ne esrarengiz noktalar koymuş o ve kaderini 13 rakamının O uğursuzlu- guna bağlamıştı. 13 rakamıyla sa- nık, mektupların altına imza attığım ifade ediyordu. Çiftçinin bu sözleri salonda gülüşmelere sebep oldu. Sa- nık ta sırıtıyor ve ikide bir e dalıyordu. Daha sonra A. P. rasına temas eden Çiftçi: " ye hizmetlerim çok ol- dedi ve açıkladı. A. P. nin kurulusundan sonra bir dakika bile Pala Paşanın yanından ayrılmamıştı. Vakta ki Cevdet Perin isin fikriyatçılığını oOüzerine almıştı, o zaman kendisine yol görünmüştü. Ece, ne de olsa bir partide iki fikri- yatçıya yer yoktu. Sanığın sakız çiğner gibi yaptığı müdafaa oldukça uzun sürdü. Bitti- ğinde öğle olmuştu. Hakimler Heye- ti ara kararını bildirdi. Duruşmaya öğleden sonra 15'de devam edilecek- ti. İşte bu karar meseleyi aydınlattı. Demek ki nihai karar aynı gün verile- cekti. Sanık sandalyasına çöken Çift- çinin yüzündeki alaylı tebessüm bir- den silindi, yerini ümitsizlik aldı Ne var ki Çiftçi de -düşük Menderes gibi- artistik (o kabiliyetlerden yana hayli zengindi. muştur" Karar Saat 15'de duruşma başladığında hakimler çoktan yerlerini o almış- lardı. 3 Numaralı Örfi İdare Mahke- mesi, Hakim Yüzbaşı Kenan Önocak, Topçu Yarbay Naci Algon, o Piyade Yarbay Atıf Er ve Savcı Yüzbaşı Selahattin Fırattan müteşekkildi. İlk olarak duruşma Hakimi Kenan Öno- cak ayağa kalktı ve bir saat 35 da- kika sürecek olan kararı tef- hime başladı. e Karar li olduğ u için hayli marifetlerini döküyordu. k, ka rarı aynı umursamazlıkla bir müddet dinledi. Fakat hukuki ıstılahlar ara- sında gerçek belirmeğe (o başlayınca, kendisinde şafak attı. Vücudunu bir kaç defa tarttı, elleriyle terini sildi, gülümsemeğe çalıştı. Fakat olmuyor- du. İpin soğukluğunu boynunda his- setmiş olmalı ki keyfi iyiden kaçtı. Nitekim (okararın hüküm kısmı okunurken, Ahmet Çiftçinin ken- disini hakikaten başka alemlere kap- tırmış olduğu gözlerden kaçmıyordu. Hakim Yüzbaşı tok sesiyle, cümlele- rin üzerine basa basa: —T.B.M.M. yerine kam M. B. K. ve Temsilciler Meclisini iskat ve vazife görmekten cebren men ve halk arasında fesat çıkarmak mak- sadıyla teşkilât kurmak ve bu cür- mü işlemeğe halkı teşvik suçundan" diye devam etti ve sanığın T. C. ka- AKİS, 7 AĞUSTOS 1961 nunun 146. maddesi mucibince Ölüm cezasına çarptırılmasına oy birliğiyle karar verildiğini bildirdi. Bir kaç saniye sonra Çiftçinin ya- nına bir subay yaklaştı ve ellerine kelepçeyi taktı. Bu defa yolculuk, Balmumcu Özel Garnizonunaydı. Pala Paşanın başına gelenler 3NumaralıÖrfiİdare Mahkemesin- de bir sabık A. P. linin başı üze- rine karar alınırken, Bâbiâlide, Vilâ- yet dönemecindeki köhne A. P. İl Merkezi binasının alt katında hum- malı bir faaliyet hüküm yele Faaliyetin ağırlık merkezi A. P. fikriyatçısı Cevdet Pelindi. Perin 5 gün evvel Örfi İdare makamları