YURTTA OLUP BİTENLER modern Şişli Camiinin geniş mermer avlusunu, saat 1l den itibaren ge- lenler doldurmağa ( başlamıştı, öğle namazına doğru kalabalık bini bul- du. Kalabalıkta siyasi bir koku yok- tu. Zira boyuyla mütenasip usun ta- butu musallada bulunan Kırdar, ne C.H.P.de, ne D.P. de partizan tipin- de bir adam olmuştu. Gelenlerin dört te üçü partisiz, eski C.H.P. li veya Kırdarm birbirlerine son derece bağ- li Mason arkadaşlarıydı. £ Herşeye rağmen Kırdar, İstanbul şehrine yaptığı iyilikler, bir de müstesna terbiyesi ve nezaketi dolayısıyla se- vilmişti. (o Kalabalık arasında, o eski milletvekillerden ve İl İdare Kurulu âz adı geçen hiç kimse ogörülmüyordu. Yaşarken onu sevenler ve dramatik tarzda ölümüne acıyanlar, geniş mermer avluda yerlerini aldılar. Gö- ze çarpan şahsiyetler Burhan Felek, F. Rıfkı Atay, Ahmet Emin Yalman, Sıddık Sami Onar, Sadi Irmak, Müm taz Tarban, Muhlis Sırmalı, Orhan Eyüboğlu, Vedad Dicleli ve Suat Hayri Ürgüplüydü. Vaveylalar... lütfi Kırdar, değildi. (o Atatürk odevrimcisiydi. Geniş mermer avlunun içinde tabutu etrafında toplananlar da, kendi cin- sindendiler. 22 çelenk gönderilmişti. Yegâne fevkalâdelik, çift ezan okun- ması oldu. Halbuki çift ezan, Islâmi- yetin önemli günlerinde okunurdu. Ne düğün, ne bayram varken iki mü- ezzin efendinin Şişli (oCamiinin tek minaresinin yegâne şerefesine çıkıp çift ezan okumaları garipsendi. Fa- kat Şişli Camiinin idarecileri, sonra- dan böyle bir hareketi okendilerine izah ettiler: Efendim, Kırdarın Şişli Camiinin meydana getirilmesine mu- azzam hizmetleri dokunmuştu. Şiş- lide Bir Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneğinin de idare heyeti âzasıydı. Kadirşinaslık saikasıyla çift ezan okunmuştu. bir yobaz ve mürteci Cena namazının kılınması ve mütad seremonilerin ikmalinden son şin şirazesinden çıkması, betli Şişli Camiinin yan kapısına takriben 200 metre ötede, Fransız La Paix Hastahanesinin önünde park etmiş cenaze arabasına nakli sırasın- da başladı. Cenaze törenini bir dini ve siyasi nümayiş haline sokmak he- veslisi olan ve kaliteli kalabalık ara- sında sırıtıveren bâzı D.P. artıkları yobazlar, âdeta cebir kullanarak ta- butu' kontrolları altına aldılar ve ona sahip çıktılar. 60 - 70 kişinin bir kıs- mı iabutu omuzlarına oyülıkaüsler, nâşın hey- 10 geriye kalanlar da- kol - kola kenet- lenerek naşı inhisarlarına alarak tec- rid etmişlerdi. Bir taraftan da her- kesin hayret nazarları arasında ga- yet laubali tarzda ve daha ziyade protesto mahiyetinde, mırıltı halinde tekbir getiriyorlardı. - Usülü veçhile tabutu taşımak üzere yanaşan ken- dilerinden olmayanları ite kaka u- zaklaştınyorlardı. Ailesi adına cena- ze işlerini üzerine alan merhumun 33 yaşındaki Yüksek Mimar büyük oğlu Erdem Kırdann, "Beyler, mü- saade ederseniz tabut cenaze araba- sına konacak" o şeklindeki ısrarlı i- kazlan, rüzgâra karşı (o söylenmiş sözler gibi dağılıyor ve tesirsiz kalı- yordu. Genç Kırdara, refakatindeki böylesine taşkınlıkları tecviz etmi- yecek, hepsi birer inkılap çocuğu Oo-. lan Yüksek Mimar arkadaşları da katılınca, fanatikler tempo ile, "Ver- mek yok, vermek yok" diye homur- danmağa başladılar. Galibi dikkat o- lan taraf, tekbirlerin, kötü ruhlular çemberinin dışına veya etrafta top- lanan halka bulaşmamasıydı. Oldu- gu yerde kalıyor, tam bir iflas man- zarası arzediyordu. Zaten Yalman- lar, Onarlar ve Felekler gibi eleküstü zevat, Şişli Camiinin yan kapısından itibaren cenaze alayını terketmişler- di. D.P. artıkları yobazlar, neticede tabutu cenaze (arabasına koydurt- mamağa muvaffak oldular. Cenaze arabası alayı geriden takip ediyor- du. Fanatikler arasından zaman zZza- Nusret Yeşilçay Paçayı kıstırdı man, "Daha yavaş "yürüyelim" ses- leri duyuluyordu, Mırıltılar da avaze halini alıyordu. Sâdece tekbirlerle yetinmiyorlar, meydan bos bulundu- gundan gittikçe (o küstahlaşıyorlar, tehliller ve salavatlar getiriyorlar ve kasideler okuyorlardı. Caddenin tam ortasından ilerlediklerinden, uzun müddet trafiğin tıkanmasına sebep oldular. Kendilerini bilmezlerin yaptıkla- rı, gerçek dindarlığa taban tabana zıttı. İslamiyet kuralları, cenazenin huzur ve sükünet içinde kaldırılma- sını âmirdi. Bâzıları çember sakallı olan ve ellerindeki teşbihleri müte- madiyen çeken zındıklar, itilana sal- lana yürüyorlardı. Aralarında bereli- lere de rastlanıyordu. Din kisvesi altında bir melanet islediklerinin en bariz ispatı. Ramazana rağmen bir kısmının tabutun civarından uzakla- şarak sigara içmesi ve tekrar kindi- ler! gibi insan kırıntılarının teşkil eyledikleri barikata karışmasıydı İkinci bir Mareşal hâdisesi Erdem Kırdarın, babasının tabutu- nu cenaze arabasına koydurtmak. için likör Fabrikası ve Esentepe Gazeteciler Mahallesi önünde yaptı- . Sahip- ıstrabına hürmet göstermeksizin, bir cenazeyi gizli ve melun maksat- lar için böylesine istismar, doğrusu ne görülmüşüne de işitilmişti. Anla- şılan çapulcu güruhu, mahiyeti ta- mamıyla değişik bir "Mareşal Hadi- sesi"ni, onbir yıl sonra tekrarlamak sevdasına kapılmıştı. Üstelik, çapul- cular güruhu mensuplarından hiçbi- rinin Kırdar ailesi ve (o yakınlarıyla yakından uzaktan ilgisi yoktu.' Tabut, Şişli Camiine üç - dört ki- lometre uzaklıktaki, Kırdar tarafın- dan Vali ve Belediye Başkanlığı .za- manında inşa ettirilen Zincirlikuyu Asri (oOMezarlığına aşağı yukarı 90 dakikada getirildi. o Islâmiyete sığ- maz ve onunla bağdaşamaz bir tarz- da tabuta sahip çıkanlar, esas şirret- lik ve taşkınlıklarını Asri Mezarlıkta ortaya döktüler. Asri Mezarlığın in- şasından sonra, Kırdarın kendisi ve ailesi için ayırttığı en muteber ma- haldeki aile kabristanını da kordon altına aldılar. Avazeler histeriye in- kılâp etti. Gene kendileri, basım Kıb- leye getirerek tabutu önceden kazıl- mış mezar çukuruna yerleştirdiler. Mezarcılar tabutun üstüne toprak doldururken, bir. imam nâşın başın- da, dört müezzin de etrafında asrı şerif okuyordu. Ancak dualar, nor- malden fazla uzatılıyordu. Mütad o- lan, aşrı şerifin okunması sırasında cemaatin münâsip ölçüde mezar çu- kurunun ırağında bulunmasıdır. Fa- AKİS, 27 ŞUBAT 1961