SİNEMA A.B.D. Fırtına dindi Geride bıraktığımız Ocak ayının son günlerine rastlayan bir sabah dün- yanın sayılı gazetelerinden biri olan ünlü New York Times'i ellerine alan- lar boydan boya iki sayfayı kapla- ilanla karşılaştılar. Ağız ağıza iki sayfa tutan ve A Devletlerinin edebiyat, şıyan bu ilân, ilândan çok bir dilekçe hüviyetini taşıyordu. Eleanor Roos- velt'ten Carl Sandburg, Hemingway, Paulkner, Ross ve Bernstein'a kadar çeşitli ünlülerin imzaladığı dilekçede, Amerikan Aleyhtarı Faaliyetleri A- raştırma Komisyonunun, gereksizli- gi dolayısıyla kaldırılması istenmek- teydi. Kongreye sunulan bu dilekçe şeklindeki ilânda ileri sürülenler şun- lardı: Amerikan Aleyhtarı Faaliyet- leri Araştırma Komisyonu yirmi yıl- dan beri bâzı Amerikalıları mahküm etmiş, bazılarının hayat şartlarım güçleştierek yaşamalarını engelle- mişti. İngiliz ve Amerikan mahke- melerinin yüzyıllardan beri büyük bir emekle geliştirmiş olduğu hukuk nizamlarım bu insanlara tanımamış- tı. Amerikan milleti şimdi de bunun kötü ürünlerini devşirmekteydi. Tem- silciler meclisinin A A. F. A. Komis- yonu, bir çok bakımlardan içe ve dışa karşı Amerikayı küçük düşürüyordu. Artık bu çılgınlık ve güçsüzlük un- surundan kurtulmanın zamanıydı. Bu, geçen yıl bir ana hortlama istidadı gösteren Mc Carthysme'in de sonu demekti. Sonun başlangıcı Televizyonla savaş ve bu arada en- düstrinin kurtarılma çabası, Holly- wood yapısı filmlerin sanat değerini giderek hiçe indirmişti. Derken bek- lenmedik bir anda tepeden inme gelen A.A. F.S. K. ise, ayrı bir darbe ol- du. Başlarda Temsilciler Meclisinde özel olarak meydana gelen Komis- yon, 1948 yılında resmi bir kurul ha- line getirildi, dehşetengiz senatör Mc Carthy'nin damgacı siyasetini bü- tün şiddetiyle sürdürmeye Adalet kurumlarından daha bir yetkiyle çalışan Komisyon, edebi- yat, sanat alanlarından Hollyvvood'a atladı, çeşitli yazar, rejisör, prodük- tör ve oyuncuları komünistlikle suç- layarak karalı, grili listeler düzenle- di. Kara listeye sokulanlar, Komünist Partisi üyesi ve eskiden bu parti üye- si iken ayrıldıktan sonra bu partideki AKİS, 27 ŞUBAT 1961 tanıdığı üyelerin adlarım vermeyen- ler, Komisyona karşı Anayasanın 1. ve değişen 5. maddelerini ileri sürerek savunanlardı. Gri liste ise, Roosvelt'in New Deal siyasetini tutanlar, İkinci Dünya Savaşından önce faşizm aleyh- tarı kurumlara üye yazılanlar, solcu kl takip edenler ve Komisyo- çalışmalarını tenkit edenlerin geçirildiği listeydi. Kara listeye soku- lanlar arasında 106 senaryo yazarı, 36 oyuncu, İl rejisör ve 4 de prodüktör vardı. Stüdyolarda kurulan bürolar- da en küçük teknikere kadar Holly- wood'da iş almış herkes, teker teker geçmişini hikâye eden fişler dolduru- yor, bu fişlere göre de ya kara lis- teye, ya da grisine ogeçiriliyorlardı. Kraldan çok kralcı stüdyoların doğru- dan doğruya ve gönüllü olarak Mc- Carthy'ciliğe katıldıkları bu kampan- ya bir yandan böylece devam eder- ken, öte yandan da bir bölük sinema sanatçısı Washington'a çağrılıp Ko- misyonun önüne çıkarıldı, sigaya çe- kildi. Bu çağrılanlardan on kişi Ko- misyon çalışmalarım (Amerikan A- nayasasına aykırı bulduklarım ileri sürerek sorulanlara karşılık vermeyi reddettiler. Karşılık verme konusun- da gerçi Komisyon da kimseyi zorla- mamaktaydı ama, geniş yetkilere sa- hip