Kadın Gözüyle Yaşama Sanatı Son defa, Krutçef gayri resmi yaman, bir Amerikaya bir ziyaret yaptığı Amerikalı ev kadını kendisine evde yaptığı bir büyük postayı hediye olarak yollamıştı. Bu haberi gazeteler yazdı, televiz- yon verdi. Ev kadınının maksadı, Rus liderine Amerikadaki (oyüksek hayat seviyesini göstermekti. Krut- eefin, kendi memleketinde yapılan pastaları daha lezzetli bulduğuna eminim. Bence Amerikalı ev kadını, maksadına ermek için, Krutçefi e- vtoe davet etmeli ve pastasını na- sıl yaptığım ona göstermeliydi. Bu ev kadınının kocası, muhtemelen bir küçük işçidir, belki de büyük şehir- lerden birinin o fakir mahallelerin- de oturmaktadırlar ama bir veya iki katlı sıcacık bir evi vardır. Be- yaz naylon perdeli oturma odasın- dan, XX. yüzyılın bütün kolayhkla- rıyla mücehhez yemek odasına ge- çilir. Mutfağı aynı odanın bir kö- şesindedir. Fırını, buz dolabı, çoğu zaman çamaşır ve çamaşır kurut- ma maldnaları bir lâboratuvar te- mizliği içinde, yanyana sıralanmış- tır. Musluğunu açar, sıcak suya bir- kaç damla renkli bulaşık (sabunu köpüğü veya bir miktar renkli toz atar, bulaşıkları bu suda, henüz el değmeden temizlenmiştir bile... Buz dolabı ve fırının üstündeki raflar dalma yiyecek maddeleriyle (o dolu- dur. Evde oturacaksa fırına bir et atar, işi acele ise konserve kutusu- nu sıcak suyun altına tutar. Teme- ği ısınmıştır. Bu müddet içinde ça- maşır makinesinde çamaşırları yı- kanmış ve kurumuştur. oÜtülene- cekleri ayırır. Bunlar zaten miktar itibarla çok fazla değildir ve (o ba- harlı ütüsü bunların çabucak üste- sinden gelir. Amerikada Ford fabrikasının Detroit'teki atölyelerinde bir ooto- mobil, ortalama 52 dakikada yapı- lr. Bir pasta buna göre sene de dan birkaç kutu çıkarır, bunlarda- ki renkli tozlan birbirine katar, elektrikli aleti ile bunları beş daki- ka çırpıp firma atar. İşte bundan sonra yarım Saat ile bir saat bek- lemesi ve pastasını soğutması lâ- zımdır AKİS, 27 ŞUBAT 1961 Amerikada konfor her insanın, çalışan ve kendisini içkiye veya ser- seriliğe kaptırmayan her o insanın İstifade ettiği bir nimettir. Ameri- kalı sanla hayatı kolaylaştırmak, daha iyi yaşıyabilmek için o yaşa- maktadır. Hayattaki en büyük kay- gusu evde rahat etmek, evde rahat etmek için dışarda iyi çalışmaktır. Bilhassa ev işlerini kolaylaştırmak için düşünülen şeyleri, küçük icat- ları bu satırlara sığdırmak imkân- sızdır. Çoğu insanların, hayatlarım ticaretle kazanmaları, serbest iş hayatı ve rekabet muhakkak ki her sahada inkişafı ve yenilikleri pek çok kolaylaştırmaktadır. Ama hal- kın lüksten ziyade konfora merak- lı oluşu, meselâ kadınların süslü de- gil pratik kıyafetleri tercih o ediş- leri, evli kimselerin giyimden fazla ev eşyasına kıymet vermeleri, ve her yeniliği tecrübe etmek merak- ları da yaşama sanatı diyebileceği- miz inkişafları pek çok teşvik et- mektedir. Şu noktaya işaret etmek isterim ki Amerikada "kürk" ucuz ve çok çeşitlidir, takat kürke önem verenler daha ziyade zenginler ve- ya artistler» ya da güzellikleriyle hayatlarım kazananlardır. Pek az Amerikalı kadının kürkü vardır, fakat havagazı fırını olmayan bir ev tasavvur edilemez ve en fakir kadın en son çıkan bulaşık sabununu tec- rübe etmekten geri kalmaz. Ufacık yenilikler bu tara şeylerin satışına tesir eder. Ben, bir buçuk sene evvel Ame- rikaya geldiğim zaman piyasada birçok fabrikalara ait renkli veya beyaz, krem gibi kokulu ve hoş, mayi bulaşık sabunları vardı. Bun- ların hepsi teneke kaplarda satılı- yordu. Bir firma birgün büyük rek- lâmlarla, bulaşık sabununu yumu- şak plâstik şişelerde satışa çıkar- dığım ilân etti. Bu şişeleri kullan- mak daha zevkli idi. Çünkü bunlar daha hafif ve daha şıktılar. Kadın- lar bu şişelere öyle rağbet ettiler ki, çok geçmeden bütün bulaşık sa- bunu satan firmalar teneke şişele- ri terkedip plâstik şişe usulüne baş- vurmağa mecbur kaldılar. Bu, Ame- rikada hergttn bir yenisine şahit ol- duğunuz ufak yeniliklerden bir ta- Jale CANDAN nesidir. Şimdi bir bulaşık sabunu firması, ev kadınlarını bulaşık bezi veya sünger kullanmaktan da kur- tarmak üzeredir. Bu firma sabunu kâğıt gibi tabaka şeklinde satıyor. Bez kullanmadan bulaşığınızı yı- kayıp, kâğıt tabakasını atacaksın. Amerikana her evde pek mebzul miktarda bulunan yerli dolaplar sa- yesinde kimse gardrop taşımaz ve en ufak evlerde bu dolaplar sayesin- de tertipli yaşamak omümkündür. Ev kadını burada da bâzan pek çok çakşır, çünkü umumiyetle çok ço- cukludur. Ama hiçbir zaman iş ya- parken yere eğilmez.' Marifetli e- lektrik süpürgeleri yanında, o çok basit mekanizma ile hem yerleri silen, hem cilalayan, hem toz alan çeşitli âletler vardır. Yeni o evler ekseriya tek katlıdır ve ev kadını- nın işlerini kolaylaştırmak için her- şey düşünülmüştür» Fakat zannedilmesin ki Ameri- kada herkes çok konforlu yeni ev- lerde oturuyor ve zannedilmesin ki çocuklar hep modern binalarda oku- yor, .memurlar lüks dairelerde çalı- şıyorlar. Yeni evler yapılıyor, fa- kat eskiler pek nadiren yıkılıyor. Büyük şehirler, karanlık eski tip binalarla doludur. Herkes, eski de olsa, evini güzelleştirmeğe çalışı- yor. Onu boyuyor, perdesini değiş- tiriyor, mutfağını ler, resmi veya hususi ofisler var, fakat bunların yanında çek eski tip- te, ıslâha çalışılan binalar da mevcut. Bazan en küçük kasabada en modern bir okul binasına rastlı- yorsunuz, fakat çok eski okulların miktarı da pek fazla. Ama-hepsinin içinde aynı konfor mevcut ve aynı yeni tarz tedrisat... Her İnsan, her müessese | dal- ma bir adım ileriye gitmeye çalışı- yor. Fakat herkes kendi bütçesine, kendi. imkânlarına göre hareket e- diyor. Bir kuruşun veya bir çöpün, yerine göre kıymeti var.. Yenilik ve inkişaf merakında başlıca muvaffa- kiyet amili bu ölçü olsa gerek. 31