7 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

7 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR Dışa Vuran Karanlık (M, Sunullah Arısoyun şiirleri.. Dü- şün Yayınevi, 1961, İstanbul, Bece- rikli Matbaası. Kapak resmi: Sait Maden. 64 sayfa, 3 lira.) Arısoy, 1956-1960 yılları arasında yazdığı şiirleri "Dışa Vuran Ka- ranlık" adlı kitapta toplamış. Sait Madenin yaptığı güzel bir kapak i- çinde sunulan kitap dört bölümden ibaret. "Sonrası Hep Bu" adlı birin- ci bölümde onaltı şiir var. İkinci bö- " yer almış. Üçüncü bölümün adı "De- lice Söyleşme", Şair, "söyleyiş bakı- mından, birbirinin benzeri ve diğer- lerine göre ayrı bir özellik gösteren beş şiirini bu bölüme koymuş. Dör- düncü bölüme ise "Geometrik Sıkın- tı" adı verilmiş. İçinde altı şiir var. Bu son iki bölüme giren şiirler nu- maralı ve adlı. "Dışa Vuran Karanlık!' Arısoyun beşinci şiir kitabı. 1948'den bu yana beş gür Kitabı veren -ayrıca bir de antoloji düzenlemiştir- şairin bu işi sakaya almadığı belli. Şiir üzerine bir çok yazı yazmış olduğu da dü- şünülürse, bu konunun kendisini ne derece meşgul ettiği anlaşılır. Ancak, beş kitabı da şöyle bir gözden geçi- rilecek olursa, Arısoyun -son kitabın- daki birkaç şiir hariç- hemen hemen hep aynı havayı sürdürdüğü görülür. Bir kere şair, noktalamaya tutku derecesinde bağlı. Hele son kitabın- da bu, elle tutulacak kadar belirli. Meselâ: "Ne varmış demiyecek ? - De- -im işte!- Derim W; ", " -Siz, derim, siz varsınız ya" fendim, elbette o ölmeli. " ye o, öyle bir şey demedi. -Hayır, o, onu yapmadı.", "Bu ışık kırmızı yandı: Dur, diyor; öbürü yeşil: Geç!-Dur... Geç! Dur... Geç! Dur... Geç!" Rastgele alınan bu örnekler Ode gösteriyor ki, noktalamanın bu dere- cesi mısra da, bütün halinde şiiri de öldürüyor. Kırk yıl önce Fransız şa- irleri noktayı, virgülü şiirden sürüp çıkarırlarken, herhalde bunu bir fan- tezi olsun, bir değişiklik olsun diye yapmamışlardır. Şiirin gelişmesi bu- nu sorunlu kılmaktadır. Şiiri yersiz kelimeler sınırladığı gibi, bir takım noktalama işaretleri de sınırlar, da- raltır. Hele şiir düzyazı çizgisini de aşamamışsa, noktalama, umulanın tam tersini verir. Yukarki örneklere, bu bakımdan, yenilerini de katmak mümkündür: "Bu gün Ağustosun o- 34 naltısı. Yıl 1955. Günlerden Salı-Her yılın Ağustos ayı var. Her haftanın salısı", "Tüm iyilikler, güzellikler, yanımızda, yöremizde dolanır,", "Ya, ben ta nerelerden geldim, ne kirliy- dim;” vs. Görülüyor ki bunlar şiirden çok, düzyazı parçalarıdır. Buraya kadar söylenenler (o özetlenecek olursa şu sonuç çıkar: "Dışa Vuran Karanlık"- taki şiirler, genel olarak, aşırı nokta- lama yüzünden tıknefes olmuş, biraz da. yoğunlaştırılmaya muhtaç şiirler- dir. Bilhassa "Uzun Hava"da bu da- ha çok dikkati çekmektedir. Ama, yukarda da belirtildiği gibi, öteki ki- taplarına bakılırsa, son kitabında A- rısoy daha titizlikle çalışmış. . Şiirlerde göze. batan hususlardan birkaçı da şunlardır: Şairin "ki" edatım da çok sevdi- &i" anlaşılıyor: "Delice Söyleşme"deki kai "şiirinde tam beş tane "de- m ki", "Kırık" şiirinde sekiz tane “kir, "Geometrik Sıkıntı" şiirinde ise altı tane' "ki" kullanılmış. Sonra, bazı