Sunay, Kara Kuvvetleri Kumandanı Korgeneral Muhittin Onur, Hava Kuvvetleri Kumandanı (o Korgeneral İrfan Tansel ve Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümgeneral Mem- duh Tağmaçtı. Generaller Gürselle uzun boylu görüştüler, Bir takım kararlar alındıktan sonra Başkana veda ederek ayrıldılar. Kapıda gaze- tecilerle karşılaşan (Kuvvetler Ku- mandanları, ciddi askerlere has ağır- başlılıkla bir şey söylemeden araba- larına bindiler ve yola koyuldular. Öğle üzeri Başkan Gürsel de oto- mobiliyle Çankayaya çıktı. İşte bun- dan-sonradır ki gazetelerin pek mü- himsiyecekleri haberin tohumu atıl- dı. Gürselin ertesi gün yapacağı İs- tanbul seyahati sebebiyle M.B.K. Ge- nel Sekreterliğine alelâcele ulaştırı- lan bir pusula ve pusulanın ihtiva et- tiği tavsiyeler, Örfi İdarenin bütün yurda teşmil edileceği (o havadisinin yayılmasına sebep oldu. Nitekim, he- men ogün öğleden sonra, MBK. toplantılarına ayrılan yeni Meclis binasının D blokundaki meşhur usun salonda gayrıresmi bir Komite top- lantısı yapıldı. Toplantıya daha ziya- de Albaylar katıldılar ve kendi ara- larında hasbıhal ettiler. M.B.K. üye- leri, bu hasbıhal arasında, Gürselin de taraftar olduğu bir fikri ortaya attılar ve isin özel müzakeresine baş- ladılar. Fikir, secimler arefesinde âsayişi tam mânasıyla sağlamak ve vukuu melhuz hâdise yaratıcılarına bir gözdağı vermek için yurdun iki Örfi İdare mıntıkasına ayrılması esa- sına dayanıyordu. Bu mutasavver taksimata göre Samsun ile İskende- run arasına çizilecek bir çizginin bir tarafı İstanbul Bölgesinin Örfi İdare mıntıkası (o sayılacak ve Korgeneral Cemal Turalın emrine verilecek, di- ger tarafı ise Ankara Örfi İdare mın- tıkasına dahil edilecek ve Korgeneral Ali Keskiner tarafından idare edile- cekti. Mesele böyle bir sohbet havası içinde konuşulduktan sonra, bir ta- san hazırlandığı yolundaki haber A. A. ya uçuruldu ve A.A. bu haberi şâ- nına lâyık şekilde allayıp pullayarak umumi efkârın ıttılaıa arzetti. Mesele su yüzüne çıkar çıkmaz ilk hayret edenler tabii bizzat Örfi İdare Kumandanlıkları oldu. Zira taksimat hiç te askeri strateji dikka- te alınarak yapılmamış ve doğrusu istenirse pek aceleye getirilmişti. Fa- kat henüz ortada bir ciddi tasarı ol- madiği için, Örfi İdare Kumandan- lıkları beklemekte fayda gördüler. ti resmiyete dökülünce Haber gazetelere ulaşıp, resmi bir mahiyet arzedince, M.B.K. üyele- ri meselenin üzerine bir defa daha eğildiler ve bu derece hassasiyeti i- AKİS, 7 AĞUSTOS 1961 cap ettirecek bir durumun mevcut olmadığı noktasında ittifak ettiler. Meselâ, M.B.K üyelerinden Albay Sami Küçük, haftanın sonunda ken- disiyle ER Hürriyet gazetesinin bir muhabiri " — Yok böyle bir şey, kardeşim" dedi ve meselenin sâdece bir tasav- vur ve fikirden ibaret olduğunu ifa- Ne var ki, bir defa ateş bacayı sarmıştı. Bu defa işin kulisi yeni Meclis binasının salonlarına intikal etti. Temsilci üyeler, -bilhassa C.H.P. liler- muttali oldukları, Örfi İdarenin selâhiyet sahasını genişletme tasarı- sının lüzumsuzluğunu müdafaa