BASIN Gazeteler Bir başka skandal! Ortadan uzun boylu, oldukça yakı- şıklı adanı, alnında biriken terleri silerken odada bulunan foto muha- birleri çalışmağa bağlamışlardı. Saat tam 15'di. Dışarda. boğucu bir sıcak vardı. Ortadan uzun boylu adam, ye- rinden hafifçe doğruldu ve foto mu- habirlerini işaret ederek söze başla- dı: "— İyi bakın ve iyi çekin arka- daşlar. Bakın bakalım yüzümde ya- ra, bere, tırnak izi var mı?" onra mahzun bir şekilde önüne baktı. Bir müddet hiç konuşmadı. Salondaki hararet dayanılmaz bir hal almıştı. Hâdise, geride bıraktığımız haf- tanın ikinci yansında, cuma günü, Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Da- iresinin meşhur imza salonlarından birinde cereyan ediyordu. Ortadan uzun boylu adamın adı Baha Vefa Karataydı ve halen Viyana Büyükel- çisi bulunmaktaydı. Lâcivert bir elbi- se giymişti. Sıcaktan terliyor ve ü- züntülü olduğunu oher haliyle belli ediyordu. M.B.K. Basın İrtibat Bü- rosunun başarılı eski Başkanı emek- li Albay Karatay, ayrıldığı vazifesi sırasında elinden gelen yardımı esir- gemediği basın mensuplarına bu defa kendi hakkında malümat vermek ü- zere bu salonda bulunuyor ve ter dö- küyordu. Ancak Kavatayı terleten, hakkındaki itham değil, basın men- subu dostlarıyla (içinde bulunduğu şartlar altında karşılaşmış olmasıy- 1. Nitekim Büyükelçi Karatay ken- dini müdafaa etmeğe başlamadan ev- vel meseleyi bir defa daha anlatmak lüzumunu hissetti İftiranın damanı Baha Vefa Karatay, bir gün, Viya- nada Elçilik binasında, çalışma masasının başında otururken telefo- nu çalmış ve telefondaki ses, Dışişle- OPERATÖR - DOKTOR MUZAFFER ARGUN Doğum ve Kadın Hastalıkları Mütehassısı Muayenehane: Meşrutiyet caddesi No. | AN Tel: 1279 43 Akis - Reklâm — 101 AKİS, 7 AĞUSTOS 1961 Baha Vefa Karatay açıklama yapıyor Dertsiz başa dertler ri Bakanı Selim Sarperin kendisini elçinin bu kabil bir skandale adının aradığını söylemişti. Sarper bu ace- mi diplomata bazı dedikodulardan bahsetmiş ve hemen başkente gele- rek meseleyi aydınlatmasını istemiş- ti. İşte bunun içindir ki, emekli Al- bay Baha Vefa Karatay basın toplan- tısında konuşmak ve kendini müda- faa etmek zorunda kalmıştı. Mesele, bazı gazetelerin mal bulmuş mağribi gibi çöküştükleri bir tasallut habe- riyle ilgiliydi. Ankarada son demle- rini yaşamakta olan Yeni Gün gaze- tesinin verdiği bir haberle su yüzüne çıkan bu tasallut hâdisesi, doğrudan doğruya Viyana (Büyükelçisi Baha Vefa Karatayı hedef tutuyordu. Bü- yükelçinin sekreterine tasallut etti- 8i bildiriliyor ve kısa bir zaman son- ra kendisinin merkeze alınacağı be- lirtiliyordu. Haber gazetede intişar eder et- mez, ortalık birden karıştı. Ece, ne de olsa bir yabancı ülkedeki Büyük- arışması az şey değildi! Gazeteciler hemen paçaları sıvadılar. İlk muha- tapları. Dışişleri (o Bakanlığı Enfor- masyon Dairesi Umum Müdürü Ha- san İstinyeli oldu. Haberi kendisi de duymuştu ve tetkik ettiriyordu. İs- tinyelinin esrarengiz cevapları, doğ- rusu istenirse, gazetecilerin kulağına . kar suyu kaçırdı. Bunun için mesele- nin üzerine dörtbaşı mâmur eğildiler. Ancak, haberin yalan olduğunu an- layan ciddi gazeteler bunu bahis ko- nusu dahi etmediler. Buna mukabil, bu tip haberleri yaymakla sürüm sağlayan kuyrukçu Son Havadis, işi başından yakaladı ve dedikoduların dal budak salmağa başladığı bir sı- rada malüm üslübuyla bu çok ilginç haberin üzerine eğildi! Belden aşağı meselelerde vukuf sahibi o gazetenin haberinde Baha Vefa Karatayın bir zina hâdisesine adının karıştığından bahşediliyor ve öyle deniyordu: 23