bıraktılar. Kimisi omuz silkip gülüm- sedi, kimisi de sâdece basını iki ya- na sallayarak, birşey söyliyemiyece- ğini belirtti. Meclisi en son terkeden Ataklı, yanına yaklaşan basın men- suplarına: — M.BK. nin bu konuda alın- mış bir kararı henüz yoktur. Bu me- sele üzerinde konuşulmamıştır. Gün- deme alınması için de bir sebep yok. Söylenenler arkadaşların kendi fikir- leri. İstedikleri gibi düşünmekte ser- besttirler" demekle yetindi. Komitenin "konuşmayan üye"le- rinden Ataklının bu açıklamasından sonra 14'ler üzerine düzenlenen tat- lı masalların ardı biraz kesildi. Zira Karamanın sözlerinden sonra, ne- dendir bilinmez, eski arkadaşlarına karşı büyük vefa hisleri besleyen bir başka M.B.K. üyesi de -papyonu zi- yadesiyle meşhur Ahmet Yıldız- otu- raklı bir demeç patlatmış ve dışarıda bulunan ihtilâlcilerin elbette ki geri döneceklerini belirtmişti. Gergi M.B.K. üyeleri içinde Kara- man gibi düşünenler yok değildi. Bunlar zaman zaman özel sohbetler- e eski arkadaşlarından sitayişle bahsederler. İhtilâle geçen emekleri- nin unutulmaması lâzım geldiğini savunurlar ve hattâ içlerinden çoğu- nun bir yanlışlığa kurban gittiğini de söylemekten oçekinmezlerdi. Bu yönden hareketle, gönderilenlerin ge- ri getirilmesini ve onların da istik- ballerinin teminat altına alınmasını arzuladıklarını (o belirtirlerdi. o Bun- lar arasındaki yaygın fikir, geri geti- rileceklerin Devlet Başkanı konten- janından Senatör olarak Büyük Mil- let Meclisine dahil edilmeleri gerek- tiği şeklindeydi. Başkanın 15 kişilik bir kontenjanı vardı ya... Bu rakam, meselenin halli için yeter de artardı bile. Geçenler unutulur, ne olursa ol- sun, İhtilâlde büyük hisseleri bulu- nan bu kişilerin istikballeri garanti edilmiş olurdu M.B.K. üyelerinden bir çoğu, es- ki arkadaşlarına vefa gösteriyorlar, onlarla muhaberede bulunuyorlardı. Onların istekleri, mümkün mertebe yerine getiriliyor, Dışişleri Bakanına direktifler veriliyordu. Meselâ, Mek- sikoda bulunan Orhan Erkanlının e- eşi, rahatsızlığı (o dolayısıyla (o bulun- duğu yerin iklimine oalışamadığı ve sıkıntı çektiği için Erkanlı Meksiko- dan alınıp Ottowa'ya nakledilmiş ve bu konu üzerinde tartışılmamıştı bile. Keza Dündar Taşerin Rabattan Bern'e nakli de aynı sebeplerle olmuş- tu. Komite üyeleri eski silâh arka- daşlarının sıhhatleri, rahatları ile a- zami derecede meşgul oluyorlardı. Ama bütün bunlar, söylentilerin ger- çekle olan İgisini teyidden dağlar kadar uzaktı AKİS,, 7 AĞUSTOS 1961 Haftanın sonunda 14'ler konusu sansasyonel bir gazete (haberinden ileri gidemedi. Bu hususta kendileri- ne sual tevcih edilen M.B.K. üyeleri gülümsüyorlar ve işin biraz şaka ta- rafı olduğunu anlatmak ister gibi mânalı manalı baş sallıyorlardı. Haf- tanın ortalarında, perşembe günü, gidenler arasında pek yakın arka- daşları bulunan -Harp Akademisin- deki tedris yılları (o dolayısıyla- Yar- bay Suphi Gürsöytrak sohbet ettiği iki kişinin bu mealdeki suallerini şöyle cevaplandırdı: "— Neden geri dönmesinler? On- lar da Türk vatandaşıdır, değil mi? Bunu elbette sivil iktidar düşünecek ve bir sonuca bağlıyacaktır!." Sevimli Yarbay bundan sonra bir Suphi Gürsoytrak