ve haftanın sonunda bitmeyen hayli sıkıcı Bütçe müzakerelerinin bilanço- su yapıldığında oSarperin konuşması ve üyeleri dış politika konusunda tenvir edici izahatta bulunması elbet- te ki faydacıdır. Zira Sarperin başarı- sı, aslında bir takım meselelere tam bir samimiyet içinde neşter vurmak- tan ileri gitmemiştir. Ne var ki, Büt- çe müzakerelerinin cereyan ettiği ilk günden şu satırların yazıldığı saatle- re kadar Kuruca Meclise hakim olan hava bir keşmekeş havası olduğun- dan kürsüde ciddi bir adam görmek bâzı kimseleri ve bilhassa basın men- suplarını hayli sevindirmiştir. Doğru- su istenirse 1961 yılı Bütçe müzake- releri bir garip tarzda başlamış ve bir takım işlek omuhayyelelere bol malzeme sağlamıştır. Mecliste esen hava Mer'i mevzuatın parti gruplarının çalışmalarına cevaz vermemiş ol- ması, bu yılki Bütçe müzakereleri sı- rasında Meclis içinde bir takım poli- tik oyunların oynanmasına sebep ol- dü. Tabii oyunun senaryosu, siyasi partilerin idarecüeri vaziyetindeki po- litikacılar tarafından hazırlanıyor ve tecrübesiz politika (o heveslileri tara- fından da kürsüye monte ediliyordu. Bir defa Meclis içinde üç ayrı kutup vardı ki, bunların hareket tarzları hiç bir zaman birbirine obenzemedi. Bi- rinci kutup, Mecliste sol taraftaki sı- raları işgal eden ve zorunlu bir mu- halefet vazifesini üzerine alan C.K.M. P. lilerin bulunduğu gruptu. Bunlar her vesile ile, kürsüdeki Hükümet ü- yesinin hatasını bulmak ve bu hata üzerine teatral jestlerle nutuk bina etmekte fayda gördüler. Elhak, bu işin üstesinden de geldiler. Nitekim Ahmet Oğuz bu tarz hitabetin örne- ğini verdi. Kürsüye bir gün: "— İki satırlık arzı cevap edeyim" diye çıktı ve yarım saat dinletti. Tabii bu, üyelere keçi boynuzu ye- dirmekten farksız oldu. Ne var ki bu tip hitabetin asıl şampiyonu -Men- deres Yassıadaya gittikten sonra- li- der Bölükbaşının sesi soluğu çıkma- dı. Her gün Kurucu Meclise, basın müşaviri Kadircan Kafimin refakatin de geliyor, Temsilci üyelerin pek ilti- fat etmedikleri sağ gerideki kapıdan içeriye sessizce giriyor ve en dipteki sıralardan birine oturarak ak saçla- rının hayli büyük gösterdiği başını elleri arasına alıyor, düşünüyor, dü- şünüyordu. Belli ki Bölükbaşı memle- ket meselelerini düşündüğünü göster mek istiyordu. Kürsüye çıkmaması ise, kendisini hemayar gördüğü iki liderin, Gürselle Oİnönünün kürsüye çıkmamaları neticesiydi. Demek ki, liderler konuşmuyordu. Böyle olunca, Bölükbaşının da konuşmaması son derece normaldi. Fakat öteki C. K. M. P. liler, ken- diliklerinden yüklendikleri! "Temsil- ciler Meclisinin Muhalefet Grubu" vazifesini yapmak için demagojiye en ziyade müsait konulan bulup çıkar- dılar ve seçim kampanyalarının plat- formunu bina ettiler. Söylediklerinde doğru taraflar çoktu ve bunları sâ- dece C. K. M. P. liler değil, Meclisin bütün üyeleri biliyorlardı ama C. K. M.P. lilerle onlar arasında bir niyet farkı vardı. bölükbaşı ve arkadaşla- rı önümüzdeki seçimlerdeki şanslarım her ne vahasına olursa olsun kuvvet- lendirmeye çalışıyorlar, diğerleri şu İntikal devresini mümkün nisbetinde huzur ve sükün içinde tamamlamağa YURTTA OLUP BİTENLER gayret ediyorlardı. Böyle olunca, Mec- listeki diğer gruplar sıkıntı çektiler. Bunların başında, ikinci bir okutup olan C. H. P. geliyordu. İki cami arasında Kurucu Meclisin sağdaki o sıralanın işgal eden C. H. P. liler, bir bü- tün olarak, bütçe müzakereleri boyun- ca bir "vefalı müttefik" rolü oyna- dılar. Devri sabıkın asıl meşakkatini omuzlarında taşımış bulunan C.H. P. liler bu müttefik hüviyetini bir takım fedakârlıklar pahasına da olsa so- nuna kadar yürüttüler. Genel Başkan İnönünün izinli bulunması sebebiyle katılamadığı Bütçe müzakerelerin- de, C.H. P. nin başarılı Genel Sekre- teri Aksal müttefik grubun ba- siret sembolü oklu. Eğer bir kaç po- lüzumsuz düşen tarihi rolü tam başarıyla yürü- tecekti. Bir parti grubu mevcut ol- mamasına rağmen C. H.'P'li hatip- ler, bâzı istisnalarıyla temkini elden bırakmadılar ve Hükümeti bir mütte- fik olarak savundular. C. H. P. li ha- tipler Bütçe müzakerelerinde sınıf- lara ayrılmakta da gecikmediler. Mü- tehasıs elemanlar ve profesyonel po- litikacılar derhal kendilerini belli et- tiler. Hele Üniversiteden gelme Girit- liler ve Tarık Zafer Tunayalarla da desteklenince, müttefikler grubu pek kuvvetlendi ve bulanık su avcılarına avuçlarım yalamak düştü. Tabu ara- da, "seçmene selam nutukları" çe- kenler de yok değildi. Fakat bunlar, "kadı kızındaki kusur" addedildi ye Bütçe müzakerelerini takip edenler tarafmdan en başarılı ekip unvanını haklı olarak C. H. P. kazandı. Kurucu Mecliste 1961 yılı bütçe müzakereleri AKİS, 27 ŞUBAT 1961 Bu kar helvasını beğenen çok