YURTTA OLUP BİTENLER İlk tahkikat Yobaz sırtlanının örfi idareden bi- le çekinmiyerek hortlama kımıl- danışı, bütün yurtta derin tepkiler uyandırdı ve ciddi bir ikaz olarak fayda sağladı. İstanbul Polisi için 60 - 70 nümayişçiyi, daha başından dagıtıvermek işten bile değildi. Zira bir müfrezeden fazla resmi polis ve hazır kuvvet vazife başındaydı. Ay- rıca Birinci Şubenin sivil memurları görevlendirilmişlerdi. Fakat toplum psikolojisine vukufu (Oomüsellem Em- realp, işin büyümeden sona ereceğini umduğu kadar, kalabalıklara müda- halenin en fazla cenaze törenlerinde reaksiyon yaratacağını da biliyordu. Nitekim cenaze alayını 00004 resmi plâkalı siyah makam Chevrolet'siy- le. hiç alâkadar, olmuyormuş gibi so- nuna kadar takip etti. Cenaze dağıl- dıktan sonra da 17 elebaşıyı kıskıv- rak yakalatarak nezaret altına al- dırttı, bir hazır kuvvet otosuyla Em- niyet Müdürlüğüne götürttü. Günler ilerledikçe nezaret altına almanlar, onbiri münfesih D.P. li olmak üzere 24 e yükseldi. Fakat 27 Mayıstan sonra ilk de- fa toplu olarak ve meydan okurcası- na ortaya çıkan D.P. artıkları yo- bazlar hakkında hassasiyetle yürütü- len tahkikat, tahminlerin ve spekü- lasyona müsait irticai hâdise dolayı- sıyla gazete ve mecmualarda yazılıp çizilenlerin aksine bir seyir takip et- ti. Hareketin bir merkezden idare edildiğine veya bir tertip olduğuna dair hiçbir işaret yoktu.Bir defa ne- zaret altındakilerin hepsi taşralıydı, ekseriyetinin münfesih D.P. ile alâ- Tahkikatı ya- vardılar: Gerici livermiş, sinelerine gömdükleri his- lerini topluluk heyecanı içinde zap- tedemiyerek aleniyete odökmüştür. Polisin yumuşak o davranışı, müsa- mahanın .ince mânasını idrakten u- zak cahillerin taşkınlıkları için mü- sait bir zemin yaratmıştır. Hâdise çıkaranlar, servetli ölü - sahibinden Kırdarın kapısından çıkarmakta o- lan kimselerdir. Elebaşı görünenler, cenaze törenine gazetelerde okuduk- ları .ilân üzerine - veya yolda görüp "Allah rızası için" katıldıklarını be- lirtmişlerdir. Daha Önce birbirleriy- le irtibat halinde bulunduklarını is patlıyacak hiçbir ipucu .ele geçme mistir. Nezaret altına alınanlardan başka, ayrıca 28 kişinin daha ifade- 12 sine müracaat o edilmiştir. Kırdarın Türk veya Irak tabiiyetindeki Ker- küklü Hemşehrilerinden de şüphe edil miş, fakat yapılan titiz sondajlar, cenaze törenine kalabalık bir grup halinde iştirak eden bunların da ma- sum olduklarını ortaya çıkarmıştır. Hâdise endişe edilecek mahiyette olmamakla beraber, devriye gezmek- te olan gericiliğin üzerinde hassasi- yetle durulması gerekmekte olduğu- nu gösterdi. Nezaret altında bulunan 24 sanıktan altısı, ifadelerinin alın- masını müteakip o serbest bırakıldı- lar. Aralarında Yeşilçay ve Alttne- lin bulunduğu dokuzu Demokrat 18 sanığın Demokrat olmayan diğer do- kuzundan ikisi Zeki Paşa apartmanı- nın kapıcıları, biri de Kırdann Bü- yükadadaki villasının 15 senelik kravat, ak saçları. dökülmüş adamı pek şık gösteriyordu. Şık adamın matruş yüzünde sıcak bir ifade vardı. İlk sözleri: "— Bâzı acı tenkitler yapıldı" ol- u. Sonra hafifçe tebessüm ederek de- vam etti:. "— Ben bu tenkitlere karşı Hari- ciyeyi müdafaa etmek için gelmedim. Üstelik, hücum vâki olmadı ki..." Salonda son derece samimi bir hava vardı, çıt çıkmıyordu. Hemen herkes kürsüdeki yakışıklı adamın sözlerini dikkat ve sabırla dinliyordu. Yakışık- lı hatip sözlerini bitirip su bardağına ikinci defa uzandığında alkış koptu. Hâdise geçen haftanın içinde bir gün Yeni salonda bir Meclis binasının toplantı Örümcekti bahçıvan - bekçisidir. Diğer sanıkla- rın meslekleri hademelik, kunduracı- lık, fırıncılık, marangozluk, işçilik ve memurluktur. Hâdisenin tam ma- hiyetinin ortaya çıkması, başkentte fazla telâşlanmış bâzı çevrelerin yü- reğine su serpti. Kurucu Meclis Kurunun yanındaki yaş Kürsüdeki, ak saçları hayli azalmış uzunca boylu adam, önünde duran bardaktan iki yudum su aldıktan sonra, maroken - kaplı kü- çük bloknotun sayfalarını çevirerek konuşmağa başladı. Üzerindeki halis İngiliz kumaşı lâcivert elbise ve ona son derece giden yeşilli beyazlı sulka Kırdarın cenazesinde hâdise çıkaran yobazlar İ kafanın tuttuğu İŞ salonunda cereyan etti. Kürsüdeki başarılı hatip İhtilâlin Dışişleri Ba- kanı Selim Sarperdi ve 1961 yılı Dış- işleri Bütçesi münasebetiyle söz al- mış bulunuyordu. Selim Sarper son derece samimi bir ifade ile, 27 Ma- yıstan bu.yana İhtilâl .Hükümetleri- nin dış politika konusunda mevcut karar ve kanaatlerini Kurucu Meclis deydi. Bunun içindir ki tek falso yap- madı ve haklı alkış topladı. Böylece, 1961 yılı Bütçesi âdet olduğu veçhile denk olarak kapatılmak üzere iken, basireti ve dirayeti müsellem bir Ba- kan olmak payesini de kazanmış ol- du. Geçen haftanın başında başlayan AKİS, 27 ŞUBAT 1961