Bin işin arasında... kahkaha attı ve suali tevcih edenle- re "sizi gidi sizi" dercesine göz kırp- tı. Bu, 14'ler hakkında bir kararın ancak seçimlerden sonra alınabilece- ğinin pek az gizli işareti sayıldı. O sırada yanlarına yaklaşan sekreter üye Albay Mucip Ataklı, Gürsoytra- ka, öğleden sonra toplanılacağım söyledi. Öğleden sonra toplantı yapılacağı basın mensupları tarafından duyu- lunca, Meclisin önü gazetecilerle do- lup taştı. Ama bu defa kimsenin ak- lndan 14'lerle ilgili bir sual sormak geçmedi. Nitekim toplantıyı terke- den Albay Küçükle Yarbay Gürsoy- trak, gazetecilere, seçimden evvel Kurucu Meclisten çıkması istenilen kanunların ayıklanmasıyla ilgili ko- YURTTA OLUP BİTENLER nuşmalar yaptıklarını söylediler. Sıt- kı Ulay ise, her zamanki neşesiyle: "— Etrafta sulh ve sükün hâ- kim.. Bir şey yok" dedi. Ne Komite üyeleri, ne de basın mensupları 14'lerle ilgili bir kelimeyi ağızlarına aldılar. Doğrusunu söylemek gerekirse, - M.B.K. nin, üzerinde hassasiyetle durduğu çok daha önemli bir mesele vardı. Hazırlanan Ordu Terfi Kanu- nu henüz Kurucu Meclise sevkedil- memiş, Komisyon çalışmaları aksa- mış, Bakanlıkların biraz gevşek dav- ranması kısalan zaman içinde bir sü- rü kanunun elde bekler duruma git- mesine sebep olmuştu. Hele, Ordu Terfi Kanununun biran evvel çıkma- sı M.B.K. üyeleri için elzemdi. Zira eldeki terfi sistemiyle en fazla beş yıl sonra orduda gene tıkanmalar vü- cuda gelecek ve yapılan gençleştir- me ameliyesi hiç mi hiç işe yaramı- yacaktı. Bunun sağlanması için. ha- zırlanan tasarının süratle kanunlaş- ması gerekiyordu. Denilebilir ki mı mesele, şu sıralarda, M.B.K. üyeleri- nin zihnini 14'lerden çok daha fazla işgal etmekteydi. o Yapılan toplantı- larda ele alman en önemli konu da buydu. Kurmaylar bir formül arıyor- lar ve Meclis Komisyonlarının çalış- ması için bazı çareler düşünüyorlar- dı. Seçimin yaklaşmasıyla siyasi par- tilerin faaliyetlerini arttırmaları, Ko- misyon çalışmalarını a zaa- fa uğratmıştı. n ekseriyeti teşkil ettiği Temsilciler. "Meclisinde, Komisyonlarda da çoğunluk ana partinin elindeydi. Bu sebepten, diğer küçük partiler harıl harıl siyasi faa- liyette bulunurlarken, Meclis çalış- maları dolayısıyla C.H.P. nin bu ko- nuda pasif kalması, hakkaniyete uy- gün düşmüyordu. M.B.K. üyeleri bu- nun çaresini vardiya usülünde bul* dular ve Komisyon üyelerinin bir kısmının çalıştığı sıralarda diğerle- rinin parti isleriyle meşgul olabilece- ğini belirttiler. Bu tavsiye yerine ge- tirildiği takdirde her iki işin birden yürütülebileceği kanısındaydılar. Ordu Terfi Kanunundan başka, Toprak Reformu ve Orman Kanun- larının, Milli Eğitimle ilgili bir yığın kanunun behemahal Seçim evveli i- dare tarafından çıkarılmasını arzula- yan Komitenin çalışmaları, hemen hemen bu konu üzerinde oldu. Kara- manın, aslında yazılmaması gereken sözlerinin doğurduğu meseleyle Ko- mite pek meşgul olmadı. Ancak şunu da söylemek lâzım gelir ki, M.B.K üyeleri arasında böy- le bir mesele bahis konusu edilirse, fikir ayrılıklarına rastlamak müm- kün olacaktır. Dışarıda bulunan 14 İhtilâl cinin geri getirilmesi mesele- sinde ayrı düşünceler mevcuttur. Bir 9