7 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

7 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünyaya Bakış Berlin için savaş mı? Haftalardan beri dünyayı bir savaş öncesi ikliminde yaşatan Berlin meselesi, bazı müşahitlerin ileri sür- dükleri gibi önümüzdeki sonbahar bir silâhlı çatışma- ya müncer olur mu? Böyle bir savaş patlarsa, ölçüleri ne olur? Çatışma mevzii mi kalır, yoksa tarafların el- lerinde bulunan bütün vasıtaları kullanacakları dünya ölçüsünde bir felâket halini mi alır? Bunun aksine, iki taraf diplomatlarının ve devlet adamlarının konuşma- sıyla silâhların konuşmasını önlemek mümkün müdür? Pek çok kişinin uykusunu kaçıran bu soruları ce- vaplandırırken fazla iyimserliğe veya fazla kötümser- liğe düşmek tehlikesi dalma vardır. Belki mevcut fak- törleri birer birer gözden geçirip bunları mümkün mer- tebe doğru olarak değerlendirmeye çalışmak en salim, herhalde en mantıki cevap olacaktır. Her şeyden evvel kabul etmek gerekir ki, bugün bir savaşın patlamasına yol açacak faktörler mevcut- tur ve silâhlı çatışma başladığı takdirde bunun gerek mekân, gerekse vasıtalar itibarile mevzii ve mahdut kalabileceğini söylemek çok zordur. Ancak, bu karanlık şemanın ayrıntıları gözden ge- çirilince, ortalığı biraz daha aydınlık görmek mümkün- dür. Sovyet Rusya ne istiyor? Hülâsaten söyle- mek gerekirse, Batı Berlini tasfiye etmek. Buna kar- şılık Batılılar, Berlindeki haklarından vazgeçmiyecek- lerini, 2,5 milyon Batı Berlinliyi esarete terketmiye- ceklerini söylüyorlar. İki taraf da, gerekirse kuvvete başvurmaktan bahsediyor. İki taraf da askeri tedbir- ler almakta. Şu var ki, Sovyetlerin icraatları yolunda ilk mer- hale olarak ileri sürdükleri Doğu Almanya ile barış akdetmek, başlıbaşına ve otomatik olarak Batı Berli- nin tasfiyesini tazammun etmiyebilir. Nitekim Krut- çef, Batılıların o takdirde de Berlinde kalabilecekle- rini söylemektedir. Gerçi bu beyan kimseyi aldatamaz ve Doğu Almanya ile barış akdi Batı Berimin tasfiyesi için bir merhaledir, fakat Doğu Almanya -Sovyet barı- şı ile Batı Berlinin tasfiyesi arasında yine de bir zaman ve mesafe kalacak demektir. O halde bunu, silâhlı ça- tışmaya götüren yol üzerinde ilk baraj, ilk geciktirici engel addetmek mümkündür. Unutmamalı ki dünya 948-49 kışında Batı Berimin abluka edildiğini görmüş- tür de, o zaman bile harpten bu günkü kadar ısrarla bahsedilmemiştir. Bundan başka, manya ile barış akdetmekten bahsederken temas etti- ği geniş kadrolu bir konferans fikri Batılılar tarafın- Sovyet Rusya Başbakanının Al- AKİS, 7 AĞUSTOS 1961 dan iyi kullanılırsa, silahlı çatışmaya götüren yol üs- tünde ikinci barajı teşkil edebilir. Hitler Almanyasına karşı cephe almış 52 memleketin iştirakile toplanacak bir konferans fikri -ki şimdiden Batıda taraftar kazan- maya başlamıştır- dünya umumi efkârının Sovyet Rus- ya üzerinde bir tazyiki şeklinde tecelli edebilir. Yahut daha kestirmeden, Almanya meselesinde birinci derecede mesul devletlerin müzakereye girmele- ri mümkündür. Krutçef de, Kennedy de nutuklarında İmkânına kapıyı daima açık bırakmakta- dırlar ve aslında daima Almanya meselesine bağlanmış olan silâhsızlanma müzakereleri de bu buhran içinde bile, iyi kötü devam etmektedir. Almanya hakkında açılacak müzakere bir netice vermese dahi -958 buhra- nında olduğu gibi-, bir zirve toplantısına müncer olabi- lir. Bu arada, yine 958 de olduğu gibi, silâhsızlanma bahsinde yeni bir ümit, temas ve müzakereleri silâh çekmeyi mevsimsiz kılacak kadar geliştirebilir. Krut- çefin Berlin meselesiyle aynı zamanda silâhsızlanma müzakere işini de, gerçi menfi şekilde, ileri sürmüş olması bu muhakeme tarzı içinde dikkate alınınca ayrı bir mâna kazan maktadır. Bütün bunlar silâhlar patlamadan evvel geçilecek merhalelerdir., Bunlara ilâveten Birleşmiş- Milletlerin müdahalesinden tarafsız memleketlerin tavassutuna kadar nice imkân-belki tesirsiz, hattâ sâfiyane- fakat yine de imkân zikretmek mümkündür. Berlin meselesinde iki taraf da kendi mantığı için- dedir: Batılılara göre Berlinin statüsü tek taraflı bir katarla değiştirilemez. Krutçefe gelince, o, harpten sonra kurulmuş olan komünist devletin en sunisi olan Doğu Almanyanın göbeğinde Ur büyük ve "düşman" şehrin mevcudiyetine elbette ki tahammül edemezdi. Öyle bir şehir ki, oradan Doğu Almanyanın bütün kanı ve cam akıp Batıya gitmektedir. Buna mukabil Ur silâhlı çatışma ihtimali karşısın- da iki tarafın da mantığı birdir: Umumi bir savaşta iki taraftan her biri, kendi mahvolmadan diğerini mahve- demiyeceğini müdriktir ve Od tarafın da muhafazası kendilerince mukaddes o varlıkları ve eserleri Silâhlı çatışmaya giden yol üzerindeki barajların hepsi yıkılsa bile, pek kuvvetti bir ihtimalle bu son mantık engeli ayakta kalacaktır. Yeter ki karşı tarafa yanlış intiba verecek bir telâş, korku ve sinme haline düşül- mesin. Yeter ki mecnunâne bir hesap hatası işlenme- sin. vardır. 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: