7 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

BASIN . Bu söylentilere göre Büyük- elçimizle (o Elçiliğimizde görevli bu- lunan bir bayan arasında omüessif bir olay geçmiş bulunmaktadır." Fakat Uf bu kadarla kalmadı. Bir defa mesele belden aşağıya intikal edince, bu tip hâdiselere özel bir ilgi dafaaya geçti. (Eski M.B.K. İrtibat Bürosu Başkam evvelâ sualleri ce- vaplandıracağını, sonra da beyanatı- nı teksir edilmiş şekilde dağıtacağı- nı söyledi. İlk suali, haberi ortaya a- tıp, kuyrukçularla müfterilerin ek- meğine yağ süren Yeni Gün gazete- — Fakat bunlar evli barklı, yaşlı başlı, üstelik namuslu hanımlardır." Gazeteciler o Büyükelçiye hâdise- nin içyüzünü flordular. Baba Vefa, mevcut olmayan bir meselenin içyü- zünün olamayacağım ifade ettikten sonra: duyan Kılıçhoğlu- nun Yeni Sabahı- ma malüm Fısıltı sütununda da ka- mler oynadı.. Fısıltıdaki yasının başlığı "Artık A- lıştık'tı ve söyle davam ediyordu: "Efendim derler ki, Viyana Büyü- kelçiliğimizde Ode reddetmiş ve kar» şi taraf ısrar etti" finden olacak, ha- dise kısa zamanda bir rezalete pek üzülen Viyana Elçimiz Baha Ve- fa Karatay da, va- zifesinden yurda dönmeye karar vermiş." İş böylesine eğ- lenceli safha arze- dince, C.K. M nin kudretsiz Or- ganı Kudret gaze- tesi de payına dü- Vefa Karatayın Çiçeği (o burnunda meslek (o hayatına sürüverdi. Hadise bu derece hazmedemeyen O bir grup skandal haberini Baha Vefanın soluğu başkentte al- — masına sebep oldu. Kötü Çığır Basın Hürriyetinin üzerinde yeni bir kılıç sallanıyor. Bu o bilhassa Kısım fından dikkatle kaale alınması gereken bir husustur. O kılıç o , yetin üzerinden o uzaklaştırılamazsa een kısa gamanda tekrar bir topa- lı sisteme dönülmesini önlemek imkânsız olur. Zira Basın Hürriyetinin Suüstimali hangi toplumda Basın Hürriyetinin ta kendisi ii alın- mışsa o toplumda, bir süre sonra, Basın Hürriyetinin ta ken itibar- dan düşmüş ve kayıt altına, umumi efkârın tam desteğiyle alınmış- bir şeye inanmaksızın, inanılan mefhumların Hiç tica- retini yapan Necip Fazil-Peyami Safa Ö bezirgânca ü istikamete Yok Fiskosmuş, ya Mırıltıymış, yok Zırıltı veya Dırıltıymış.. Bu bas- lıklar altında siyasi veya şahsi şantaj usullerine, hiç bir asil ve o esası olmayan masallar uydurulmasına, hususi hayatların mahremiyetine hem de tamamile yalan kapısının aralığından göz atılmasına o rağbet edildiğinden bu yana kılıç, Basın Hürriyetinin başı üzerinde daha teh- likeli şekilde sallanmaya başlamıştır. 7) Elçinin, bulunduğu başkenti terkederek i i gelmek Cihat Baban tipi bir Basın Bakanının şahsında reklâmcı bulan böyle gazeteler tarafından kendi hakkında uydurulan ve üstelik aile hayatını ilgilendiren bir takım ithamları Basında cevaplandırmak zorunda kalması ibretle seyredilecek bir hâdisedir. Basın OoHürriyetinin bu çeşit suüstimali, o Allahtan ki panzehirini beraberinde taşıyan bir zehirdir. Panzehir zamanında, kullanılırsa, teh- likeli devre atlatılacak ve basın alemi ayrık atlarından kolaylıkla o te- mizlenecektir. Yalan olduğu sabit maksatlı yalanlara karşı ağır, sü- ratli, dayanılmaz, her beli -hatta Hacı Ömerin ortaklarının kalın beli- ni- bükebilecek para cezaları! İngilterede bir gazete, Bevanın çok derhal dâva açıyor. votka içip sarhoş olduğunu bize astronomik gelebilecek bir para cezasına çarptırıyor. Ame- Confidential tipi “"Rezalee Merakını İstismar oTezgâhları'nın ödedikleri milyonlarca dolarlık tazminatlar ibret verici bir başka ör- nektir. İçine girmek üzere bulunduğumuz yeni hayat tarzının eşiğinde Türk hakimi bir defa daha tarihi bir görevle karşı karşıyadır. Onun davranışıdır ki Basın Hürriyetini ya kurtaracak, ya tekrar siyasi oto- ritenin herkesce lüzumlu bulunacak sultası altına sokacaktır. sinin muhabiri sordu. Gazeteci, sua- körükledi ve lin " Büyükelçiliğinizde çalışan sekreterini» var mı?" diyordu. elimden, gelen “"— Kötü bir if- gazeteci larımın bana bu muameleyi görmelerine dan bahsetti. En iyi Çâre ola- rak, haberin çık- tığı gazeteleri dâ- va edecekti. Hem de ispat hakkı ta- nıyarak... Zira bu tip neşriyatla tiraj temin edeceklerini zanneden (o gazete- lere en iyi ceza bu olacaktı. Bundan sonra Karatay mesele- nin kendisini son derece üzmüş ol- duğunu belirtti ve: — Meşum, sin- si bir maksadın tatmini için de olsa, bir şahsi if- tira ile (o zayıflat- mak için bir mille- tin temsil durumu ve (milletlerarası alandaki haysiye- tiyle vicdanı sızla- madan oynamağa kalkışmak, üzerin- de ibretle, büyük esefle, fakat ciddi- yetle durulması gerekli a hâdise- dir" ded Koskoca adam yaşlı gözlerle osa- londakileri bir de- fi ge çalışarak de- vam etti: '— Cumhuriyet Adliyesi önünde hesaplaşmak da tabii hakkımdır. İl- gililere, arzu ederlerse, bu mevzuda yardımlar da dahil, Bitirdiğimiz haftanın sonundaki o sıcak gün, yaptığı basın toplantısın- da Baha Vefa Karatay kendini mü- 24 Baha Vefa bu suale: — Var. Hem de iki tane" diye- rek cevap verdi ve sonra izah etti: hâdiseyi tetkik ve tevsik için bütün imkânları sağlamaya çalışarak ispat hakkım tanımaktayım. AKİS, 7 AĞUSTOS 1961