BASIN Gazeteler Ne ayıp şey! Geçen hafta, pazar günü Yeni Sa- bah gazetesini açanlar birinci sayfanın alt köşesinde iki sütun üze- rine bir başlık gördüler: "inönünün sofrasında kahkaha ve gözyaşları!" Yazıyı okuyanlar, garip bir hikayey- le karşılaştılar. İnönünün Ankarada- ki evinde bir ziyafet verilmiş. Onca ye nilip içilmiş, sonra söz dönüp dolaşıp Yassıadaya gelmiş. Davetlilerden bir kısmı sakıt; iktidar ileri gelenlerinin mahkemedeki hallerini, konuşmaları nı, bazı sözlerini ele- alıp alaya başla- mışlar. Gülüşmeler kahkaha halini almış ve kısa zamanda bütün masa- ya sirayet etmiş. Davetlilerden mu- kallitçe olanlar maznunları o kadar güzel taklit ediyorlarmış ki.. -Yazı- nın burasında şöyle denilmektedir: "Aman efendim, ne eğlence, ne eğ- -Yalnız, birden masanın kar- şı ucunda bir davetli hanım eliyle yü- zünü örtmüş, sarsıla sarsıla ağlamaya başlamış. Ağlayan Yakup Kadri Kara osmanoğlunun refikasıymış. Herkes, "bu kadına ne oldu" diye pek şaşır- mış. Meğer hanım, aynı zamanda Burhan Belgenin de kız kardeşi değil miymiş?. Yani, "İnönünün sofrasında- alay mevzuu edilen Yassıada sakin- lerinden birinin kız kardeşi! Bu öğ- renilince Bayan Karaosmanoğlunun " teessürüne hak verilmiş veya öyle görünülmüş! Yazıyı okuyanlar arasında ohika- Kasım Gülek 22 yeye en Ziyade şaşan, Leman Kara- osmanoğlu oldu. Zira kardeşinin Yas- sıadaya gönderilmesinden bu yana İsmet İnönünün sofrasında bir tek defa dahi bulunmamıştı. İsmet İnö- nünün evine sâdece 27 Mayısı hemen takip eden günlerden bir gün gitmiş ve yemeğe de İsmet İnönünün değil, kızının evinde misafir edilmişti. O tarihte Burhan Belge Harbiyede tu- tuklu bulunuyordu ve Leman Kara- osmanoğlu kardeşinin durumunu me- rak ediyordu. Zaten İsmet İnönüye de kardeşinden bir haber almayı sağ- laması için istirham maksadıyla gel- miş, İnönünün eşi kendisini kızının evinde yemeğe alakoymuştu. Bayan Karaosmanoğlu daha geldiğinde göz- leri yaşlı gelmiş ve ricasını bildir- mişti. Eski bir aile dostları olan Le- man -Karaosmanoğluyu İnönüler el- lerinden geldiği kadar teselli itmiş- ler, İsmet İnönü o tarihte yanında bulunan Yarbay Salih Yakaldan Bur- han Belgenin sıhhatinin öğrenilip öğ- renilemeyeceğini sormuştu. Bunun ü- zerine Yarbay Yakal teşebbüse geç- miş ve az sonra Bayan Karaosma- noğluya kardeşinin iyi olduğu bildiril- mişti. Hâdisenin cereyan ettiği ta- rihte henüz Yassıadanın adı dahi Safa Kılıçlıoğlu Bir koltukta iki karpuz meçhul bulunmaktaydı. Ne muhake- meler başlamıştı, ne Divan huzurun- da sanıklar vardı. Leman Karaosma- noğlunun Burhan Belgeyle kardeş olduğu ise İnönü ailesinin otuz yıl- dır malümuydu. Böyle olmasa dahi İnönünün sofrasında Yassıada sakin- leriyle eğlenmek bahis konusu değil- di. İhtilâlden bu yana -ve daha ön- ceki tarihlerde- İnönü siyasi rakiple- ri hakkında ne kırıcı tek kelime söy- lemiştir, ne onların âkibetleriyle şahsen ilgilenmiştir ve ne de hâdise- lerin bu şekli almasına sevinmiştir. Bu yüzdendir ki Leman Karaos- manoğlu ve o gün yanında bulunan eşi Yakup Kadri Karaosmanoğlu, bir başından ötekine uydurma olan bir hikâyenin Sefa Kılıçlıoğlunun Yeni Sabahında 1961 Şubatının 19. günü arzı endam etmesine hiç bir mânâ veremediler. Anut gazetecilikle uzak- tan yakından en ufak bir alâkası bulunmayan bu harekete de fena halde içerlediler. Nitekim, haftanın sonunda Karaosmanoğullar vaziyeti bir mektupla Basın Şeref Divanına bildirdiler. Ne kafa, ne kafa! Ancak, Karaosmanoğlulann mânâ veremedikleri hareket bir maksa- da matuf bulunmaktaydı. Kılıçlıoğlu böylelikle, avına çıkmış bulunduğu yeni bir sınıf okuyucuyu memnun €- deceğini sanıyordu. Aslı astarı olma- yan hikâye bu okuyucu sınıfını İnönü aleyhine büsbütün tahrik edecek, on- lara bir yeni propaganda vesilesi ve- recekti. "Ne ayıp! Hiç, İsmet Paşaya yakışır mı? Bak, sofrasında (o Yassı- adadakilerle eğleniyormuş.. Zavallı Yassıada sakinleri. Onun hırsına, ki- Nihat Erim AKİS, 27 ŞUBAT 1961