nine kurban edildiler.." denecek, Kı- hçhoğlunun eski İdeal arkadaşı Men- derese acınacaktı. Zaten Yeni Sabah bunu daha önce de denememiş değil- di. Yaz başında, İnönü Ankaradan İs- tanbul geldiğinde bir başka gazete şöyle bir hikâye uydurmuştu: oEfen- dim, İsmet Paşa İnönü, harplerinden beri bir topçu dürbününü yanından ayırmazmış. Dürbünü İstanbula da beraberinde getirmiş ve trenden inip oğlunun Maltepedeki evine gider git- mez hemen onu kurmuş, başlamış Yassıadayı seyretmeye ve gevrek gevrek gülmeye! Bu yazı üzerine Se- fa Kılıçlıoğlunun muteber adamların- den -ve İnönüyle alâkalı son uydur- ma hikâyenin çıktığı sütunun Nimet Arzık ve diğer bâzı kalemlerle birlik- te yazarı olan- Nezihe Araz admda bir hanımcağız hemen döşenmişti: Bu nasıl hareketti? İsmet Paşaya yakışır mıydı? Yassıadayı dikizleme ne demekti? Hanımcağız sureti hak- tan görünerek bir yandan "Yok, her halde haber yanlıştır" derken diğer taraftan da "Bak, bu iş?" diye söylenmek fırsatım ka çırmamıştı. Şimdi, Kılıçlıoğlu aynı maksada matuf yeni bir teşebbüste bulunuyordu. İnönü, yazıyı gördüğünde, , tabii gülüp geçti. Bu memlekette İnönü- nün böyle davranabileceğine oinana- cak Kıhçhoğlunun kafasından başka kafa mı vardı ki? Üç silahşörler Aslında Kılıçlıoğlu, ihtilâlin akabin- de Çankayada İhtilâlin genç su- baylarından kendilerine yaptığı o ya- naşma manevrası üzerine aldığı ağır dersten bu yana Yeni Sabahı bir be lirlii istikamette âlet diye kullanmak- tadır. İlk defa olarak Ali Fuat Baş- gile kapılarım açan gazete -Başgilin halen içerde bulunmasına sebep olan makale evvelâ Yeni Sabahta yayın- lanmıştır- bir yandan gerici Demok- ratları, diğer taraftan bu gerici De- mokratları avlamaya çalışan Bölük- başı ve arkadaşlarım memnun etme çabası içindedir. Ne bugünkü iktidar nezdinde, ne de kendini bilen bir C. H. P. iktidarı nezdinde persona grata olamayacağını anlayan o Kılıçlıoğlu memleketin büyük partisi içinde de iki kozu -yahut koz sandığı İki cev- heri- kullanma sevdasındadır. o Bun- lardan biri Menderes-Kılıçoğlu- Erim saçayağının üçüncü ayağı olan ve Se fa Kılıçlıoğlunun iş ortağı o bulunan -bu ortaklık tescil ettirilmiş, Sicilli Ticaret Gazstesinde de yayınlanmış tır- ziyadesiyle meşhur Nihat Erim- dir, öteki ise, bir zamanlar Mendere- se şirin görünmek için adının gazete- sinde yayınlanmaması için emir ver- AKİS, 27 ŞUBAT 1961 bak! Nasıl yapılı. olgun Yakup Kadri Karaosmanoğlu kii, tesiri kazanacak! Tepesi attı diği Kasım Gülektir. Başka bir mes- lekten Bâbiâliye geçmiş bulunan Kı- lıçlıoğlu bu kozları kullanırken bun- ların ikisinin de evvelâ C. H. P. için- de iade-i itibar etmeleri gerektiğini sezmiş ve gene ancak kendisinin ak- lına gelebilecek bir iptidai yol bul" muştur. Efendim, Erimle Gülekin ba- şım kim yemiştir bilir inisiniz? A- KİS! Peki neden? Ha, mesele eski- dir. AKİS'in Erime kini vardır. Zira İnönü müstakbel damadı hakkında Erime tahkikat yaptırtmış, Erim de genç adam hakkında pek lehte sayıla- mayacak rapor vermiştir. Bu hikâye Yeni Sabahın böyle maksatlar için BASIN kurulmuş sütununda ciddi ciddi ya- yınlanınca Gülek ortaya çıkmış, onun Ur demeci hikâyeye ayrı revnak ge- tirmiştir. Gülek bu "vasıtalı demeç" inde İnönünün müstakbel damadı hakkında Erimden değil, kendisinden rapor İstediğini büdirmiş, raporunun da üstelik menfi bulunmadığını ekle- miştir. Gülek "Canım, böyle olduğu halde, bu AKİS bana niçin kin bağ- lamıştır, anlayamıyorum" demiştir. Allahtan ki Yassıadadaküer Zorlular hayır! tnöntt müstakbel damadı hak- kında raporu ne Erimden, ne Gülek- ten istedi. Bu rapor bizden talep edil- di. Ah, elimiz kırılsaydı da yazmaz olsaydık. Hem, hiç aleyhinde de bu- lunmamıştık. Ama, işte, AKİS bu yüzden bize düşman oldu ve başımıza eleni hazırladı..." diyerek senfoniye katılamamışlardır» İnönü, şu memleketin | numaralı devlet adamı, bu mülâhazalarla parti sevk ve idare edecek! İnönü, şu memleketin I numaralı devlet ada- u kafada bir adam olacak- ve bin itidalin, siyasette VirtÜozi- tenin en nefis klerini verecek! AKİS ise böyle sebeplerle yayında bulunacak Ve Türk umumi efkârı gibi n bir vasatta bugün eriştiği mev- Ama mantık Sefa Kılıçlıoğlunun mantığıdır ve bir koltuğunda bir kaç karpuz taşıma merakındaki bu zat böyle usullerle nezdinde persona-grata olacağı bir ka pıyı bulabileceği kanaatindedir. Ak- lınca C.H.P. de ortalık bulanacak, su karışınca aittaküer üste çıkacak, AKİS'e kızılacak, bir takım kimseler "Vay, bizi AKİS mi idare ediyor" di- ye komplekslere duçar olacaklar -ay- nı usulü Menderes de denemişti-, İnö- nü Erime ve Güleke sanki haksızlık yapmış duruma düşürülecek, tezvir makinesi fısıltı yoluyla (o çalıştırıla- caktır. Tabii bu arada Yeni Sabahın yeni ve muteber gerici Demokrat o- kuyuculanyla Bölükbaşının propa- ganda servisleri kendilerine malzeme bulacaklardır. Nitekim, İnönünün sofrasıyla alâ- kalı masal bu taktiğin son parçası olarak Yeni Sabah tezgâhlarında ko- tarıldı ve ortaya çıkarıldı. Ancak bu sefer hakikaten mübalâğa edilmiş bu- lunduğundan silah geri tepti. Kılıç- hoğlu ile yoldaşlarının gayeleri ve o- yunları büsbütün aleniyet kazandı. kelin kime ait bulunduğunu söyle- medi. 23