Cilt: XXII, Sayı: 371 AD Karar İdam! Orta o boylu, siyah cüppeli adam, elindeki kâğıt tomarının son say- fasını da çevirdi ve ağır ağır okuma- ğa başladı. Salonda göze batar bir kaynaşma oldu. Birden flâşlar, o sa- lonun orta kısmındaki tahta parmak- lığın gerisinde ellerini önünde kavuş- turmuş, mütebesşim. bir çehre ile a- yakta duran adama yöneldi. Saat tam 16.35'i gösteriyordu.Hava ala- bildiğine sıcaktı. Salondaki sıkıntılı hava yüzlerden okunuyordu. Hâdise, geride bıraktığımız hafta- nın sonlarında, cuma günü, İstanbul Örfi, İdare Kumandanlığına bağlı 3 Numaralı Mahkeme salonunda cere- yan ediyordu. Kararı okumakta olan orta boylu, siyah cüppeli adam, du- ruşma Hakimi Kenan Önocak idi. Sanık yerindeki, dikkati çeken adam ise, A. P. sin reddetmeğe çalıştığı meşhur Ahmet Çiftçisiyd i. gün 3 Numaralı Örfi İdare Mahkemesi salonunda alman karar, İhtilâl idaresinin ilk ciddi ve sert ka- rarı olması bakımından dikkati çek- ti. Zira Ahmet Çiftçi T. C. Kanunun 146. maddesi gereğince idama mah- kum ediliyordu Kararın okunması bittikten sonra hakimler ciddiyet içinde yerlerine o- turdular ve evvelâ Başkan olmak ü- zere bütün üyeler kararı teker teker imza ettiler. Bu sırada bütün gözler duruşmayı idare eden Hakimler He- yetine ve onların ellerindeki kalem- lere çevrildi. Teamül, idam kararları Verildikten sonra kalemlerin hakim- ler tarafından kırılmasını gerektirdi- $i için bütün dinleyiciler, kalemlere bakmağa başlamışlardı. Ne var ki, beklenen olmadı. Başta Başkan olmak üzere, bütün hakimler teker teker ka- ran imzaladılar ve sonra kalemleri- ni cihattan çıkmış birer kılıç gibi kılıflarına yerleştirdiler. Daha, erken saatlerden itibaren salon dolmağa başlamıştı. Beklenen saatte hakimler salondaki yerlerini aldılar. Biraz sonradaD. P. denA P. ye transfer edilen ve yakayı ele verince de bizzat A P. nin Pala Pa- şası tarafından inkâr edilen karşı ihtilâlci Ahmet Çiftçi salona alındı 4 AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI A L E Ahmet Çiftçi İpin ilk müşterisi ve sanık iskemlesine oturtuldu. Doğ- rusu istenirse, Çiftçi pek rahattı. Na- zik İhtilâlin kendisinin kılma bile dokunmıyacağı hülyasında olmalı ki, görücüye çıkmış kızlar gibi evvelâ kırıttı sonra kendisin» bir hürriyet havarisi süsü vererek derinlere daldı. Ne yazık ki bu dalış uzun sürmeye- cekti. Nitekim, biraz sonra Mahke- me Heyeti, bundan evvelki celseler- de iddianın dinlenildiğini, bundan nra ise müdafaaya geçileceğini bildirince, Çiftçi aynı umursamaz tavrıyla yarinde şöyle bir sallandı ve önce avukatına, sonrada geri- sinde oturan talihsiz babası ve baht- sız kız kardeşine baktı. Söz müdafaanın İşin kötüsü, Çiftçinin avukatı da dâ- anın müdafaa bakımından pekl iler tutar tarafı olmadığım bildiğin- den, sözlerine, başlarken: — Vatana ihanet suçu ile yargı- lanan bir sanığın müdafaasını almak istemezdim, fakat babası çok rica etti. Bunun için karşınızdayım" de- di ve esasa temas ederek, filin te- şebbüs halinde kalmış olduğunu be- 7 AĞUSTOS 1961 T lirtti ve Çiftçinin kellesini kurtarmak istedi. Ancak, gerek müdafaanın kı- salığı, gerekse avukatın duruşmada- ki konuşma tarzı kararı peşinen ka- bul ettiğini gösteriyordu. Avukatının müdafaasından sonra Çiftçi D. P. demagoglarından Samet Ağaoğlunu pek hatırlatır bir eda ve umursamazlık içinde ayağa kalktı Ve müdafaasını Oo okumağa başladı. El yazısıyla yazılmış bulunan müdafaa t 0 sayfa tutuyordu. Çiftçi, mü- dafaasında bazı hâdiseleri de aydın- lattı. İddiasına göre kendisi eski bir D. P. li ve yeni bir A P. liydi. Üste- lik de A.P. nin Tüzük Komitesin- de çalışmış, bizzat Pala Paşayı tenvir etmiş bir üye durumundaydı. Sanığın diline pelesenk ettiği bir iddia da şu oldu: Ona göre siyasi! partilerden bu memlekete hayır gel- miyordu. O halde yapılacak iiş, bir diktatör arayıp bulmak ve onun arkasından gitmekti. A P. li idamlığın bu sözleri salonda uğultu- lara sebep oldu. Fakat müdafaa bir mukaddes hakti. Bu itibarla müdaha- lede bulunulmadı. Bir müddet sonra Çiftçi daha da sapıttı ve avukatını Savcı makamına oturtarak müdafaa- yı çürütme sistemini aklınca deneme- ğe başladı. Bir ara sesini daha da yükseltti ve: nim onbir yıllık hayatım ortadadır” diye bağırdı. Sonra da avukatının sözlerine te- mas ederek: "— Bunlar, babamın kellemi kur- tarmak için avukata söylettirdiği yalanlardır. Bunlar boşuna gayret- lerdir" dedi. Bir ara babasına ve arkada göz yaşlarım zaptedemeyen talihsiz kız- kardeşine dönerek: "— Ben başımın değil, savunmasını yapıyorum" bir palavra attı. Ardından, savcının suç delili ola- rak ileri sürdüğü beyanname mese- lesine ve Devlet büyüklerine yazılan mektuplara temas etti (Bk. AKİS -YURTTA OLUP BİTENLER- A. P. Sayı : 366). Beyannameleri biz- zat kendisi kaleme almıştı. Seçim iste miyordu. Bunun için Başkan Gürsele ve yardımcısı Özdileke tehdit mek- tupları yazmış, altlarına imza yeri- AKİS, 7 AĞUSTOS 1961 amacımın şeklinde