şiirler de sanki -eskilerin önce kafiye bulup sonra mısra kurma ça- baları gibi- belirli bazı sözler ve de- yimler kullanılmak için yazılmış his- sim vermektedir. Birinci bölümdeki "Varım ya", adeta "varım ya" sözü üzerine kurulmuş. "Sonrası Hep Bu", baştan aşağı "Çünkü" ile gidiyor. "Şaşkın Türkü", denilebilir ki, sâde- ce "tıpkı öyle" sözü etrafına oturtul- muş. "Elde Bir" şiiri "Elde bir", "Ha- yır O Değil, Öteki" adlı şiir "Hayır o değil, öteki" ve "Nasıl Bildim A- ma" adlısı ise "Nasıl bildim ama?" sözleri için yazılmış gibi. Diğer şiir- lerden de örnekler gösterilebilir. Dün böylesi buluşlar şiiri (o kurtarabilirdi ama, bugün için bu, şiiri öldüren un- surlardan biridir." "Dışa Vuran Karanlık"ın "Delice Söyleşme" bölümü, diğerlerine göre, apayrı bir özellik taşımaktadır. Şair, buradaki beş şiirde, birdenbire miza- ha geçmektedir. Ne var ki, "Demem" adlı şiirden "Demem, der miyim hiç? - Demem hiç!", "Derim" den "Derim- ki", "Bilmem"den "Bilmem, tanı- mam, görmedim, gitmedim—", "Ha- yır O Değil Öteki" adlı şiirden "Ha- yır o değil, öteki!" ve "Nasıl Bildim Ama"dan "Nasıl bildim ama?" tek- rarları çıkarılacak oolursa şiirlerde mizah havası da kalmamaktadır. Şu halde şair bu şiirleri sâdece bu tek- rarlar için kurmuştur. Meselâ: "So- kaklar ıslanıyor - Demek yağmur ya- gıyor - Ben de çıksam sokağa - Isla- nırım.." mısralarında hiç te güldü- recek bir taraf yok. Ama hemen ar- kasından "Nasıl bildim ama?" dendi Sunullah Arısoy Dayan, o başaracaksın! mi, kişi ister istemez gülüyor. Bu da sözün çocuksu bir ifade taşımasından geliyor. Demek ki güldürü unsuru sâ- dece "Nasıl bildim ama?" dadır. Hal- buki, şiirin görevi güldürmek değil- dir. Şiir kişiyi coşturur, gıdıklamaz. Bu coşkunluksa, gülme şeklinde de çıkar, ağlama şeklinde de, somurt- ma şeklinde de... Yâni kişi, coşkun- luğunu çeşitli (o davranışlarla ortaya döker. Belirtilen bu kusurların, ardarda kitap yayınlayan bir sanatçıyı kötü şekilde etkiliyeceği elbette ki düşü- nülemez. Ancak, şiirimizin bugünkü yerinin de gözden ırak tutulmaması gerekmektedir. "Dışa Vuran Karanhk"ta başlı- başına güzel şiirler, iyi okurulmuş mısralar da var. Hem, bir hayli var. Mesela kitabın ilk şiiri oldukça gü- zel: "Bir ben bilirim dünyada Sunalı sabahların tadım! - Tutup yemden yaşıyorum." Sonra, "Bin kere bin yılık eskimiş serinlikler - Dağ gibi büyük, ama ne büyük, daha da bü- yük, - Çekip götürdü bizi, arınmış bir en eski yaşamalara!" diye baş- layıp, "Benim değeri bilinmemiş yok- sul güzelliğim, - Bütün eski dünyaları doyuran yücelikte.." diye giden "Es- ki Zamanlarda Yaşamak" adlı şiir de güzel söylenmiş. Tek kusuru, geçmiş özlemim işlemiş olmasıdır. Bütün eksikleri ve fazlalarıyla "Dışa Vuran Oo Karanlık", Arısoyun beş kitabı arasında en başardı olanı- dır. Şairin, öncekilere göre, son şiir- lerinde daha bir yoğunluğa "doğru gittiği, yeni birşeyler aradığı, ode- nediği görülmektedir. Şiiri bayatın- dan çıkaramıyan Arısoyun -rh&tori- gue'ten kaçınmak şartıyla-, ilerde daha güçlü şiirler verebileceğim, bu son kitabına bakarak kestirmek mümkündür. AKİS, 7 AĞUSTOS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: