9 Ocak 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

9 Ocak 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“cevabını verdi. n ay evvel yapılan, haksızlık, on, ay içinde en parlak şedide, telâfi edil- mişti, İnönünün, zorla indirildiği mil- let kürsüsüne tekrar ilk çıkışı indi- rilişi kadar heyecanlı, tantanalı ve aksisedalı oldu. yim.. o Muhteşem bir tören O gün unutulmaz 6 Ocak günü, sa- atlerin öğle vaktini henüz ve pek az geçtiği şurada Yenişehirdeki hey- betli yeni Meclis binasını önüne ge- lenler hakikaten muhteşem bir man- zara gördüler. Yayvan merdivenlerin üzerindeki esplanadın kenarlarına, ellerinde bayraklı o mızraklar tutan süvariler bir baştan ötekine yerleşti- rilmişti. Basamakların başında, bu defa muhafaza maksadıyla değil, de- koru güzelleştirmek ve bütün Silâh- lı Kuvvetlere temsil edilme imkânı vermek için iki tank konulmuştu. Di- reklerde bayraklar dalgalanıyor, ban- dolar çalıyor, borular ötüyordu. Meh- ter takımı bile göz alıcı kıyafetiyle tören yerinde hazırdı. Son derece şık subay ve erler mevkilerini almışlar- dı. Bütün bunların tertipcisi Cemal Madanoğlu, hakikaten meşhur Cecil B. de Mille'i aratmayacak bir mizan- sen hazırlamıştı. Basının o sevgilisi Korgeneral -Ankara Kumandanı her noktaya bizzat nezaret etmiş, provalarda bulunmuş, hiç bir şeyin aksamaması için çırpınmıştı. Nitekim hiç bir şey aksamadı ve halk, hay- ran, takdir oduygularını en cömert şekilde izhar etti. Heybetli binanın içi, dışındaki tö- renden daha az muhteşem değildi. Tahta kaplı duvarları, kahverengi ve mavinin en zarif obağdaştırılmasıyla güzelleştirilmiş dekoru, zarif avizele- ri ve başkanlık kürsüsünün üstüne a- sılmış Türk bayraklarıyla geniş, ina- nılmaz derecede geniş toplantı sa- lonu âdeta baş döndürüyordu. Dinle- yiciler saat 13'ten itibaren yerlerini almışlardı. Parter o kadar genişti ki, ön kısmın haricinde kalan yerler dı- şardaki törene katılan savata tahsis edilmişti ve bu zevat Kurucu Meclis üyelerinden daha kalabalıktı! Alâka ve heyecan, saatler ilerle- dikçe arttı. 15'e doğru ilk üyeler gö- ründüler. Bunlar, yani Çalışma Ba- kam C.K.M.P. li Ahmet Tahtakılıçla C.H.P. li Feridun Ergindi. Kürsünün iki yanında ve altta koltuklar bulu- nuyordu. Kürsünün saf tarafına ge- len koltuk bloku (OKomisyona ayrıl- mıştı. Sol yandaki ise Bakanlar Ku- rulunundu. Tahtakılıç oraya otur- maktan çekindi, kendine salonda bir yer aradı. Nitekim, bulduğu yere o- turdu da sonradan, kabine toplu halde koltuklara geçince ora- AKİS, 9OCAK 1961 Gözlerin Dilin anlatamadı Şeni bana gözlerin, kadar, Gözlerin engin, o gözlerin renk dolu... Bir Çift ve ebediyete uzanan yolu... Kanımızın okaynadığını Gözlerin haber verdi, Ölümsüz bir aşk uykusuna, Beni, gönlümce serdi. Gözlerin kâh sevinç, kâh ke- derdi, Bana bir hayat, bir aşk, bir ız- (Ajans Türk Takviminden) dan kalktı ve Bakan, arasına katıldı. arkadaşlarının Salona girenler arasında ilk alkış salvosunu, -bu defaya mahsus olmak üzere dinleyiciler tezahürat yapabili- yorlardı- M.B.K nin resmi giyinmiş üyeleri yedi. Genç ihtilâlciler yüzleri- ni halka dönerek askerce selâm ver- diler. Tezahürat büsbütün arttı. İ- kinci alkış, İsmet İnönü salona kür- sünün sağına gelen kapıdan girdiğin- de koptu. İnönüye M.B.K nin basın sözcüsü Baha Vefa Karatay refakat