YURTTAOLUPBİTENLER biriydi. Gerçi Coşkunun 28 Nisan gü- nü Üniversitenin bahçesinde görüldü- ğü ve harekatta ön plânda yer aldığı biliniyordu. Ama, bir ara sırra ka- dem basmış, sonra da hakkı yokken, sırf Baykamın sempatisi yüzünden Temsilciler Meclisi üyeliğine getiril- mişti. İşte bu gibi hareketler Gençlik ocaklarının ilkelerine aykırıydı. Ata- soy" mn gücüyle tunlara karşı ge- lecekti Coşkunun savunması ile hava bir kere daha elektriklendi. Birinci e lik Kurultayında bir "sen - gası başlamış, hakikaten iyi ilen Kurultayın havası obulanmıştı. Al- lah tan, gençlerin bu tip hikâyelere karınları toktu. Ne de olsa, azından * günde bir gazete okuyor ve yılın 365 günü bunun gibi nice çekişmelere şa- hit (ooluyorlardı. Hava yatıştırıldı ve kavga kürsüden koridora intikal et- ti. Herşeye rağmen, salonda ortaya çıkan bu kişilik kavgası bazı Genç- lik temsilcilerini üzmüş, hislerine ha- delegasyonundan biri, konuşmak ni- yetinde olmadığı ohalde söz aldı ve samimi bir nutuk çekti. Genç, bir hayli heyecanlanmıştı. Kendine hâ- kim olamıyordu. Memleketinden ge- lirken, temsil ettiği Gençliğin sonsuz sevgilerini getirmişti. Dönerken lara bir şey götüremiyeceği için üzü- lüyordu. Biraz evvel cereyan eden o- laylar kendisini üzmüştü. O, lekçiydi, ne de Baykamcıydı. lerin peşinde koşuyordu. Hâdiseyi e- sefle karşılamıştı. Üzülmüştü. İkinci gün Perşembe sabahı Gölbaşı sineması- nın salonundan çok. koridorları doluydu. Kurultay, bütün çabalara ene de siyasi bir partinin tika gene kulislere düşmüştü. Gerçi Gençlerin kulisi diğer kongreler ka- dar gürültülü, kırıcı ve pek fazla yıpratıcı olmuyordu. Ama gene de kulis kulisti, Salonda evvelâ, bir gün önce he- vesleri kursaklarında kalmış hatip- ler konuştular. Sonra iki teklif ele alındı. Tekliflerden birincisi üzerinde pek tartışma olmadı ve hemen hemen ittifakla kabul edildi. Teklif, hürri- i ü İkinci sini sağlıyacak özel bir kanunun çı- karılması için teşebbüse (geçilmesi talebiyle ilgiliydi. oİkinci teklifte; T.M.G.T. na C.H.P. Gençlik Kolları- nın katılması ohususu ele alınmıştı. Adı geçen teşkilâtın başkanı Metin Kumbasar Kurultayda hazır bulunu- yordu. Bir de mesaj getirmişti. İkin- 14 C.H.P. Gençlik Kurultayında Aksal konuşuyor Hava ci talep hayli tartışmaya yol açtı. Bir kısım delegeler iki teşekkülün birleş- mesinin mümkün olamayacağını, bi- risinin siyasi, diğerinin tamamen s0s- yal teşekkül olduğunu o savundular. Neticede dileğin "havale"si kabul e- dildi ve mesele böylece kapandı. Bu müzakereler devam ederken salonun arkasında beliren kalabalık, başların o tarafa çevrilmesine sebep oldu. Salonun kapısında son derece şık giyinmiş, kır saçlı, halinden biraz yorgun olduğu anlaşılan, buna rağ- men dinç görünüşlü bir zat vardı. Etrafını alanlara selâm veriyor, ka- labalığın arasında ilerlemeğe çalışı- yordu. Alkış ve tezahürat bir anda son haddini buldu Konuşmalar kesil- miş, salon, içeri giren şık giyimli a- damla meşgul olmağa bağlamıştı. Gelen C.H.P. Genel Sekreteri İsmail Rüştü Aksaldı. Aksal, başarılı bir a- meliyat geçirerek toplantıdan bir gün önce (Bk. YURTTA OLUP Bİ- TENLER - Politikacılar) Londradan dönmüş ve kısa bir istirahati mütea- kip Kurultaya gelmişti. Gençler, Ge- nel Sekreterlerinin etrafını sardılar. Aynı anda salonda: — Yayaya, şa şaşa, Aksal Ak- sal çok yaşa" âvâzeleri yükseldi. Al- kışlar ve "yaşa"lar arasında Aksal ön sıralarda kendisine ayrılan yere kadar gelebildi. Yerine oturunca gü- rültü kesildi. Pantalonunun dizlerini itinayla yukarı çeken Aksal, elinde tuttuğu koyu renk şık fötrünü dizine koydu. Konuşmaları takibe başladı. değiştiren hatip Aksala göre Genel tartışmalardan sonra komis- yo raporlarının müzakeresine başlanacaktı. Kurultay Başkanı bu sırada: "— Komisyon raporlarının müzâke- relerine başlanacaktır. Ancak, sıhhi durumu göz önüne alınarak, daşlarımın Genel mail Rüştü Aksalın öne alınmasından memnun olacakla- rını zannediyorum" dedi. Talep alkışlar arasında kabul e» dildi. Aksal, ağır ağır yerinden kalk- tı. Kürsüye doğru yürürken salon alkıştan çın - çın ötüyordu. Aksalın, henüz nekahet devresinde bulunduğu hareketlerinden anlaşılıyordu. Bu ko- nuşmayı yapabilmek için de, etrafın- daki İnönü, Feyzioğlu ve diğer bazı Merkez İdare Kurulu üyelerinden müteşekkil "politikadan 15 gün için men" barajını geçtiği belliydi. Kür- Alkış dinmiyordu. Aksal süye çıktı. bir müddet kendisini alkışlayan Sonra sesinin tonunu âyarladı ve konuşma- sına başladı. Aksalın konuşması yazılı değildi. Kısa konuşmağa niyetliydi. Esas barajdan bu vaatle kurtulmuştu. A- ma, konuşma gitgide uzadı. Aksa hafif tertip heyecanlanmıştı. Belli ki bu, karşısında kendisini dinleyen