böylesi bir kurula bu çeşit bir davranış hakaret sayılmakta ve do- layısıyla Kongreye hakaret suçundan sanık olarak mahkemeye verilmek- teydiler. Sonradan sinema .tarihinde "Hollywood'lu Onlar" adıyla anılacak olan bu ilk karşı çıkışı yapanlar-Ad- rian Scott (prodüktör), Edward BASIN ŞEREF DİVANININ TEBLİĞİ Avukat Burhan Gungöriln baş- kanlığında otoplanla Basın Şeref Divanı gündemindeki ko- nulaRl İncelemişve aşaĞıdaki tebliğin umumi efkâra duyurul- masını kararlaştırmıştır. Eskişebirde çıkan Porsuk Ga zetesinin 18 Ocak 1961 tarihli sayısında "İlk öğretimde Skan- dal" başlığı altında yayınlanan haber Eskişehir öğretmenler Derneğinin şikayeti üzerine in- celenmiş, bahis konusu haberin öğretmen zümresinin şeref ve haysiyetine karşı açık bir te- cavüz mahiyeti taşıdığı tesbit edilmiş, Basın Ahlak Yasasını ihlâl eden bu yayından dolayı Porsuk Gazetesi otakbih olun- muştur. Dmytryk (rejisör) Herbert Biberman (rejisör ve senaryocu), Ring Lardner Jr., John Howard Lawson, Dalton Trumbo, Alvah Bessie, Albert Maliz, Lester Cole, Sam Ornitz (senaryocu) bu suçtan mahakemeye verildiler ve birer yıl hapisle biner dolar para cezasına hüküm giydiler. Kapı aralanıyor Aydını ve sanatçıyı son derece endi- şilendiren bu gözdağı verme siya- seti, dehşetengiz senatör McCarthy'- nin ölümüyle yavaş yavaş eski gücü- nü kaybetti ve ortadan kalkmamak- la beraber hava yılının sonlarına doğru bir çok Amerikan yayın organı, üstelikler olayının artık ogeciktirile- miyecek sonuna varıp kapanmak üze- re olduğunu yazdılar. Ama Motion Picture Academy'nin en başarılı se- naryo armağanını, "The Brave One- Cesur Boğa" ile aday gösterilen Ro- bert Rich'e verip de gerçekte bu se- naryocunun kara listelik Dalton Trumbo'dan başkası olmadığının an- laşılmasıyla patlak veren skandal ise hâlâ mesele olmakta devam etmek- tedir. Geçen yıl da daha kötü bir du- rum ortaya çıktı. Rejisörlüğünü Stan- ley Kramer'in yaptığı "The Defiant Ones - Serkeşler"in senaryosu da Os- car Armağanına adaydı. Senaryo, A A. F. A. Komisyonunun sigaya çekip hüküm giydirdiği ve bu yüzden de gerçek adı Nedrick Young'ı kullana- mayan ve Oscar'a aday gösterilmesi yasaklanmış bulunan Nathan Dpug- las ile temiz bir geçmişe sahip Harold Smith'in ortaklaşa bir eseriydi. Bu durumda Nedrick Young kara üste- lik diye günahsız Harold Smith'i ar- mağandan etmek ne kadar gülünçse, Nathan Douglas'ın armağandaki pa- yım görmezlikten gelmek de yine bir o kadar acayipti. Uzun süren çekiş- melerden sonra Academy, kara - üs- teliklerin armağana aday Olamıya- cakları hakkındaki sert geleneğini kaldırdı ve armağan kapısının bütün yazarlara açık olduğunu bildirdi. Ti- me dergisine göre bu, kara listelerin şekli sonuydu. Sebebine geünce, dam- galı yazarlara konan filmlerde çalı- şamama yasağı, el altından kalkalı zaten epeyi oluyordu. Bugün çevrelen Hollywood filmlerinin yüzde o onbe- şinde bu eski kara üsteliklerin senar- yocu, prodüktör, rejisör veya oyuncu olarak emekleri vardır. Fakat on yı- lı aşkın bir süredir, kara üstelikler- den hiç birinin adı, senaryolarım giz- lice yazdıkları filmlerin-başına,kon- muyordu. Bu, bir bakıma o yazarla- rın en verimli e) bir çeyreği kadar bir süre demekt Günlerden bir gün, senaryocu ad- larının filmlerde namusluca yer ala- cağı umudu beüriverdi. 1960 yılı baş- 35