salonu terketti. Bunlar, bir gün ev- vel Gülekin girişinde ortalığı velve- leye veren kimselerdi. Evvelâ gürül- tüyle çıkmayı denediler. Ama salon- daki hava Gülekin barbudoslarını ür- kütmüş olacak ki, ellerinde olmadan ayaklarının ucuna basa basa salon- dan ayrıldılar. Konuşmasının sonuna doğru Ge- nel Sekreter, eliyle duvarda asılı bir dövizi göstererek: — C.H.P. gençliğinin ve bugün- kü Konu ayım istikametini şu mü- kemmel dövizde osembolize edilmiş görüyorum. C.H.P. li gençler ne gü- zel, ne mükemmel belirtmişler! Şa- hısların değil, ülkülerin ve ilkelerin peşindeyiz!" dedi. Salon bir kere daha alkıştan yıkı- lır gibi oldu. Gençler Genel Sekreteri çılgınca alkışlıyorlardı. Yirmi daki- ka kadar süren konuşması sona erdi- ğinde Aksal bir hayli terlemiş, bir hayli yorulmuştu. Ama, Kurultayın havasına hakim olmuştu. Ağır ağır yerine oturdu. Yanında bulunan Sup- hi Baykama rica etti ve Kurultay Başkanından müsaade istedi. e Bay- kam durumu Divana bildirdi. Baş- kan, müzakerelerin başlamasına ya- kın, dileği Kurultay Genel Kuruluna iletti. Aksal geldiği gibi gene büyük tezahüratla uğurlandı. Kapıda yanına yaklaşan Feyzioğ- luyla vedalaştı. Küçük bir seyahate çıkacak olan Feyzioğlu, Genel Sek- retere "âcil şifalar temenni eder- ken, Aksalın etrafını saran gençler yorulan Genel Sekreterlerini uğurlu- yorlardı. Kulis, kulis, kulis.. Bir günlük Komisyon çalışmalarının mahsulü olan raporların müzake- resi denilebilir ki, Gençlik Kurultayı- nın ziyadesiyle üzücü dakikalarını teşkil etti. Salon hemen hemen boşal- mış, kimseler kalmamıştı. Buna kar- gılık koridorlardan geçilmiyordu. İ- kişer üçer kişilik gruplar halinde, o- radan oraya koşuşan ve kongredeki fonksiyonları sâdece bu olan kulisci- ler koridoru ana baba gününe çevir- diler. Öğleden sonra yapılacak seçimle- re hazırlanılıyordu. Kurultayda iki grup çarpışacaktı. Listede, başı Sab- ri Ünal Erkolun çektiği ve bir saat- ten sonra Gülekofiller grubunu tem- sil ettiklerini açıktan açığa ( söyle- meğe başlayan grup, işi gücü bırak- mıştı. Diğer grup, Baykamın etra- fında toplananlardı ve eski Yönetim Kurulu üyelerinden omüteşekkildi. İki listede de yer alan tek isim, eski Yönetim Kurulu Sekreteri ve haki- katen Gençlik Kollarında büyük eme- $i bulunan Hikmet Çetindi. Her iki taraf Çetini koz olarak listelerine al- mışlardı. AKİS, 7 AĞUSTOS 7961 Çarpışma kırıcı oldu. Gülekofil- ler, üstadlarının metodlarıyla hare- ket ettiler. Silâhları, karşı taradın güya ferdiyetçi oluşuydu! İddiaları- na göre, karşı taraf, fertlerin etrafın- da toplanmış bir kitleden ibaretti. Hava, seçimlerin geciktirilmesini gerektiriyordu. o Başkanlık Divanına bir takrir verildi. Önergede seçimle- rin bir an önce yapılması isteniyor, gerekçe olarak da, gelen de- legelerin akşam saat 17'de memle- ketlerine sidebilmek için nakil vası- talarında yer ayırttıkları ileri sürü- lüyordu. Önerge, salonda bulunanla- rın yirmide birinin imzasını taşıyor- du. Lehte ve aleyhte yapılan konuş- malardan sonra oya sunulan önerge çoğunlukla kabul edildi. Başkanlık Divanının verdiği oOkısa bir aradan sonra saat 15.45'te yeniden müzake- reler başladı. Bu arada seçimler için hazırlık yapılıyordu. Bir taraftan ka- ratahta bulunup getirilirken, bir ta- raftan da, oy puslalarının konacağı zarflar damgalanıyordu. Bir de koca- man oy sandığı getirilip sahneye o- turtulmuştu. Bu hazırlıklar yapılır- ken, eli çantalı bir delegenin Başkan- lık Divanından söz Başkan isteğini okabul etti. Delege son derece' sinirliydi. Mikrofona git- meye bile lüzum görmedi: — Ben İstanbul İli delegesiyim. Burada meselelerimiz görüşülecek diye geldim. Fakat aradığımı bula- madım. Mesele seçimde bir oy kul- lanmak değil. Ondan feraget ediyor ve delegeliğimden istifa ediyorum. Lütfen işaret buyurun" dedi ve salo- nu terketti. istediği görüldü. DÜNYADA OLUP BİTENLER Salonda gürültü son haddindeydi. Başkan bütün çabalarına rağmen bir türlü süküneti sağlıyamıyordu. Dele- geler ayıkta dolaşıyor, birbirlerine gidip geliyor ve seçim için fikir be- yanında bulunuyorlardı. Başkan, her- kes yetine oturmadıktan sonra se- çimleri başlatmıyacağını bir kaç de- fa ihtar ettikten sonra bir parça sü- künet temin edilebildi. Seçimin ya- ılma tarzı tarif o edildi. Başkanlık Divanınca başlıklı kâğıtlar ve mü- hürlü zarflar dağıtılacaktı. İsteyen daha önce bastırılmış olan oy pusu- larını kullanacak, isteyen basılı pus- lalarda değişiklik oyapacak, isteyen de yeniden oy puslası tanzim edecek- ti. Bir taraftan başlıklı kâğıtlar da- gıtılırken diğer taraftan da adayla- rın tesbitine başlandı. Önceden basıl- mış olan oy puslalarının muhteviyatı sıra ile kara tahtaya geçirildi. Bu- nun dışında, delegelerin gösterecekle- ri adaylar olup olmadığı soruldu. Bir tek isim bile çıkmadı. Lâf olsun diye söylenen iki ismin sahipleri de sonra- dan adaylıktan feragat edince, iki listedeki isimlerin dışında aday bu- lunmadığı anlaşıldı. Saatlerin 17'yi gösterdiği sırada delegeler oylarım kullanmağa başla- dılar. Kurultaya büyük ümitlerle ta- şınan. Anadolu illeri (o delegelerinin yüzlerinden memnun olmadıktan a- çıkça belli oluyordu. Herşey iyiydi. Herşey güzeldi. Gelgelelim Gençlik Kurultayına, hiç mi hiç istenme- yen ir hava hakim olmuş, delegele- rin büyük bir kısmını ziyadesiyle üz- müştü. Gençlik dâvaları bir yana a- tılmıştı. Yaklaşan seçimlerde göste- C.H.P. Gençlik Kurultayında gençler Kongrelere yol gösterdiler 15