ediyordu. C.H.P. Genel Başkanı içeri girince gözlüklü, orta boylu bir ada- mın kendisine seğirttiği, etrafındaki- leri omuzlayarak yanı başına sokuldu gu görüldü. Foto muhabirleri gülüm- sediler, ama inatlarına flâşlarım o an parlatmadılar. Zira bu, meşhur Ka- sım Gülekin beylik numaralarından İnönü fütursuz o politikacıya Ama o, Genel Başkam kendi yanına götürmeye çalışıyordu. İnönü, İsmail Rüştü Aksalla birlikte başka istikamete yöneldi. Zaten ken- disine yol gösteren Karatay da M.B. K. üyelerinin işgal ettikleri ön blokun hemen sağına, yâni başkanlık kürsü- sünün soluna gelen sıraların ilkini i- şaret ediyordu. Aksal, İnönü oturduk- tan sonra Genel Başkanın yanından ayrıldı ve âdeti veçhile mütevazi, gi- dip arka sıralardan birine yerleşti. Güleğe gelince o, açıkta kalmış olma- sına zerrece aldırmaksızın politikada pişkinliği meziyet osaydığını tekrar YURTTA OLUP BİTENLER gösterdi. Manzarayı yukardan sey- redenler tebessümden kendilerini a- lamadılar. Hele feshedilen Mecliste Güleğin zorla İnönünün sırasına ya- manmak için verdiği meydan muha- rebelerini bilenler Topkapı duruşma- larının unutulmaz tanığının, âdetle- rinden hiç birini değiştirmemiş bu- lunduğunu farkettiler. Can çıkıyor, ama huy çıkmıyordu. Bölükbaşının kederi Günün başka bir talihsizi Osman Bölükbaşı oldu. C.K.M.P. nin iri kıyım lideri Meclise girebilen 25 par- tilisinin 23'ünü yanma almış -biri, Yusuf Kemal Tengirşek Temsilciler Meclisinin ilk celsesine başkanlık e- decekti-, öyle gelmişti. Ancak, sâde- ce salona girerken değil, yemin eder- ken de en ufak alâka görmedi ve bir kaç kişiden başka kimse kendisine el çırpmadı. Bu, üstadı fena halde üzdü. Hele ertesi gün, şahsi sözcüsü Kudret ve aynı müşterilerin peşinde iki İstanbul gazetesi, Yeni Sabah ile Tercüman hariç, basın bunu belirtin- ce Bölükbaşının acısı büsbütün arttı. O İnönü ye memleketin diğer kuvvet- leriyle kendisini bir görüyordu, hal- buki iki kişi el çırpmaya dahi yanaş- mıyordu. Üstelik, başka iki C.K.M.P. li günün kahramanları arasındaydı. Bunların biri, Yusuf Kemal Tengir- şekti, diğeri yeni Çalışma Bakanı Ahmet Tahtakılıç. Dinleyiciler arasında iki asil yüz- lü hanım dikkati çekti. Bayan Gürsel, oğluyla birlikte Cumhurbaşkanlığı locasındaydı. Onun bulunan ve M.B.K. kanların ve parti liderlerinin eşlerine ayrılan locaya saat 14.30'da Bayan İnönü geldi. Bayan Gürsel ve Bayan İnönü selâmlaştılar. Sonra, Bayan İ- nönünün yanma Bayan Acuner otur- du ve töreni kendisiyle birlikte sey- retti. Gözlerin aradığı adam Saat 15'e geliyordu. Salonda bulu- nan herkesin gözü bir adamı, ba- bacan tavırlı, sevimli yüzlü, tatlı bir Orgenerali arıyordu. Dört yıldızlı ü» niforması içinde Cemal Gürselin hey- betli hayali hazırdı, ama kendisi yok- tu. Gelmeyecekti de.. Bu, saat 15'te, frak giymiş bulunan Fahri Özdilek başkanlık kürsüsüne çıktığında daha iyi anlaşıldı. Doktorları, Devlet Baş- kanının Kurucu Meclisi açış konuş- masını bizzat okumasına izin verme- mişlerdi. Bu vazifeyi Gürselin yerine Özdilek yaptı. Konuşma orta uzun- luktaydı. Samimi bir üslüpla kaleme alınmıştı. Gürsel milletin usun hürri- yet mücadelesinden kısaca bahsedi- yor, Atatürkün açtığı ve İnönünün devam ettirdiği İnkılâp Devrini anla- tıyor -bu iki fasıl da hararetle alkış- 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: