İşveren ve İşçi Temsilcilerini karsıkarşıya bu Meclisin, bundan evvelki özelliği, sadece işveren temsilcilerinin mese- leler üzerinde şöylesine birkaç sö- de ciddi müdahalelerde bulunmayla lüzum görmemeleriydi. Çünkü, bili- nen gerçek, işçilerin bütün çabasına rağmen, devrin hükümetlerini tem- silen gelenlerin her meselede ( işve- renlerle beraber olması veya hükü- met direktiflerini körü körüne yeri- ne getirilmesiydi. Hal böyle olun- ca, işçi temsilcileri ne kadar yırtın- salar imam gene bildiğini okuyor» gene devrin hükümetinin her mahal- ledeki milyonerlerinin borusu rahat- lıkla ötüyordu. İşte, yedi yıl sonra tekrar topla- nan Çalışma Meclisindeki hususiyet bütün bunların ortadan kalkmış ol- masıdır. İşverenler adına Meclise iş- tirak edenler bu yüzden bir hayli şa- şırdılar ve kendilerine gelinceye ka- dar da iş işten geçti. İşçi temsilcileri adamakıllı hazır gelmişlerdi. Mesele- lerini incelemişler, o söyleyeceklerini bellemişlerdi. Üstelik, işçi temsilcilerinin çar- pışmada birçok avantajları da mev- cuttu. Birkere, herhangi bir mesele- yi incelemeğe koyuldular mı, uzak ve yakın bütün iş kollarında o me- seleye taallük eden kısımları ele alı- erinine oinmeğe . Saniyen, hazır- lıklar sendikalar kanalıyla Konfede- rasyonun murakabesi altında yapıl- dığından işçi temsilcileri (o arasında büyük bir beraberlik mevcuttu. Buna karşılık, işverenler, sadece kendile- rini ilgilendiren iş kollarındaki pü- rüzleri inceliyerek Meclise gelmişler- di. Bu bakımdan aralarında oldukça büyük fikir ayrılıklarına rastlanı- yordu. Bununla beraber işverenlerin kurt temsilcileri bazan toparlanma- lehlerine çevirebiliyorlardı. Muharebe başlıyor.. Haftanın başında pazartesi günü toplanan Çalışma Meclisi (o genç Bakan Ecevitin nutkuyla açıldı. Ece- vitin konuşması her iki tarafı mem- n etti. Ancak biraz o deşelenirse, pek çok meselede işçilerin lehine bir hava sezmek mümkündü. Genç Bakan daha sözlerinin ba- sında işveren vekillerinin bir | hayli ürktükleri bir meseleye temas etti: — Yeni Anayasamız işçilere Top- lu Sözleşme ve Grev hakkını tanımış- tır. Bu hakkın süratle kanunlaşma- sı gerekmektedir. İşveren temsilcilerinin Oo herşeye rağmen ittifak ettikleri konu bu ko- Kanununun Çalışma Meclisince kabulünde, bazı hükümle- rin mümkün mertebe lehlerine ayar- mami istiyorlardı. Çalışma Ba- kanının sözleri işçi temsilcilerinin Çalışma Meclisi toplantı halinde Fakirler zenginleri yendiler 14 AKİS, 29 OCAK 1962