etti- ler ve bu tutumlarım mukni bir. se- bebe bağladılar. Secimler arefesinde bu kabil hareketlere girişmenin ge- lecek iktidara zararı dokunacaktı. Bir defa Örfi İdare içinde girilen ve kazanılan seçimlerin dokunulmazlığı- na halel gelebilir, bu, türlü dediko- duların çıkmasına sebep olabilirdi. Üs talik, eğer istenilen, Örfi İdarenin se- lâhiyetlerini genişletmekse, bu bir yetki ile (yapılabilirdi. - Temsilciler Meclisinin siyasi (kulisinde hava bu şekilde esince, işler basiretin gölge- sinde bir parça daha değerlendirildi. akat M.B.K. içinde u meselenin müzakeresi de bitmiş olmadı. Bir grup, bilhassa Albayların ekseriyette Ali Keskiner Bir asker YURTTA OLUP BİTENLER oldukları grup, Gürselin işaretini dikkate alarak bu konuda kafalarını çalıştırdılar. Başkentte bu tasarıyla ilgili ha- berler bu minval üzere rota takip e- derken, birden gözler, biri İstanbul- da, diğeri Ankarada bulunan iki Kor- generale yöneldi. İki askerden biri İki Korgeneralden biri olan Ali Kes- kiner, 1901 yılında İstanbulda, Üs- küdarda, İhsaniye mahallesinde dün- yaya geldi. Babası, Ali daha üç ay- lıkken Ölen bir üsteğmendi. Zaten Ali Keskinerdeki askerlik sevgisi, bu da- ha iyice tanınmadan kaybedilen ba- badan miras kalmıştır. İki kardeşiy- le birlikte öksüz kalan küçük Ali ilk tahsilini İhsaniyede, Köprülü Konak- taki mektepte yaptı. Daha pek küçük yaşta hayat mücadelesinin içine dü- şen Ali, emsalinden çok önce kendine itimat besleme ve mutedil hareket etme itiyatlarım kazandı. Ali Keskinerin ilk tahsilden son- raki hayatı oldukça mâceralı geçti. Bir ara hayatına istikamet vermek lüzumunu hissetti. Bu sırada ağabe- yisi Kâzım Keskiner -halen emekli- dir- askeri lisede okumaktaydı. Kü- çük Ali de annesinin tasvibini aldık- tan sonra Bursa Askeri Lisesinin or- ta kısmına kaydoldu. Bundan sonra Keskiner için yeni bir devre başlı- yordu: Uzun süren bir bekârlık dev- Tesi... Keskiner askeri liseyi iyi dere- ceyle bitirmek Üzere iken Birinci Dünya Harbi patlak verdi. O sırada Kuleli Askeri Lisesine nakleden Ali ve arkadaşlarım silâh altına çağır- dılar. Keskiner kur'ası o sırada 15-16 yaşları arasında (bulunuyordu. He- men küçük askerlere silâh ikmali yaptırttılar ve İnebolu ile Ankara arasım yaya yürüttüler. Bugün dahi bu yürüyüşü hatırladıkça Korgene- ral Keskinerin ayaklarının altı tatlı tatlı sızlamaktadır. Ankaraya gelen küçük askerleri Cebeci çayırında bu- lunan talimgaha yerleştirdiler ve ilk tatbikata başlattılar. o Tatbikat bir buçuk ay kadar sürdü. Ne var ki ta- limlerin sonu alınmadan, verilen ani bir kararla küçük askerlere i İ çüksünüz, savaşamazsınız" ve genç Kulelileri o sırada Konyada bulunan Askeri Liseye gönderdiler. Böylece harbin soğukluğunu Keski- ner pek yakından duydu, fakat sa- vaşmak imkânını elde edemedi. Seneler çok çabuk geçti ve harp sona erdi. Keskinerin sınıfı, Istanbu- la nakleden ve Harbiyeyi İngilizler- den teslim alıp tedrisata başlayan sınıflardan biri olmak şansım kazan- dı. Bu arada İstanbulun işgalden kurtulmasının, da canlı şahitleri oldu- 17