Günün Meselesi İyi Düşünelim! Günün hâdiselerini kıymetlendirir ve konuşurken ve bunlar için çâreler ararken iyi düşünmek ve içinde bulunulan şartları çok iyi tahlil etmek gerekmektedir, muhakkak ki biraz haksızlık olur. Anayasayı çiğne- miş, normal bir seçime gitmek istememiş ve iktidardan ayrılmamaya azmetmiş bir idareye karşı milletçe ayak- lanılmış ve Silâhlı Kuvvetler, bir cüz'ü olduğu milletinin arzusunu tahakkuk ettirerek idareyi ele almıştır. Bu durum sağlandıktan sonra en mühim ve en zor dâva, bu idarenin, en güzel yol takip edilerek, tekrar daha iyi şartlarda memleketin hakiki sahibine devredile- bilmesidir. En mühim ve en zor dâva bu olmasına rağ- men, bu arada doğru veya yanlış bâzı hâdiselerle hoş- nutsuzluklar olmuştur. Ancak şuhu unutmamak lâ- zımdır ki, idareyi ele alanlar, bunu hakiki sahibine devretmek kararından asla (o ayrılmamışlar ve hattâ buna mâni olmak isteyen her engeli devireceklerini de göstermişlerdir. Durum böyle iken, istikametini iyi tâyin etmiş ve bu yolda yürüyeceğine milletini oinan- dırmış bir idare, bu gidiş esnasında bâzı hoşnutsuzluk- lara sebep olmuşsa, vaziyet (o kıymetlendirilirken hissi olmaktan kaçınmak İcabeder. Düşünürken hedefimizi iyi tâyin etmemiz ve ne istediğimizi iyi bilmemiz lâzım- dır. Bugün için bu hedefe ad koymak lazımsa, buna tereddüt etmeden "Huzur, sükün ve istikrar içinde se- çim gününü idrak etmektir" diyebiliriz. Huzurumuzu, sükünumuzu ve istikrarımızı bozacak meseleler ilerde memleketi ihya edecek dahi olsalar, bu anormal dev- rede tavlarla uğraşmamak ve bu meseleleri gelecek- teki daha istikrarlı günlere bırakmak icabeder. Esa- cemiyetlerde sos- fırsat vererek, çıkmaza sokacak meselelerin ele alın- masının da bir netice verebileceği şüphelidir. Tekrar ediyoruz: milletçe bugün için hedefimiz. "Seçim günü- Marta kadar tamamlanacağından bir adam kamyona süratle bindirildi'.ve ne kadar huzur, sükün ve istikrar içinde hu anormal günleri geçirmektir." Bugün muhtaç olduğumuz insan, bu hedefi görecek ve bu hedefi sağlayacak insandır. Bu milletin bir ferdi olarak ta her vatandaşa düşen vazife, hâdiselere günün hedefi zaviyesinden bakmak ve suyu bulandıracak hususlardan kaçınmaktır. "Efendim 147 Üniversite hocası nasıl tasfiye edilirmiş?", "Bu kadar kıymetli bir subay nasıl tekaüde sevkedilirmiş?" veya "Böyle haksız vergi kanunu olur muymuş?" ilâ... gibi iddialar ve söylentiler doğru olabilir veya olmayabilir. Mesele bu değildir. Amma, bunları istikametten ayrıl- mamış idarecilerin önüne problemler olarak çıkararak, hattâ bunları memleketin zararına olabilecek derece- de aleyhte kullanarak esas hedefimizi unutursak yanlış hareket etmiş olmaz mıyız? Her haksızlığın düzeleceği, her dâvanın ele alınacağı, hedefimizin bu gibi prob- lemlerin halli olabileceği günler gelecektir. Zor da olsa» acı da olsa haksızlığa uğramış vatandaşlara itidal ve sabır tavsiye etmek zorundayız. Bizlere daha mes'ut yarınlar getirecek bugünkü Milli Hedefimiz uğrunda bâzı fedakârlıkları tevekkülle okabul etmek zorunda- yız. Hakkımızı aramayalım demiyoruz Ancak, buna ararken suyu bulandıracak derecede menfi olmaktan kaçınalım. Suyu bulandırmaktan kaçınalım ki, idareci- lerimiz istikametlerini tayinlerinde zorluk çekmesin- ler. Memleketimizi seviyorsak, hislerimize uyarak, ara- mıza nifak sokmak isteyen, bizleri esas hedefimizden ayırmaya çalışan muhtelif menfi faaliyetlerin ellerine koz, ağızlarına sakız vermeyelim. Allah aşkına, bizler için yüzyıllar boyunca akmış milyonlarca şüheda kanı hürmetine, kalemimizi ve di- limizi kullanırken esas hedefimizi unutmayalım, İnsaf- lı olalım. Bugün için memleketini seven her Türke düşen en büyük vazife ve en büyük borç bodur. İyi düşünelim. neticesi Garnizondaki tutumların umumi mutabakatın neticesi olacak- REO hemen hareket etti. 18 adam sayısının 18 adet fazlalaşmasından ta-. haftanın başından beri, binanın asma ibaret kalmadı. r halde Türk milleti, yaz baş- katındaki hücrelerde obulunmaktay- Tahkikata paralel olarak, Anka- larında sandık başına gidecektir. İnkılâp Tabut kaçıranlar (Kapaktaki Hâdise) Bitirdiğimiz o haftanın ortalarında bir gün, İstanbuldaki Grek mi- marisi tarzında edilmiş olan, Sansaryan Ham diye bilinen ve ha- len Emniyet müdürlüğü olarak kul- lanılan binanın kapısı önüne gelen askeri REO kamyonu orada o kadar az kaldı ki, herkes şaştı. Hanın ka- pısından birbiri peşine (çıkarılan 18 AKİS, 27 ŞUBAT 1961 dılar. O gün kendilerine hazır olma- ları bildirilmiş, fakat nereye götürü- lecekleri haber verilmemişti. Kam- yon yükünü alır almaz Yıldız istika- metinde yola . Hedef, . iktidarının son Sağlık ve Yardım Bakanı Dr. Lütfi Kırdarın cenazesinde karışıklık çıka- ranlar, tahkikatı Istanbulun huku- ken var, fiilen yok Örfi İdare Komu- tanlığının İstanbul Emniyet Müdür- lüğünden tamamile devralması üze- rine küçük çaptaki düşüklerin muha- faza edildiği meşhur Garnizona nak- ledilmiş oldular. Fakat hâdisenin tek radan aldığı direktifler üzerine Milli İnkılâbın azimkar Vali ve Belediye Başkanı ile Örfi İdare Kumandanlığı, gericilere karşı enerjik tedbirlere gi- riştiler. Nezaret altına alınanlardan başlamak üzere, sakalın her nevi ar- tık kesilecektir. Müezzin o erendiler şerefelere okadar tırmanmaca zah- met edecekler ve ezanları hoparlör- süz okuyacaklardır. Derhal bir Cena- ze Defin Talimatnamesi hazırlandı. Buna göre, cenazelerde har türlü di- ni törenler camilerin içinde ve mezar başlarında yapılacaktır. Ta- but camiden itibaren en fazla 200 metre taşınacak ve daha sonra mut- 7