ta- rafından sorguya çekildiği için, İl Merkezinde ideal arkadaşlarına he- sap veriyordu. Bu sırada bir subay köhne İl Merkezinin kapısından içe- riye girdi ve son derece nâzik bir dâ- vette bulundu. Dâvet edilen A. P. nin Pala Paşasıydı. A. P. liderini oOÖrfi İdare ilgilileri dinlemek niyetindey- diler. Bir tarafta Çiftçi, müdafaasın- da A. P. ile ilgili açıklamalarda ini lunurken diğer tarafta da A. P. acemi lideri sorguya elbiin Pala Paşa çarnâçar dâvete ica- bet etti. Hemen yerinden kalktı, ya- nına akıldânesi EMİNSU'cu General Necmi Öktemi aldı ve yola revan ol- du. Gittikleri yer, İstanbulun tarihi binalarından Harbiye binasıydı. Gü- Pala Paşa konuşuyor Bülbülün çektiği dili belâsı ADALET müşpala ve arkadaşı Öktem, araba- larından indiler ve merdivenleri o çı- karak içeriye girdiler. Gümüşpalanın içerdeki omisafirliği oOoldukça uzun sürdü. Çıktığında, vefakâr basın men- suplarını kapıda kendisini bekler buldu. Çok sinirlendi. Vazifeşinas ba- sın mensupları hürmette kusur et- meyerek Pala Paşanın etraf mı aldılar ve içerde neler olup bittiğini sordu» lar. Pala Paşa iyice sinirlenmişti: — Bu zevata kim haber verdi?" diye çıkıştı. Bu sırada bir açıkgöz ve muzip gazeteci Gumüşpalaya bir sual sordu: — Ne konuştunuz efendim?" Gümüşpala suali okaçırmamıştı. Sert bir sesle: "— Sizinle görüşecek bir yoktur! Sual sormayın!" diye kükte di. Fakat gazeteciler Pala (Paşanın yakasını (o bırakmıyorlardı. . Sualleri sualler takip etti. Bir başkası: — Örfi İdareye öğleden sonra bir Ee uğrayacak mısınız?" diye s0- runca, Gümüşpalanın takkesi tepe- sinden fırladı: — , — Bilmiyorum! Saat, dakika söyleyerek size hesap vermek mecbu- riyetinde değilim! Bu gazetecilik de- &il!" diye söylenerek yoluna devam etti. Radyoevindeki açıklama Fakat Pala Paşanın hiddeti pek bo- şuna çıktı. Zira ertesi gün -cu- martesi günü- Radyoevinde yapılan bir toplantı, Pala Paşa tarafından cevapsız bırakılan Oo bütün suallerin cevaplarını omükemmelen o verecek bir mahiyet arzetti. Toplantı (Örfi İdare Kumandanlığı Kurmay Başka- nı, İhtilâlci Kurmay Albay Emin Aytekinli tarafından o tertiplenmişti. Radyoevinin zemin katındaki büyük stüdyoda tam saa 10'da toplanan basın mensupları, A. P. nin marifet- leriyle ilgili bir oyn hazırlana- rak Hükümete teslim edilmek üzere A yollandığım Oo öğrendiler. Üstelik, A. P. nin Ahmet Çiftçi çalıştığının tespit Aytekinli -tarafından o açıklandı. Gümüşpalanın tenakuzlarla dolu ifa- delerinden de bahsedildi ve pek kısa bir zamanda yeni hâdiselere şahit o- lunacağı bildirildi. Şimdi is, Pala Paşanın söyliyeceklerine (o kalıyordu. Merak edilen husus, Pala Paşanın gene eskisi gibi üst perdeden tuttu- rup tutturmıyacağıdır. Fakatne de olsa eski bir mensubunun idam ceza- sına çarptırılması, A. P. içinde tam bir panik havası yaratmıştır. 5